‘Mahur Beste’ İtalya’da!
Necdet Adabağ, TEDA atölye çalışmalarına İtalyan moderatör olarak Prof. Gianpiero Berlingeri’yi çağırır ve Türk-İtalyan çevirmenler bir hafta boyunca çeviri metinler üzerinde birebir görüş alış-verişinde bulunur ve çeviriyle ilgili değerlendirmeler yapar. Çevrilmesi için önce Tanpınar’ın Beş Şehir adlı yapıtını düşünürler ama yazarın daha önce İtalya’da yayımlanmış olan yapıtlarıyla özdeşliği göz önünde tutularak Mahur Beste’de karar kılarlar. Yeniyle eskiyi karşı karşıya getiren, geçmişe bir özlem olduğu kadar yeniye bir merakın öne çıktığını vurgulayan ve Osmanlı’nın çöküşünü anlatan Mahur Beste böylece adı değiştirilmeden (Lunargento, 2022) Necdet Adabağ ve Prof. Gianpiero Berlingeri’nin kaleminden İtalyancaya çevrilir.
Her şeyin bir başlangıcı vardır. Başlamak önemli, arkası gelir. Yani kitap çevirmek gibi. Çevirmenliği meslek edinmiş olanlar var, bir de başka meslekten olup çeviri uğraşına heves edenler. Örneğin, akademisyenler.
Çevirinin pek de bilimsel sayılmadığı akademik ortamlarda seve seve kitap çeviren çok akademisyen var. Ben bu kişileri övgüyle karşılıyorum. Çevirinin edebiyata ve çok okuma alışkanlığına derinliğine bir katkısının olduğu inancını taşıyorum.
Bu bağlamda ilk çeviri deneyimini tersinden yapanlar da var, yani kendi dilinden başka bir dile çevirmek gibi daha zoru seçenler. Oysa bir yabancı dilden kendi diline çevirmek görece daha kolaydır.
Ancak kendi dilinizden yaşadığınız yabancı bir ülkenin diline çeviri yapmak, uzaktan uzağa o çeviri denemesine kalkışmaktan daha az zorlayıcıdır. O ülkenin gerçeğinin içinde gece gündüz yaşamak, kafanızda sürekli yoğurduğunuz, sizi zora sokan bir anlatımın hiç beklemediğiniz bir anda karşılığını bulmanıza yardımcı olabilir.
CAHİT SITKI TARANCI’NIN ‘OTUZBEŞ YAŞ’ ÇEVİRİSİ
Cahit Sıtkı Tarancı’nın Trentacinque anni (Otuzbeş Yaş / Orizzonti letterari, 1971) İtalyancaya çevrilme hikâyesi böyle olmuştur.
1970’li yıllardı. O zamanlar İtalya yalnız Nâzım Hikmet’i biliyordu. Umut kırıcı bu olumsuz ortama karşın yılmadan çeviri uğraşını sürdüren kişilerden biri de Necdet Adabağ’dı.
İtalyancadan Türkçeye çevirilerinin yanı sıra olanaksızlıklara karşın Türkçeden İtalyancaya çevirilerini sürdürdü; İtalyan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı öğretim üyeleriyle birlikte Antologia della poesia turca contemporanea’yı (Çağdaş Türk Şiiri Seçkisi / (Manni Editore, 2006) İtalya’da yayımlattı.
Ancak bu kez yayın parasal giderlerini kendisi değil, TEDA (Kültür Bakanlığı) karşıladı. TEDA bu etkinliğinde itici güç ve ekip olarak, ikinci kitabı hazırlamasında destek oldu: Racconti dell’Anatolia (Anadolu’dan Öyküler / Çağdaş Türk Öyküsü Seçkisi / Gremese, 2008).
Ve ardından Necdet Adabağ kişisel bir çalışma yaptı. Un Uomo allo specchio (Aynada Bir Adam / Lunargento, 2012) yayımlandı. İtalya’da doktoradayken çevirdiği Cahit Sıtkı Tarancı seçkisini daha da genişleterek ve gözden geçirerek yeniden bastırdı.
Adabağ’ın ayrıca bugünlerde Francesco Petrarca’nın Divan’ı (Kırmızı Kedi Yayınevi) ve Luigi Pirandello’nun Altı Kişi Yazarını Arıyor Tiyatro Seçkisi (İletişim Yayınları) adlı çeviri kitapları yayımlandı.
TEDA ATÖLYE ÇALIŞMALARI
Necdet Adabağ, beş-altı yıl önce TEDA atölye çalışmalarına İtalyan moderatör olarak Prof. Gianpiero Berlingeri’yi çağırır. Çalıştaylarda Türk-İtalyan çevirmenler bir hafta boyunca çeviri metinler üzerinde birebir görüş alış-verişinde bulunur ve çeviriyle ilgili değerlendirmeler yapar. Bu yalnız İtalyanca için değil, başka diller için de geçerlidir.
Söz konusu ekip çalışmalarını yalnız atölye haftasına değil, iki üç yıla yayarak düzenler bu kez. Şöyle ki moderatörler ve çevirmenler aralarında iki üç yıl boyunca bir metin alış-verişi ağı kurar ve sonuçta kitaplarına kavuşurlar.
Necdet Adabağ’ın ifadesine göre “Bir İtalyan olarak ve yapılan çevirinin İtalyancaya yapılmış olması nedeniyle Prof. Berlingeri’nin (Yahya Kemal’in Kendi Gök Kubbemiz kitabını İtalyancaya çeviren odur) katkısının altını çizmek gerekir. Çok büyük bir duyarlılıkla konuya eğilmiş ve yetkin bir çeviri ustası olarak tüm bilgisini ve çevirmen becerisini kullanmıştır.”
AHMET HAMDİ TANPINAR’IN ‘MAHUR BESTE’ YAPITININ SEÇİMİ
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın seçimi de rastlantı değil, araştırılarak yapılan bir seçimin sonucudur. Şöyle diyor Adabağ: “Biz istedik ki bu çalışmalar ayrı ayrı çeviri parçaları olmasın, sonunda elle tutulur bir çeviri ürünü ortaya çıksın, bir bütün üstünde çalışmanın daha yararlı olacağını düşündük. Ve gene bu çalışmanın atölye süreciyle sınırlı kalmamasını, tüm yıla yayılmasını istedik. Sonuçta Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mahur Bestesi’nde karar kıldık.”
Çevrilecek yapıtın seçimi çok zor olmamış. Önce Tanpınar’ın Beş Şehir adlı yapıtını düşünmüşler ama yazarın daha önce İtalya’da yayımlanmış olan yapıtlarıyla özdeşliği göz önünde tutularak Mahur Beste’ye (Kitabın adı değiştirilmeden bırakılmış, Lunargento, 2022) karar verilmiş.
Tanpınar’ın, daha önce, iki kitabını (Saatleri Ayarlama Enstitüsü / L’Istıtuto per la regolazione degli orologi, 2014 ve Huzur / Serenita, 2017) bir Türkolog olan Fabio Salomoni çevirmiş ve ünlü Einaudi Yayınevi yayımlamıştı. Dahası, bir başka nedeni de, romanı bir denemeye yeğlemeleri.
‘MAHUR BESTE’ VE OSMANLI’NIN ÇÖKÜŞÜNÜ ANLATMAKTA ARACILIK
Mahur Beste yeniyle (“kadının Osmanlı sofrasına oturtulması” gibi göstergeler var) eskiyi karşı karşıya getiren ve öteki yapıtları gibi gerçek-imgelem (düş) karşıtlığı üzerine kurulu bir yapıttır.
Geçmişe bir özlem olduğu kadar yeniye bir merakın öne çıktığını vurgulayan yapıt, adına özdeş bir anlatım biçimi ya da biçem üzerine kuruludur. Tıpkı bir müzik makamı gibi (mahur makamı) skalaları vardır.
Roman, yüksek perdeden başlayarak yavaş yavaş alçalan perdelerde anlatım bulan bir klasik müzik parçası gibi mahur makamının (mahur beste) işleniş sürecine öykünerek oluşmuştur. Mahur Beste, Osmanlı zihniyetinin yavaş yavaş çöküşünü anlatmakta aracı olarak kullanılmıştır.
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!