'Yenidoğan çetesi' davasının üçüncü duruşmasında tanıklar dinlendi: Meslektaşının ölümünden basını, bebek ölümlerinden savcıyı sorumlu tuttu

İstanbul'da, SGK'dan daha fazla para almak için yeni doğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, ihmal sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 25'i tutuklu 46 sanığın Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanmasına devam edildi.

MÜVEKKİLİ İNTİHAR ETTİ, FIRAT SARI'NIN AVUKATI OLDU

21 Şubat'ta tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar ederek yaşamına son veren doktor İlker Gönen'in avukatı Aydın Mantar, duruşmada söz alarak taleplerinin olduğunu söyledi. Mahkeme başkanı avukat Aydın'a, müvekkili öldüğü için dosyada 'taraf' sıfatı kalmadığını söyledi. Mantar, bunun üzerine tutuklu sanık Fırat Sarı'nın müdafisi olduğunu söyleyerek, "Müvekkilimin ölümüne engel olamadım. Bunun vebali vardır. Bu vebal sadece benim değil, soruşturmanın başından beri medyada ve adli makamlarca kamuoyunda oluşturulan yargısız infaz bizi bu sonuca getirdi. Müvekkilim ve diğer sanıkların can güvenliği için duruşmada kapalılık kararı verilmesini talep ediyoruz. Üye hakimin de dosyadan çekilmesini talep ediyoruz" dedi. Mahkeme her iki talebi de reddetti.

"GELDİĞİNDE DURUMU KÖTÜYDÜ"

Birinci Hastanesi'nde hemşire olarak çalışan ve Opara bebeğin ölümüyle ilgili tanık olarak dinlenen Ş.Ç., "Bebek geldiğinde durumu çok ağırdı. Ertesi gün kötüleşmişti. Tuğçe hemşire nabız alamadığını söyledi. Kimseye ulaşamamış. Kendisi müdahale etmeye çalışmış. Bebeğin tepki vermediğini söyledi. Hastanede Şeyhmus hoca vardı ama ertesi gün öğrendik ki Şeyhmus hocanın bebeğin geldiğinden haberi yokmuş" dedi.

"BASKILAR YÜZÜNDEN AYRILDIM"

Kaya bebeğin ölümüne ilişkin tanık olarak dinlenen doktor O.T., Güney Hastanesi’nin Yenidoğan yoğun bakım servisiyle Fırat Sarı'nın ilgilendiğini, Fırat Sarı'dan sonra Hilda Keykubad'ın geldiğini, Ali Dirik'in kendisine yenidoğan yoğun bakım servisine bakmasını söylediğini, kendisinin ise bakmak istemediğini ve 19 buçuk yıl çalıştığı hastaneden baskılar sonucu ayrıldığını anlattı. Denetimler sıklaşınca hastanenin yoğun bakım derecesinin 3'ten 1’e indirildiğini beyan eden tanık, hastane başhekimi Ali Dirik'in, sorumlu olduğuna dair kendisine belge imzalatmaya çalıştığını ve uğradığı mobbing nedeniyle hastaneden ayrıldığını kaydetti.

'GECE DOKTORU YOKTU'

Güney Hastanesi’nde acil tıp teknisyeni olarak çalışan tanık T.F.Ç., akşam 18.00'den sabah 08.00'e kadar çalıştığını söyleyerek, "Kaya bebeği son gün ben gördüm. Ambulansla Esencan Hastanesi'nden ben getirdim. Anne karnında 30 haftalık doğmuştu. Bizim hastaneye geldi bilgisini Gıyasettin Mert Özdemir’den aldım. Kaya bebek doğduğu zaman 8 bin lira ödeme alındı. Bebek pramuture bir bebekti ve genel durumu hep kötü ilerledi. Bebeğin eks olduğunu Batuhan söyledi. Gece çocuk doktoru bulunmuyordu. Benim bulunduğum sürede bir doktor vardı yan binada kalıyordu. Başka bir doktor görmedim" dedi.

TUTUKLULUKLARININ DEVAMI İSTENDİ

Tanık beganlarının ardından duruşma savcısı, İlker Gönen in ölmesi nedeniyle hakkındaki davada düşme kararı verilmesini talep etti. Savcı ayrıca delillerin toplanmamaış olması nedeniyle tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

"İLKER'İN ÖLÜMÜNDEN BURADAKİ HERKES SORUMLU"

Savcının mütalaasının ardından konuşan Fırat Sarı, "Biz değerli bir meslektaşımızı, Türkiye'nin en iyi çocuk hekimini kaybettik" dedi. Savunması sırasında sesi titreyen ve bağırarak konuşan Sarı, "İlker 3 çocuk babasıydı. Böyle bir şey yapacağını düşünmezdik. Bunu medyanın baskısı yüzünden yaptı. Buradaki herkes bundan sorumludur" dedi. Üç kişinin yaptığı hırsızlıktan başka bir suç olmadığını söyleyen Fırat Sarı, "Bu bebek ölümleri çıktı. Savcı takip etti. Biz bebek öldürüyorduk da savcı neden 'durun' demiyordu. Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, vatan emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadılar" dedi.

FIRAT SARI'DAN 'KERBELA' GÖNDERMESİ

Sarı, "Suçlu olsaydı İlker intihar etmezdi. Bu bir kıyamdır. Hz. Hüseyin ile Hz. Hasan ölecekerini bile bile gittiler. İlker'in mekanı cennet olsun. Bu uzman görüşünü biri iddianameye soktu. Bir grup savcıyı ikna etti. İlk kez bir savcı tehdit edildi diye operasyon duzenlendi .

Savcı Yavuz Engin'in bilgilerini kimden aldılar. Bu operasyon baştan asağı kolluğun içinde bulundugu bir operasyondur. Olayı medyada patlattılar. Medya bunları yaptı. Haber dizisi yaptılar. Hiç bir bilimsel kanıt yok. Hayal gücü var. Medya infazına maruz kaldık. Sizin medyaya haber yasağı koymanız gerekiyordu" diye konuştu.

DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK

Duruşma, sanık ile avukatlarının beyanlarının alınmasına devam edilmesi için yarına ertelendi.