Alev Coşkun

Velidedeoğlu’nun izinde kararlılıkla

24 Şubat 2022 Perşembe

Büyük hukukçu, Cumhuriyet gazetesinin 50 yıllık yazarı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu, ölüm yıldönümünde Cumhuriyet gazetesi olarak saygıyla anıyoruz. 

Hıfzı Veldet, sadece bir hukuk bilgini değil, Kuvayı Milliyeci, Cumhuriyetçi, aydınlanmacı, yılmaz bir Atatürkçü ve bilge bir kişidir. 

Hıfzı Veldet, 16 yaşında bir lise öğrencisi iken Birinci Meclis’te çalışmaya başladı ve bu çalışma 1920’den 1929 yılına kadar sürdü. Çok genç yaşta, Milli Mücadele’nin kalbi olan TBMM’de olayları izledi. 

MİLLİ MÜCADELE MECLİSİ

Hıfzı Veldet, Meclis’teki çalışmalarını şöyle anlatıyor:

“Ben Meclis’in ilk açıldığı gün olan 23 Nisan 1920’den 1 Ocak 1929 tarihine kadar her üç Meclis’te türlü görevlerde bulundum. Bunlar Cumhuriyet tarihinin en ilginç ve önemli meclisleridir: Birinci Meclis, (...) ‘Milli Mücadele Meclisi’, İkinci ve Üçüncü Meclisler ise ‘Siyasal ve toplumsal devrim meclisleri’dir. Bu nedenle hem Milli Mücadele’nin başından sonuna değin bütün evrelerini hem de devrimlerin türlü aşamalarını onların içinde yaşadım.” (İlk Meclis, s.6)

Bu yaşadıklarını “İlk Meclis - Milli Mücadele’de Anadolu” kitabında (Cumhuriyet Kitapları) yalın, akıcı öykü diliyle yazdı. Milli Mücadele’nin kalbi olan İlk Meclis’i anlamak için bu kitap mutlaka okunmalıdır. 

Hıfzı Veldet, Birinci Meclis’i şöyle anlatıyor: 

“Meclis vaktiyle İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılmış bir yapı. O zaman bu binanın birçok bölümü henüz tamamlanmamış olduğu için ivedi olarak onarılıp tamamlanmış. Toplantı salonu küçük, mobilya adına Ankara Valiliği bürolarından, şuradan buradan derlenmiş kırık dökük bazı eşya var. Milletvekilleri, Ankara Öğretmen Okulu’ndan, Ankara Sultanisi’nden (lisesinden) getirilmiş öğrenci sıralarında oturuyorlar.” 

MECLİS’İN NİTELİĞİ

Meclis’in yapısını da şöyle anlatıyor: 

“Bunların kılıkları, giysileri, yaşları, düşünsel düzeyleri ve görgüleri başka başka ve çok değişik; beyaz sarıklı, ak sakallı, cüppeli, eli tespihli hocalarla pırıl pırıl üniformalı genç subaylar; yazma veya şal sarıklı aşiret beyleri, külahlı ağalar ve kavuklu çelebilerle Avrupa’daki yüksek öğrenimlerini bitirip yeni dönmüş, Batı kültürüyle yetişmiş, nokta bıyıklı, ‘Kuvayı Milliye’ kalpaklı gençler yan yana oturuyorlar.” (İlk Meclis, s.15)

Hıfzı Veldet, şöyle devam ediyor:

“Bu tablo ve salondaki bekleyiş dakikaları, çok canlı bir resim, bir sinema filmi gibi en küçük ayrıntılarına kadar bugün de gözlerimin önündedir. Lisenin onuncu sınıfından on birinci sınıfına henüz geçmiş, on altı yaşını bile tam doldurmamış bir gencin o tarihsel andaki yüksek çarpıntılarını da hâlâ duyarım.” (s.17)

MECLİS’İN ÜSTÜNDE BİR GÜÇ YOKTUR

Tarihi anlara tanıklık ediyordu genç Hıfzı Veldet... Meclis’in birinci oturumunda, Mustafa Kemal’in verdiği önergenin tartışılması, Atatürk’ün Meclis’i, “Meclis dar bir yasama göreviyle değil, ulusun genel yönetimini eylemli olarak yüklenmek, ülkenin kurtuluşunu sağlamak ve savunmak görev ve yetkisiyle kurulmuştur. Ve artık yüksek meclisimizin üstünde bir güç yoktur” diyerek tanımlaması... (s.25)

Velidedeoğlu, bu tanıklığı şöyle anlatıyor:

“İlk Meclis’in hem başlangıç hem de son yılında onun içinde görevli olmak, genç yaşta beni daha çok olgunlaştırdı. Bu Meclis, belki de dünya tarihinde benzeri olmayan bambaşka bir ulusal kuruluştur.”

