İranlı sanatçı Maryam Mazrooei Türkiye’ye sığındı: ‘Her şeyimi aldılar’
İranlı Maryam Mazrooei, sığındığı Türkiye’de sanat çalışmalarını sürdürmek istiyor.
İranlı Maryam Mazrooei gazeteci, ressam, yazar, son olarak da savaş fotoğrafçısı. Sadece İran’ın değil, tüm Ortadoğu’nun, bu bölgedeki kadınların durumunu dünyaya anlatmak istediği için savaş fotoğrafçısı olmayı seçmiş.
Şimdi baskı altında olduğu ülkesinden çıkıp Türkiye’ye sığınmış, dört aydır burada hayatını ve sanatını sürdürmeye çalışıyor. Yeni sergisi dün Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nde açıldı.
Biz de Mazrooei’nin hikâyesini dinledik. Mazrooei, kariyerine ülkesi İran’da gazeteci olarak başlamış, 15 yıldan fazla sürdürmüş. Gazetecilik yaptığını söylerken “Ama gazetemiz reformist bir gazeteydi” diye ekliyor hemen, ardından da “Bağımsız bir medya olduğumuzu düşünmeyi seviyorduk ama İran’da bağımsız bir medya yok.
Yine de farklı bir sesti” diyor. 2015 yılında henüz ABD ülkeyi Taliban’a bırakmamışken Afganistan’a gitmiş; “Çünkü bizim bölgemizi önemsiyordum. Afganlar da bizim dilimizi konuşuyorlardı, çoğunlukla Farsça biliyorlardı. Afganistan’da da gazetede çalıştım ama fazla devam edemedim. Çünkü birçok nedenden dolayı orada çalışmak zordu. Orada fotoğrafçılık tutkumu hayata geçirdim. Birçok yabancı gazeteci de vardı, birbirimizle çok fazla iletişim halindeydik. Biraz garipti... Dünyadan başka insanlara dokunmanın tek yolu fotoğraflarını çekmekti” diye anlatıyor.
TUTKU...
Fotoğrafçılık tutkusunun peşinden IŞİD’in elindeki Irak’a, hatta Musul’a kadar gitmiş. Oradaki kampları, atmosferi ve özellikle ana konusu olan kadınları fotoğraflamış. Ancak Musul’un IŞİD’den kurtarılması için yapılacak operasyonun haberi son dakikada gelince apar topar kaçarken ekipmanlarını kaybetmiş. Projesinin büyük bir bölümünü de böylece yitirmiş. Ardından İran’a döndükten 9 ay sonra bir arkadaşının çektiği fotoğrafları sorması üzerine İran’daki ilk sergisini açmış. İran’ın en büyük sanat topluluklarından birinde 2017 yılında açılan sergi büyük ilgi görmüş; “O zamana kadar fotoğraflarımın iyi olduğunu bilmiyordum, zaten asıl projem de değillerdi. Sergi çok çok beğenildi. Sanat kariyerimin başlangıcını böyle anlatabilirim” diyor.
Fotoğrafçı olarak kariyerine devam etmek istemiş, hatta yine savaşın olduğu Yemen’e gitmek isterken İran devleti pasaportunu iptal etmiş. İran rejiminin baskısı da bundan sonra gitgide artmış, çalışmasına bile izin verilmemiş; “Cehennemde gibiydim. Her şeyimi aldılar. Evimi, sevgilimi, işimi, her şeyi. Güçlü olmaya çalıştım. Çok yoğun bir sansür var İran’da. Dayanmak çok zordu” diye konuşuyor. Gözaltına da alınmış, işkence de görmüş. İran’da hâlâ devam eden protestolarla ilgili de şunları söylüyor: “Ben çocukluğumdan beri her eyleme katılmışımdır. Bu kez protestolar çok güçlü ve ülkenin her yerine yayıldı.” Son olarak da sözlerini, “Türkiye’de İranlılara karşı bir önyargı var, ama bu böyle olmamalı, birbirimize çok fazla benzeyen insanlarız, İranlılar Türkiye’deki haberleri takip edip endişeleniyorlar. Bence Türkler İran’a daha fazla gidip görmeli” diye noktalıyor.
Belgesel ve sokak fotoğrafçılığı...
Türkiye’de sanat çalışmalarına devam etmek istediğini söyleyen Mazrooei, “Burada resim yapabilirim. Ama ben bir savaş fotoğrafçısıyım, şimdi bunu sokak fotoğrafçılığına ya da belgesel fotoğrafçılığına döndürmek zorundayım. İşimi yapmaya devam etmek istiyorum. Bütün projelerim şu an yarım kalmış durumda” diye konuşuyor
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki