Hızlı değişen gündemin esiri yorgun toplum: Deprem gerçeğini unutmaya neden meyilliyiz?
On binlerce insanın yaşamını yitirdiği yıkıcı depremlerin üzerinden bir ay geçti ama depremin vurduğu kentlerde birçok sorun hala çözülemedi. Şu ana kadar 46 bin 104 insanımızın yaşamını yitirdiği deprem; fiziksel, ekonomik ve sosyal yıkımların yanı sıra fizyolojik, bilişsel, duygusal ve davranışsal etkilere yol açıyor. Cumhuriyet360, 'deprem gerçeği bir kez daha unutulacak mı' sorusuna yanıt aradı.
Afet sonrası toparlanma dönemi, onu unutma süreciyle el ele gider. Buna paralel olarak ne yazık ki insan davranışı, risk analistleri ve bilimsel açıklamalardan değil, toplumu kuşatan algılar tarafından yönlendirilir. Yine deprem riskine karşı toplumsal farkındalık da kabullenmiş çaresizlik duygusunun aşılmasıyla mümkündür.
KOLEKTİF HAFIZA
Afet süresince edinilen deneyimleri kolektif hafızada kabul etmek, nesiller ve sosyal gruplar arasında ortak bir afet anlayışını korumak ve paylaşmak adına oldukça önemlidir. Hatırlama ve unutma, risk algısı ve toplumun bilgilendirilmiş hazırlık önlemlerini benimseme istekliliği üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Geleceğe ilişkin belirsizliklerin sürdüğü ve birden fazla olumsuz etkenin (ekonomi, faşiszm vs.) hâkim olduğu atmosferlerde, toplumsal hafıza unutmaya daha meyillidir çünkü gündem bir sonraki etkene hızlıca uyum sağlayabilir ve afetin acı deneyimi büyük oranda etkilediği bölgede yoğunlaşabilir.
DEĞİŞEN GÜNDEM UNUTTURUYOR MU?
Türkiye’nin önünde ‘varlık yokluk seçimi’ şeklinde nitelendirilen tarihi bir seçim var. Üstelik öngörülen tarihe göre seçime oldukça az bir zaman kaldı. Peki siyaset, oldukça geniş bir bölgeyi enkaza çeviren deprem gerçeğini gölgeliyor mu?
Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız İletişimci Doç. Dr. Ceren Sözeri, kamuoyunu aydınlatıcı oldukça önemli noktalara değindi:
''Ülke sürekli bir kriz yaratıyor. Bir deprem ülkesinde yaşıyoruz ama bir yandan da ülkenin içinde bulunduğu otoriter rejimden kurtulma derdi de var ve bu da sürekli yeni yeni krizler üretiyor. Salim bir şekilde oturup temel haklarımız olan barınma hakkımız, kent hakkımız, güvenli yaşam hakkımız hakkında konuşamıyoruz, bu çok suni bir gündem de değil. Bugün alıp başınızı güneye gitseniz, zeytinliğiniz talan ediliyor. Bir yandan bu duruma yol açan siyasi iktidarın nasıl değişeceği konusunda kafa yoruyorsunuz bir yandan da deprem kendini çok acı bir şekilde hatırlatıyor.''
''Sürekli kriz yaratan bu gündem içinde insanların dinlenmeye, kendilerini tedavi etmeye de ihtiyaçları var. Bu süreçte fotoğraf paylaştı, müzik paylaştı diye insanları gündem değiştirdi diye suçlamak da doğru değil. ‘Deprem unutturuldu mu unutturulmadı mı’ bunu zaman gösterecek çünkü hala süreç çok taze, yardımlar devam ediyor. Şu an yoğun şekilde giden siyasi bir gündem de var ancak ben bu gündemi deprem gündeminden çok ayıramıyorum. Bu noktada gündemleri birbirinden ayırmayı değil, belirli çerçeveler altında toplamayı düşünmemiz daha doğru. Örneğin, önümüzdeki seçim sürecinde siyasi partilerin bizlere korunma hakkı konusunda neler vadedeceklerine odaklanabiliriz.''
UNUTMA SÜRECİ NEDEN HIZLANIR?
Afet riski varlığını sürdürse de, hazırlıklı olma ve bilinçlendirme eylemleri yerine istikrar duygusu ve ekonomik büyümeyi destekleyen ihtiyaçlar daha ön plana çıkıyor. Çelişkili ihtiyaçlar, afetten dersler çıkarma ve afet risk azaltma önlemlerini daha iyi uygulama çabalarının karşılaştığı zorlukların başında gelir. Özellikle afetlerden sonra toplumdaki ani enerji boşalmasıyla gelen yorgunluk ve belirsizliğinin yol açtığı istikrarsızlık, unutma sürecini hızlandırabilir.
En Çok Okunan Haberler
- Ölüm nedeni belli oldu
- İstanbul'da metro yangını
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!
- 'Vız gelir tırıs gider'
- 'O saraya, ben davaya’
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!