İşte Meclis’in ilk üç dönemde bunun gibi tanıklık ettiği devrim olayları, onun Kuvayı Milliye köklerini oluşturuyordu.

BATI HUKUKU

Hıfzı Veldet, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi ve 1929 yılında sınav kazanarak devlet bursu ile İsviçre’ye gönderildi. İsviçre’de Batı hukuku okudu, derinlemesine özümsedi ve doktora yaptı. 

Yurda dönünce 1934 yılından 1975 yılına kadar 41 yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ders verdi. 1946-1953 yılları arasında iki dönem hukuk fakültesi dekanlığı yaptı.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, binlerce öğrenciye hukuk okuttu, çok önemli hukuk hocaları yetiştirdi, hocaların hocası oldu.

CUMHURİYET YAZARLIĞI

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, sadece bir hukuk öğretim üyesi olmadı. Aynı zamanda Cumhuriyet felsefesini, Atatürkçülüğü, Aydınlanma devrimlerini bilimsel olarak savunan bir yazardı.

Onun Cumhuriyet gazetesinde “Medeni Kanunumuzun dili” başlığını taşıyan ilk yazısı 3 Mayıs 1942 tarihlidir. 

Hıfzı Veldet, Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını ölünceye kadar sürdürdü. Gazetede bir sütun istemedi. O yazılarını çok önemli olan 2. sayfada yazdı. 

Prof. Dr. Velidedeoğlu’nun “Medeni Hukuk” kitabı bir klasik eserdir. Toplumsal yaşamımızla ilgili olarak yazdığı kitapları bu sayfada bir kutu içinde verilmiştir.

SÖYLEV ÇALIŞMASI

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun gençliğe bıraktığı bir ölmez eser de “Söylev”dir. 

Hıfzı Veldet, Atatürk’ün Nutuk’unu “Söylev” adıyla gençlerin anlayacağı bugünkü dile uyarladı ve üç ciltlik bu kitap, 1978 yılında yayımlandı.

Hıfzı Veldet, bu kitabın önsözünde şöyle diyor: 

“...Atatürk’ün Söylev’i Türki-ye’de 1919’dan sonra gerçekleşen kurtuluşun ve büyük devrimin öyküsüdür. Bu tarihsel ve anıtsal ‘öykü’ Batı emperyalizminin sömürü altındaki öbür ezilmiş ulusları etkileyip onların günümüze dek süregelen bağımsızlık savaşlarına da örneklik ve önderlik ettiği için ‘mazlum halkların evrensel önderi’ nitemine hak kazanan ve böylece dünya tarihinde yeni bir çağ açan adamın, Gazi Mustafa Kemal’in, yaşamından en önemli bölümü anlatır.” (Söylev, s.22)

Hıfzı Veldet’in, Atatürk’ün Nutuk’unu bugünkü dile uyarlayarak ve özetleyerek bunu üç cilt halinde yayımlaması çok önemli bir hizmettir. Böylece Nutuk’un geniş kitleler tarafından okunmasına olanak sağladı. 1978 yılından bu yana Söylev, Cumhuriyet Kitapları’ndan yayımlanıyor ve 55. baskısını yapmış bulunuyor. Böylece Söylev, yüz bin adet basılmış oluyor.

(Hıfzı Veldet Hocamızın saygıdeğer eşi, gazetemizin değerli yazarı Meriç Velidedeoğlu, bu eserin telif haklarını, Cumhuriyet Vakfı’na bağışlamış bulunmaktadır.)

CUMHURİYET GAZETESİ

Hıfzı Veldet, Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’yi Birinci Meclis’ten tanıyordu. Nadir Nadi ile yakın dosttu. Yazılarıyla Cumhuriyet gazetesinin adeta temel taşlarından birisi oldu. Bu gazetede tam yarım asır yazdı. 

Büyük hukukçu, insancıl bir öğretim üyesi, gerçek bir Kuvayı Milliyeci, sürekli çalışan yorulmaz bir Atatürkçü ve Aydınlanmacı, Cumhuriyet gazetesinin yılmaz yazarı, hocaların hocası değerli Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, çok sevdiğin Cumhuriyet gazetesi Atatürkçü yolunda mücadelesini sürdürüyor. 

Yunus Nadi’nin, Nadir Nadi’nin, İlhan Selçuk’un, Uğur Mumcu’nun, Oktay Akbal’ın, Sami Karaören’in ve Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun açtıkları yolda yayınını ve mücadelesini sürdürüyor...

Bu yolda aydınlanma görevini sonsuza kadar da yürütecektir.

 

KESİŞEN HAYAT YOLU VE 61 ANAYASASI

İzmir Atatürk Lisesi’nden diplomamı alınca, 1955 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldum. Fakültede dört tane medeni hukuk kürsüsü vardı. Her kürsü birinci sınıfta aldığı öğrenciyi dördüncü sınıfa kadar okuturdu. Büyük bir şans eseri, 1955 yılında hukuk fakültesine Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Hoca’nın medeni hukuk kürsüsü döneminde başladım.

Dört yıl hocalığımızı yaptı. 27 Mayıs 1960 askeri hareketinden sonra Hıfzı Veldet Hoca, İstanbul Üniversitesi’nde kurulan Anayasa Hukuk Komisyonu’nda çalıştı. 6 Ocak 1961 tarihinde açılan1961 Anayasası’nı yapmakla görevlendirilen ve seçimle oluşan Kurucu Meclis’te Velidedeoğlu, Anayasa Komisyonu üyeliğine seçildi.

Ben de gençlik temsilcisi olarak bu Kurucu Meclis’e seçimle girdim, ayrıca Meclis tarafından divan kâtipliğine seçildim. Meclis üyesi olarak, Meclis koridorlarında karşılaştığım hocamın önünde ceketimin düğmelerini ilikler saygılı bir duruma geçerdim. Hukuk fakültesindeki hocam Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile Kurucu Meclis’te yaşamımız kesişmişti. O, 57 yaşında en verimli çağında, ben ise henüz 25 yaşında, Meclis’in seçimle gelen en genç üyesiydim.

Bu Anayasa Komisyonu’nda Muammer Aksoy, Turan Güneş, Tarık Zafer Tunaya, Mümtaz Soysal, Bahri Savcı, Ragıp Sarıca gibi büyük hukukçular yer almıştı. Komisyonun başkanlığına saygın tarihçi Prof. Dr. Enver Ziya Karal seçilmişti. Tüm tarih boyunca, Türk tarihinde hukukun üstünlüğü ilkelerini yaşama geçiren, hak ve özgürlükleri güvencesi altına alan en ilerici anayasa, 1961 Anayasası Meclis’e bütün halinde sunulup oylanmadan önce, etkin hukukçuluğu nedeniyle, Hıfzı Veldet Hoca, anayasanın tümünün yazılışını yeniden gözden geçirip “redaksiyonunu” yapmakla görevlendirildi.

KİTAPLARI

- Türk Medeni Hukuku (1943-48, 2 Cilt)

- Hayat, Hukuk ve Cemiyet (1944)

- Bir Lise Öğrencisinin Milli Mücadele Anıları (1970)

- 1961 Anayasası’nın Dili (TDK, 1972)

- Türkiye’de Üç Devir (Sinan, 1972-74)

- Sağsız Solsuz Demokrasi (Çağdaş, 1973)

- Devirden Devire (Bilgi, 1974-76, 3 Cilt)

- Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu Terim ve Sözcükler Kılavuzu (1975)

- Ailenin Çilesi Boşanma (Çağdaş,1976)

- İnsancı Yolcular (Çağdaş, 1976)

- Anıların İzinde (Remzi, 1977-79, 2 Cilt)

- Mustafa Kemal Atatürk: Söylev (Nutuk’un günümüz dilinde yeniden basımı / 1978-81, 3 Cilt)

- Milli Mücadele Anıları (Çağdaş, 1983)

- Yol Kesen Irmak (Çağdaş, 1983)

- Çağdaş Düşünce (Çağdaş, 1987)

- 12 Mart Faşizminin Felsefesi (Evrim, 1990)

- 12 Eylül - Karşı Devrim (Evrim, 1990)

- Söylev 1-2 (2005 Cumhuriyet Kitapları) 

- Söylev 3-Belgeler (2005, Cumhuriyet Kitapları)

- İlk Meclis - Milli Mücadele’de Anadolu (2020, Cumhuriyet Kitapları)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları