43 kişiye mezar olmuştu: 'Sanık olması gerekenler tanık oldu'

Kahramanmaraş’ta depremde saniyeler içerisinde yıkılan ve 43 kişinin yaşamını yitirip bir kişinin kaybolduğu Saitbey Sitesi Davası Önceki gün Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tanıklar, müştekiler dinlendi. Sanıklar kendilerine sorulan soruları yanıtladı. Yaklaşık 10 saat süren duruşma sonrası verilen ara kararda, tutuklu bulunan şantiye şefi H. İ. U. adli kontrol şartıyla tahliye olurken diğer üç tutuklunun tutukluluk halinin devamına karar verildi. 19 Nisan 2024'e ertelenen duruşma sonrası kayıp yakını avukatlarından Zübeyir Boztemir süreci gazetemize değerlendirdi.

Boztemir, "Binanın statik projesini yapan tanığın ifadeleri, bilirkişi raporunu ve bizlerin iddialarını doğruluyor. Bu çok önemli bir gelişme" dedi. Tanıkların ifadelerine de tepki gösteren Av. Boztemir, “Tanıklardan birisi müteahhitin kardeşi, birisi market müdürü, birisi binada kalıpçı, birisi demirci. Kalıpçı ve demircinin sanık olması gerekirken tanık oldular ve gerçek dışı şeyler söylediler” ifadelerini kullandı.

TAHLİYEYE TEPKİ
Boztemir ayrıca, sanıkların ilk duruşmada daha çok birbirlerini kollar bir tavır takınırken ikinci duruşmada daha çok birbirlerini suçladıklarına dikkat çekti. “İlk duruşmada olduğu gibi ikinci duruşmada da yalanlar dinledik” diyen kayıp yakını Tuba Erdemoğlu, “Statik proje mühendisinin beton kalitesinin düşük olduğunu, dayanımının olmadığını, asma kattaki çelik profillerin zaten düşük kalitedeki bir betona monte edildiğini söylemesi, bizi ve bilirkişi raporunu doğrulaması açısından önemliydi” dedi. H.İ. U.'nun tahliyesine tepki gösteren Erdemoğlu şunları söyledi:

“DAHA NE YAPACAKTI?”

“Asli kusurlu bulunan yapı denetim kontrol elemanı M. Y. hem suçlamayı reddedip hem de sadece imza attım diyor. 44 kişinin ölüm fermanını imzalamış, daha ne yapabilirdi? Biz onun bile tutuklu yargılanmasını beklerken şantiye şefi suçu üstünden atıp tahliye oluyor. Böyle yaparak bir bir tüm sorumlular serbest mi bırakılacak? Bizim canlarımızın hesabını bu ülkede kim soracak? Afet deyip üstünü mü kapatacaklar? Belediyeler neden yargılama sürecinde yok?”