Onur Yaser Can davası görüldü: Korktuğunu ve takip edildiğini söyledi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can’ın, 2010 yılında narkotik polisi tarafından gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra intihar etmesine ilişkin polisler ve bilirkişinin yargılandığı davanın 3. duruşması 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ara kararda sanıkların tutuklanma talebi reddedilirken, işkenceye ilişkin suç duyurusu talebi de reddedildi. Bir sonraki duruşmada dinlenmeyen tanıkların dinlenilmesine karar verildi. Hakim ara kararda duruşmayı 7 Nisan tarihine erteledi.
Duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal katıldı. Tanıkların dinlendiği duruşma 7 Nisan tarihine ertelendi. Sanık polis memurları Hakan Aydın, Onur Ülker, Yunus Başay SEGBİS ile duruşmaya bağlanırken sanık polis memuru Muhammet Ongun duruşmaya katılmadı.
"BASKILAR AĞIR GELDİ"
Tanık olarak Can’ın arkadaşları dinlendi. Tanık Baki Burak Acıl, “Gergindi ve takip edildiğini söylüyordu. Her buluşmamızda bakışları yardım ister gibiydi. Muhbir yapılmaya çalışıldığını söylüyordu” dedi. Tanık Selda Taşkın ise, “Yaser, ‘Tekrar beni emniyete çağırdılar, benim olmayan ifadeleri benimmiş gibi söylediler’ dedi. Korktuğunu söyledi” diye konuştu. Olay gününü anlatan tanık Emrah Özgür de, “Araçtan indiği an duvara yaslamışlar emniyete götürmüşler. Gece yarısından sonra eve gelmişti, bize pek bir şey anlatmamıştı. O gün alındığında çıplak arama yapılmış, ayakta bekletilmiş, sözlü hakaretlere uğramış. Emniyet, tarih hatası olduğunu söyleyerek Yaser’i tekrar çağırdı. Gittiğinde de karanlık bir ortamda imza atması istenmiş. Bilmediği isim ve plaka numarası olduğunu görmüş. Daha sonra takip edilmeye başladığını söyledi. Korkusu gitgide arttı. Baskılar ağır geldi” ifadelerini kullandı.
"ABİMİ ÖLÜMÜNE KADAR TAKİP ETTİLER"
Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can ise, “20 günlük süreçte yaşananları anlamak için bu evrakta sahtecilik suçunun neden işlendiğini bakmak lazım. Evrakta sahtecilik suçu yapılan işkence suçunu gizlemeye araçtır. Evrakta sahtecilik tehdidi baskıya dönüşmüştür. Muhbirliğe zorlamışlardır. Ölümüne kadar takip edilmiştir. Abimin hiçbir sorunu yoktu ancak 20 gün içerisinde bu katiller bu çocuğu öldürdüler. Bu polisler hakkında, işkence, delil karartma, intihara sürükleme suçlarından suç duyusunda bulunulmasını talep ediyorum” dedi.
"MUHBİRLİĞE ZORLANDI"
Can ailesinin avukatı Çiğdem Şat ise, “Sanık polis memuru Hakan Aydın dediğimiz kişi FETÖ’den dolayı yargılandı ve ceza aldı” dedi. Şat Hakan Aydın’ın Metin Topuz’la görüştüğünü ve tanışıklıklarını dile getirerek, “Amaç uyuşturucu çetesini çökertmek değildir. Onur Yaser muhbirliğine zorlanmıştır” dedi. Sanık avukatı ise, Can’ın intiharının sebebinin maruz bırakıldığı işkence değil, ailesine bir şey olmasından duyduğu korku olduğunu iddia etti.
"KABUL ETMİYORUZ"
Duruşma sonrası adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı. Ezgi Sevgi Can, “Abimin yakın arkadaşları intihara sürüklenme sürecine ilişkin tanıklık yaptı. Çıplak arama sürecini anlattılar. Tanıkları zorla ifade imzatıldığını yinelediler. Mahkeme, işkenceye ilişkin suç duyurusunda bulunabileceğimizi, ancak bunun mahkemenin görevi olmadığını söyleyerek ara karar verdi. İşkence davası olmasını kabul etmediler. Bizi hapsetmeye çalıştıkları bu karanlığı ve adaletsizliği kabul etmiyoruz” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- 'Asgari ücret' tepkisi nedeniyle tutuklandı
- Gözaltına alınan Kadir İpek hakkında yeni gelişme
- Nedir bu Emevi Camisi takıntısı?
- 'Senin ne kadar acınacak bir hale geldiğinin...'
- Boykot çağrısı yaptı!
- Suriye’de Aleviler sokağa çıktı
- Emekli ve memura ne kadar zam yapılacak?
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Davutoğlu'nun 'hazırım' çıkışına yanıt verdi
- Türk-İş rest çekti: İşçiye yine sefalet düştü