FETÖ’cü balet neden yok!

25 Eylül 2016 Pazar

“Dünyanın en talihsiz müzisyenleri, balerinleri, opera sanatçıları Ankara’da!”
Ayıptır söylemesi böyle yazılar yazmış, konuşmalar yapmıştım! Bu belki, Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenen, Uluslararası Istanbul Festivali’nde de temsil edilen “Insan... Insan” adlı balenin librettosunu ve koro metnini yazmış olmanın gereksiz duyarlılığındandı.
Ama itiraf etmek gerekir ki, asıl neden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndaki (CSO) mutsuz - huzursuz müzisyen arkadaşlarımın dolduruşuydu:
“Abi ya, çalıştığımız yerin tabelasında ve taşıdığımız kimlikte ‘Cumhurbaşkanlığı’ sıfatı yer alıyor. Ama Cumhurbaşkanı bizi ‘süne zararlısı’ gibi görüyor! Hatta bize düşman!”
“Ben de epeydir konsere gelemiyorum! Niye düşman olsun ki?”
Biri, “Ama...” diye elini kaldırıyor: “Bir kere bile salondan içeri adımını atmadı!”
Bir başkası da bu söze itiraz ediyor:
“Hayır, Sayın Gül, iki kez geldi. Ama Gül de turneye çıkmamızı bekledi. Birinde Kayseri’deyken ötekinde de Frankfurt’ta iken geldi.”
Biri daha söze giriyor:
“Ama Erdoğan hiç gelmedi!”
Bir başkası da ona itiraz ediyor:
“Hayır, Tayyip Bey geldi. Bir kere Emine Hanım’la birlikte Itri özel konserimize gelmişti!”
Ona da başkası itiraz ediyor:

“Ama o zaman daha Cumhurbaşkanı değildi!”

***

Herkesin derdi on, bizim Senfoni’deki müzisyenlerinki yüz on!
CSO’da 110 dolayında müzisyen çalıyor - yani enstrüman çalıyor. 40-50 kadar da yardımcı ve idari personel var.
Çoğunluğu çoktan alışmış. 14 yılda nelere alışılmaz ki!..
Ama hâlâ umutla “takdir edilmeyi” uman, bunu da “Patron” olarak gördükleri Cumhurbaşkanı’ndan bekleyenler var!
Içlerinden en kıdemlilerden birisi, “Daha çok beklersiniz!” diyor.
Ona da bendeniz itiraz ediyorum:
“Hayır. Sayın Erdoğan mutlaka gelecektir. Hem sizi, hem de Devlet Opera ve Balesi sanatçılarını tebrik etmek için gelecektir!”
Eşi eski bir balerin olan orkestra üyesi, “Yapmayın yav!” diye itiraz ediyor: “Zinhar gelmez. Bale ve balerinler için söylediklerini unuttunuz mu?”

***

Sahiden ne demişti?
“Bir balerinin neler yaptığı, neler ortaya koyduğu ve nereye hitap ettiği ortada. (..) Bu noktada duyarlılığını belden aşağı indirmeyeceği her şeyde varım. Ama indirecek olanın karşısındayım!” (20.07.2010 Hasan Pulur - Milliyet)

***

Devlet Opera ve Balesi bir kamu kuruluşu, CSO’dan daha kalabalık.
Cumhurbaşkanı yaverliğinden milli futbol takımımıza, Silahlı Kuvvetlerimizden tapu dairelerine, ilkokullardan karakollara her yere sızmayı başaran Fethullahçılar, ne balerin ve operacılar arasına sızabildi, ne de Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na!
Neden? Acaba, Fethullahçıların duyarlılıkları belden aşağıya mı inemedi, yoksa nota ve solfej bilgileri mi buna yetmedi?

***

Sayıları yüz binleri bulacağı anlaşılan FETÖ’cülerin davalarına bakacak sayın savcıların bu konuyu da mutlaka dikkate almaları gerekiyor.
Yoksa bu işi, Fethullah’ın iade dosyasını incelediği söylenen Amerikan savcılarına mı bırakacaklar?

***

Müzisyen arkadaşlara “Moralinizi bozmayın!” dedim: “Bakın kendi yaveri bile FETÖ’cü çıktı. Ama sizin aranızdan bir tek kelek çıkmadı!”
“Ama” diyecek oldu birisi...
“Aması yok!” dedim ve ekledim:
“Devletin başı olarak kendisi bile kandırıldığını, aldatıldığını itiraf etti. Ama ne sizden ne de Devlet Opera Balesi’nden bir kişi yanılmadı. Aldatılamadı. Çünkü önünüzdeki notaların bir tek mezur dışına çıkmadınız!”
Birkaçı birden, “Evet... Doğru ya!” diye mırıldandı. Bunun üzerine:
“Merak etmeyin” dedim, “Helal olsun diye size gelecek ve hiçbir konserinizi kaçırmayacak! Belki bale ile ilgili görüşlerini bile değiştirecek. Fire vermeyen bir CSO, bir de baletler - balerinler ve operacılar!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları