Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nâzım Hikmet Akademisi’nde Bir Yıl (2)
Yazımın iki hafta önceki ilk bölümünde Nâzım Hikmet Akademisi’nde geçen bir yılımı değerlendirmeye çalışmıştım. Devam etmeden, böyle bir akademiyi çok önemseyişimin iki temel nedenini açıklamak istiyorum.
Birinci neden, bir siyasi partinin, yani Türkiye Komünist Partisi’nin bünyesinde “Akademi” adı altında bir kuruluşa yer vermesinin hem büyük önem taşıması, hem de ülkemizde bir “ilk” olması. Sözünü ettiğim önem, TKP’nin böyle bir kurumu bünyesinde açmakla çok temel bir gerçeğe, bugüne kadar dünyada hiçbir ideolojinin cehalet temeli üzerinde inşa edilememiş olduğu gerçeğine çok güçlü bir atıfta bulunmuş olmasından kaynaklanıyor. Herhalde hatırlanacağı üzere, o görkemli Gezi Parkı Direnişi’nin en önemli “ilk”lerden biri de direnişin parklarında kitaplıklar kurmaktı. Kanımca bu olgu, “eylem”in bilgi temelinde ve rehberliğinde geliştirilmesinin onun başarısı bağlamında taşıdığı önemin -örneğin yetmişli yıllardan farklı olarakgençlik tarafından da kavrandığının çarpıcı göstergesiydi. Bütün bunlar göz önünde tutulduğunda, TKP’nin gelecekte Nâzım Hikmet Akademisi’nin arkasında daha da çok durması, sanata, kültüre ve eğitime verdiği önemin kamuoyunda daha da somutlaşmasını sağlayacaktır
Akademiyi önemseyişimin ikinci temel nedeni ise bu çatı altında öğrencilerin ülkemizdeki yükseköğretim kurumlarının büyük çoğunluğunda bulunmayan bir düşünce ve ifade özgürlüğü atmosferinde yaşamaları ve çalışabilmeleri. Yarım yüzyıldır Türkiye’de çeşitli üniversitelerde ders vermiş bir hoca olarak böyle bir özgürlüğün öğrencileri nerelere taşıyabildiğine tanıklık edebilmek, benim için başlı başına bir mutluluk kaynağı oldu.
Bu yıl, akademinin beşinci yılı; bu, aslında bir akademinin oluşturulması için uzun bir süre değil. Ama kısa bir süre de değil. Özellikle bir “yeniden yapılanma” ve geçmişin deneyimlerini topluca değerlendirme gereği ortaya çıktığında, çok uygun bir zaman.
Önümüzdeki akademik yıl başladığında, “Nâzım Hikmet Akademisi” adını büyük bir olasılıkla “Nâzım Hikmet Sanat Akademisi” şeklinde değiştirmiş olacak.Bu ad değişikliği, halen “Edebiyat”, “Tiyatro”, “Müzik” ve “Sinema”olmak üzere dört bölümden oluşan kurumun “Akademi” yapısının, başka deyişle bilimselliği temel alan bir kurum olma özelliğinin daha da kökleşmesini sağlayacak.
Yine önümüzdeki yıl, akademide bütün bölümlere ortak ve bir yıllık bir “Hazırlık Sınıfı” düşünülmekte. Bu hazırlık sınıfı, öğrencilerin olabildiğince ortak bir “birikim paydası”ndan yola çıkmalarını sağlayacak. Örneğin hazırlık sınıfı için öngörülen “Felsefeye Giriş”, “Mitoloji”, “Bir Dil Olarak Plastik Sanatlar” ve “Türkiye’nin Siyasi Tarihi” gibi dersler, öğrencilere bütün bölümler için gerekli bir ortak donanım temeli sağlayabilecek.
Özetlediğim bu yeniden yapılandırma girişimiyle, kurumun kısa sürede öncelikle “düşünen gençler” yetiştirebilmenin ayrıcalığına kavuşacağından, böylece de ülkemizde genç kuşaklara “nasıl düşünmeleri gerektiğini” öğretmek değil “hangi düşünceleri ezberlemeleri gerektiğini” öğretmek peşindeki kurumlara çeşitli bakımlardan fark atacağından kuşku duymuyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Kayyumdan ilk fotoğraf
- AKP'li Şamil Tayyar'dan yandaş medyaya tepki
- Polis engelledi, Özel yurttaşlara çağrı yaptı
- Ahmet Özer'in gözaltına alındığı görüntüler ortaya çıktı
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Mansur Yavaş'tan ilk 'Ahmet Özer' tepkisi
- Yurttaşlar Özel'in Demirtaş ziyaretini nasıl karşıladı?
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret