"Yenidoğan çetesi" davası devam ediyor: Tutuklu başhekimden 'tanıklar yönlendiriliyor' iddiası

İstanbul'da, SGK'den daha fazla para almak için yeni doğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, ihmal sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 25'i tutuklu 46 sanığın yargılanmasına, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam ediliyor.

"EX OLDUKTAN SONRA DEVREDİLDİĞİ YALAN"

Tutuklu sanık Tuğçe Toptemel, beyanında Opara bebeğin kötüleştiğini ilk kemdisinin fark ettiğini söyleyerek, "Şenay Çalıkoğlu yalan söylüyor. Bebeğin ex olduktan sonra devredildiğini söylemişti. Ex bebek devredilmez. Şenay Çalıkoğlu bebeğin nabzını alıyorum demişti ama yalan söylüyor. Ben bebeği sağ salim teslim ettim benim bir kusurum yok" dedi.

"TANIKLAR YÖNLENDİRİLİYOR"

Güney Hastanesi'nin başhekimi tutuklu sanık Ali Dirik, tanık beyanlarına katılmadığını söyleyerek, "Dün Oktay Torun mobbingden ayrıldığını söylemişti. Oktay Torun kendi şirketinde ilaç üretiyordu. Sağlık Bakanlığı onaylı değildi. Bu ilaçları hastalara yazıyordu ve satıyordu. Bu yüzden hastaneden ayrıldı. Bunun yoğun bakım ile hiçbir ilgisi yok. Kendisi Kaya bebek zamanında yoğun bakım sorumlusuydu. Yoğun bakıma gelen tüm hastaları Oktay Torun görürdü. Tanıkların hastanede paraları var, bu insanlar işsiz. Tanıklar o yüzden yönlendiriliyor" diye konuştu.

"SİYASİ BAĞLANTILAR" SAVUNMASI

Dirik, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile Güney Hastanesi'nin sahibi Müzeyyen Yurtoğlu arasında siyasi bağlantı olduğunu öne sürdüğü beyanında, "Güney Hastanesinin yoğun bakım servisi 3'üncü basamaktan 1'inci basamağa düşürüldü. 16 Kasım'da Serdar Cömert karar verdikten sonra hastane sahibi Müzeyyen Yurtoğlu, siyasi kanallarını kullanarak o dönem İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na ulaştı. Müzeyyen hanımın odasındayken Memişoğlu kendisini özel telefonundan aradı, Müzeyyen hanım telefonu bana verdi ben Kemal Memişoğlu ile görüştüm. O zaman yoğun bakımlar denetleniyordu ve Kemal bey, 'nedir sorun' dedi. Kendisine 'basamak değerlendirildi' dedim. Kemal Memişoğlu bana, '1'inci basamak dışındaki tüm hastaları sevk edin' dedi. Konuşmanın ardından dört gün içinde denetim ekibi geldi ve 'burası 3'üncü basamak' dediler. O zamanki İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu yoğun bakımı tekrar açtırdı. Bakan olduktan sonra ne değişti de açtırdığınız yoğun bakımı tekrar kapattınız?" ifadelerini kullandı.

"DOLANDIRICILIĞIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN FIRAT SARI İLE MÜCADE ETTİM"

Ali Dirik, beyanının devamında, "Ben dolandırı değilim. Tam tersi dolandırıcılığın önüne geçmek için Fırat Sarı ile mücadele ettim. Fırat Sarı ile tartıştığımda bana 'sen kimsin ki' dedi. Anlaşmayı yapan Müzeyyen Yurtoğlu. Anlaştığını da söyledi. Burada tek başhekim benim. Diğerlerinin siyasi tanıdıkları var, bunlar çıktı. Eğer Güney Hastanesi düzeyinde bir dolandırıcılık varsa bunun sorumlusu hastanenin sahibi Müzeyyen Yurtoğlu'dur. Maddi sıkıntı çeken, içeride olan benim, milyonlarla oynayan kendisi. Hanımefendi tazminatı vermekten bile imtina ediyor" dedi.

"İLKER BANA ÖLMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞTİ"

Tutuklu sanık doktor Mehmet Gürül, İlker Gönen, 29 Temmuz'da gözaltına alındığında kendisine ölmeyi düşündüğünü söylediğini ifade ederek, "Bunu polise söyledim. Polis bana, ‘kolpa yapıyordur’ dedi. Kolpa yapmıyormuş çocuk, hayatına son verdi. Bu medya baskısı yüzünden oldu. Fırat Sarı sizden bir talepte bulundu, 'medyaya kapatın duruşamayı' dedi. Ben size birini öldürdünüz desem suç olmaz mı? Bize denildiğinde neden suç olmuyor? Ben kasıtlı ihmalle yargılanmıyorum ama hapimizin adı bebek katiline çıktı. Buradaki insanlar yüzlerce bebek iyileştirdi. Mesleği bebekleri iyileştirmek olan hekimler neden bebek öldürsün? Bu haberleri neden durdurmuyorsunuz? Neden basına kapatmıyorsunuz? Neden ailelerimizi ve bizi tehdit altında bırakıyorsunuz?" diye konuştu.

MESLEKTEN MEN EDİLDİ

Gürül, sadece Fırat Sarı'dan maaş aldığı için tutuklandığını düşündüğünü kaydederek, "Ben kamuyu zarara uğratacak hangi işlem yaptım? Ya beni bu davadan ayırın, ya da beni bu dava kapsamında değerlendirirken diğer çocuk hekimleriyle aynı kefeye koymayın. Meslekten men veren meslektaşlarım o kadar Hipokrat yemininden uzak ki, bize meslekten men cezası veriyorlar. Saygısızlar yemin bozanlar. Ben 27 sene çocuk hekimliği yaptım. Ben çocuk doktoruyum, meslekten men etsen de etmesen de. Benim mesleğimi bu şekilde elimden alamazsınız. Dava açacağım, anayasa mahkemesine gideceğim, insan hakları mahkemesine gideceğim" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Avukat beyanlarının alınmasıyla devam eden duruşmada mahkeme başkanı, hava muhalefeti nedeniyle duruşmaya yarın devam edilmesine karar verdi.