Filmekimi filmleri açıklandı: Sıcacık sevgi dolu öyküler, entrikalarla dolu aşklar
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 21. kez düzenlenen Filmekimi heyecanla beklenen dopdolu programıyla 7-16 Ekim tarihlerinde İstanbul’da sinemaseverlerle yeniden buluşuyor.
Merakla beklenen bol ödüllü filmleri izleyiciyle buluşturacak Filmekimi’nin biletleri 4 Ekim’de satışa çıkıyor.
İşte merakla beklenen Filmekiminin sıcacık sevgi dolu öyküler ve entrikalarla dolu aşk filmleri...
TİYATRO OKULU
Paris, 1980’lerin sonu… Bir grup genç oyuncu, Patrice Chéreau yönetimindeki meşhur Les Amandiers tiyatro okuluna kabul edilir. Bu onlar için hayatlarının ve kariyerlerinin ilk adımıdır. Burada ve bundan sonra öğrenecek, oyunculuk yapacak, sevecek, korkacak, hayatı dibine kadar yaşayacak, ama ilk trajedileriyle de yüz yüze geleceklerdir.
En son La fracture / Yol Ayrımı ve Anaïs in Love / Anaïs’in Aşkları filmlerinde izlediğimiz deneyimli oyuncu Valeria Bruni Tedeschi’nin yönettiği bu son film, Chéreau’nun okulunda öğrenim gördüğü yıllardan anıları ve deneyimlerinden esinleniyor. Tedeschi bu zamanı “hem mesleğimin hem de hayatımın en belirleyici dönemlerinden biri” olarak anımsıyor. Tedeschi ve ortak senarist Noémie Lvovsky, senaryoyu yazarken bu okulun eski mezunlarıyla da görüşmeler yaparak onların anılarını da filme dahil ettiler. Döneminin enerjisini ve dinamik sanat dünyasını hakkıyla yansıtan Tiyatro Okulu, ilk gösterimini ana yarışmada 2022 Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirdi.
UÇSUZ BUCAKSIZ
1970’ler, Roma. Toplumsal dönüşümün, kültürel değişimin, ışıltıyla döküntünün, eskiyle yeninin arasında bir dönem, bir dünya… Clara ile Felice de çocuklarıyla birlikte Roma’nın yeni modern apartmanlarından birine taşınır. Artık birbirlerine âşık değildirler, onları bir arada tutan tek şey çocuklarıdır. En büyük çocukları Adriana, kendini erkek olarak tanımlar, ancak bu durum ailenin kırılgan bağlarını iyice zorlar.
Kendi çocukluğundan esinlenen yönetmen Emanuele Crialese, “Kendimi dünyaya açmadım da, yüreğimdeki hikâyeyi açtım demek daha doğru olur. Bu benim hikâyem; annem ve kardeşlerim de içinde.” Eleştirmenlerin “capcanlı, hassas, kırılgan” sözleriyle övdüğü film, Patty Pravo ve Raffaella Carrà gibi dönemin en popüler müzisyenlerinden şarkılar ve ailenin siyah-beyaz televizyon şovlarından esinlenerek anlık mutluluğu yakaladıkları danslarla dolu, hafızalara kazınacak bir komedi-dram.
USTA BAHÇIVAN
Usta yönetmen Paul Schrader’ın Venedik Film Festivali’nde yarışma dış gösterilerek dünya prömiyerini yapan son filmi, sürükleyici bir pişmanlık ve intikam hikâyesi anlatıyor. Filmin başkahramanı Narvel Roth, gösterişli Gracewood Gardens botanik bahçesinin titiz, içine kapalı bahçıvanıdır. Göz alıcı bahçelere bakmak dışında arazinin varlıklı sahibi Bayan Norma Haverhill ile de yakından ilgilenmektedir.
Norma bir gün Narvel’dan amaçsız, belalı uzak akrabası Maya’yı kendine çırak almasını ister. Bu durum, yıllarca kimseye bulaşmadan hayatını sürdüren Narvel’in sadece düzenini bozmakla kalmayacak, feci geçmişiyle utanç verici sırlarının da ortaya dökülmesine neden olacaktır. Usta Bahçıvan, Paul Schrader’ın geçmiş hataların ağırlığını ele alan pek olaylı “odadaki yalnız adam” filmlerinin üçüncüsü. 50 yıldır duraksamadan sinema kariyerini sürdürdüğü için Schrader’a Venedik Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Altın Aslan’ı verildi.
VİVA MAESTRO!
“Bir süperstar”, “klasik müziğin kurtarıcısı”, “benzersiz bir doğal kuvvet”, Gustavo Dudamel, 21. yüzyılın en yetenekli genç orkestra şeflerinden biri kabul ediliyor. 2011’de İstanbul’da bir konser veren ve Müzik İçin Barış’ın kuruluşuna önayak olan Dudamel, José Antonio Abreu’nun ölümünden bu yana, kendisinin de yetiştiği Venezüella Genç Orkestra Sistemi, El Sistema’nın yöneticisi.
Viva Maestro!, ünlü müzisyenin en çalkantılı dönemlerinden birine tanıklık ediyor: 2017’de ülkesi Venezüella’daki protestoların ardından Dudamel’in turneleri iptal ediliyor ve ülkesine dönmüyor. Caracas’tan Los Angeles’a, Mexico City’den Santiago’ya Dudamel’i izleyen Viva Maestro!, şefin kişisel ya da siyasal hayatındansa bu beklenmedik engeller karşısında yenilikçi ve büyük ses getiren konserler aracılığıyla müziğin birleştirici ve yenileyici gücünü kutlayışını gözler önüne seriyor.
YAKIN
* 2022 Cannes Büyük Ödül
Lukas Dhont’un 2018’de Filmekimi’nde izlediğimiz Girl / Kız’ın müthiş başarısını izleyen yeni filmi Yakın, bu kez çocukluktan ergenliğe geçişteki büyüme sancılarını ele alıyor. Yakın, on üç yaşında çok yakın iki arkadaşı izliyor: Léo ile Rémi. Arkadaşlıkları birdenbire bozulunca olanlara anlam veremeyen Léo, Rémi’nin annesi Sophie’ye danışmaya karar veriyor.
Filmin ana fikri, yönetmen Dhont’un eski ilkokulunu ziyaret edişiyle aklına düşmüş: “Bugün bile hâlâ ilkokul ve ortaokuldaki acı dolu yıllarımla barışamadım. Ben de bu duygular hakkında bir şeyler yazıp o dünyayı kendi bakış açımdan ifade etmek istedim. Kâğıda birkaç sözcük yazdım: arkadaşlık, samimiyet, korku, erkeksilik… ve Yakın bunlardan çıktı. Bir anlamda hem Léo hem de Rémi olduğumu hissediyorum; iki karakterde de benden bir parça var.” Yakın, Belçika’nın Oscar adayı oldu.
AYRILMA KARARI
* 2022 Cannes En İyi Yönetmen
Dünya prömiyerini Cannes'da, Kuzey Amerika prömiyerini eylülde Toronto Film Festivali’nde yapan Ayrılma Kararı, Güney Kore'nin en üretken, en tanınmış çağdaş sinemacılarından Park Chan-wook'a Kan Arzusu ve İhtiyar Delikanlı'dan sonra Cannes'da yeniden ödül getirdi.
90'lı yılların erotik gerilim filmlerini anımsatan film, namuslu ve azimli bir polis dedektifinin, araştırdığı cinayet vakasında ana şüpheli olan kadınla yakınlaşmalarını konu alıyor. İzleyiciyi sürekli şaşırtan senaryosundan dinmek bilmeyen gizem hissine ve olağanüstü performanslarına, Kore’nin Oscar adayı olarak açıklanan Ayrılma Kararı yönetmenin en sürükleyici ve şaşırtıcı yapıtlarından...
BEBEK SERVİSİ
* 2022 Cannes En İyi Erkek Oyuncu (Song Kang-ho), Ekümenik Jüri Ödülü
* 2022 Münih En İyi Uluslararası Film
Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda, Kore ve Japonya’da evlat edinilmek üzere terk edilmiş bebeklerden yola çıkarak son filminde yine kan bağı olmayan sıradışı bir aileyi mercek altına alıyor. Filmde iki adam, bebeklerin bırakıldığı “bebek kutusu”ndan karaborsada satmak için bir bebek çalıyor. Bebeğin annesi bir süre sonra geri dönerek terk ettiği bebeğe en uygun ailenin bulunması için iki adamla birlikte yollara düşüyor.
Sevgi, aile, kimlik, ahlâk ve hayat seçimlerimizi ele alan Kore-eda, duygusal sıcaklığını, mizahi yaklaşımını hiç kaybetmeyen son filminde de karakterlerini hiç yargılamadan şefkatle gözlemliyor, tıpkı 2018 yapımı filmi Shoplifters / Arakçılar’da olduğu gibi. Filmin başrollerinden birini üstlenen Song Kang-ho, Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan ilk Koreli oyuncu oldu.
CALL JANE
Chicago, 1968. ABD’de karmaşa, değişim ve hüzün rüzgârları esiyor; ev kadını Joy için ise bir dönüm noktası yaklaşıyor. İkinci hamileliğinin sağlığını tehdit ettiği ortaya çıkınca Joy tamamı erkeklerden oluşan sağlık kurulundan hamileliğini sonlandırma iznini alamıyor. En umutsuz anında, kendi gibi çaresiz kadınlara gizlice yardımcı olan, kendilerine Jane’ler adını veren bir grup kadın imdadına yetişiyor. Joy, hayatını kurtaran bu örgüte katılarak başka kadınların da kendi kararlarını almalarına yardımcı olmaya karar veriyor.
ABD’de Yüksek Mahkeme’nin Roe vs Wade kararını aldığı 1973’e kadar etkinlik gösteren Jane Kolektifi’nin gerçek öyküsünden esinlenen Call Jane, 2022 Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapmasının ardından Berlin’de de ana yarışmada yer aldı. Filmin yönetmeni Phyllis Nagy, senaryosunu yazdığı Carol (2015) ile hem Oscar hem BAFTA’larda en iyi senaryo ödülüne aday gösterilmişti.
ÇAYKOVSKİ’NİN KARISI
Geçen yıl Filmekimi’nde Petrov Grip Oldu filmini izlediğimiz yönetmen Kirill Serebrennikov’ın son filmi Çaykovski’nin Karısı, dünya prömiyerini 2022 Cannes Film Festivali’nde yaptı ve Altın Palmiye için yarıştı. Film, ülkesinin en ünlü bestecisi Pyotr Çaykovski’nin daha baştan mutsuz evliliğinde git gide boğularak akli dengesini kaybeden eşi Alyona Mikhailova’yı mercek altına alıyor. Alyona tutkulu bir aşkla evlendiği Pyotr’dan herhangi bir alanda beklediği desteği ya da yakınlığı görmüyor, sevgisi yıkıcı bir takıntıya dönüşüyor, sırf onun yakınında durabilmek için her şeye katlanıp kendi benliğini feda ediyor.
“Çaykovski uzun zamandır ilgimi çekiyor. Birçokları için Çaykovski bir UFO, tanımlanamayan uçan cisim, sanki, herkes ondan haberdar ama hakkında kimse bir şey bilmiyor. Ama bu film onun değil, Alyona hakkında, bir kadın hakkında. Dahası bu kadının kişiliği, huyu, karmaşık, yaralı, eziyet dolu hayatına dair bir araştırma” diyor yönetmen Serebrennikov.
EMILY
Dünyanın en tanınmış, en gizemli, en tutkulu yazarlarından birinin heyecan verici, iyileştirici, dönüştürücü iç yolculuğunun hikâyesi… Sex Education dizisinden tanıdığımız Emma Mackey’nin isyankâr ve uyumsuz baş karakteri canlandırdığı film, İngiliz yazar Emily Brontë’nin hayatını alt-üst eden aşkını ve başyapıtı Uğultulu Tepeler’in yazımına doğru geçen süreci anlatıyor. Film, Emily’nin esin kaynaklarına da eğiliyor: kız kardeşleri Charlotte ve Anne ile aralarındaki sarsılmaz, öz bağlar; Weightman’a karşı geliştirdiği eziyetli, yasak aşk; gözünde büyüttüğü başına buyruk ağabeyi Maverick’e zaafı. İlk gösterimini eylülde Toronto Film Festivali’nde yapan Emily, oyunculuktan gelen Frances O’Connor’ın (Mr. Selfridge, The End) kendi yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı film.
GEÇİCİ BİR İLİŞKİNİN GÜNCESİ
Entrika dolu aşk filmi Les choses qu’on dit, les choses qu’on fait / Gönül İşleri'nin ardından yönetmen Emmanuel Mouret yine iç içe geçen anlatısıyla dikkat çeken yeni filmiyle Cannes'da, Prömiyerler bölümünde yer aldı. Film, bir kadınla evli bir adam arasındaki “kaçamağın” zamanla değişip dönüşmesini konu alıyor. Birbiriyle duygusallıktan uzak, yalnızca fiziksel birliktelik amacıyla zaman geçiren çift, bir süre sonra ilişkilerinin aslında basitlikten uzak, gayet karmaşık yerlere uzandığını fark ediyor.
Diyalogları, olay örgüsü ve özellikle Sandrine Kiberlain’in, karakterinin inişli çıkışlı ruh hallerini müthiş yansıtan oyunculuğuyla Geçici Bir İlişkinin Güncesi, aşk filmiyle dramatik komedi türleri arasında ustalıkla geziniyor. “Bu küçük kaçamağı büyük bir kaçamak gibi göstermek istedim aslında” diyor Mouret filmi hakkında, “hem hafif hem de ciddi bir film olsun dedim."
GÜZEL BİR SABAH
* 2022 Cannes Europa Cinemas En İyi Avrupa Filmi
2021 Filmekimi'nde gösterilen Bergman Adası'nın ardından çektiği Güzel Bir Sabah'ta yönetmen Mia Hansen-Løve bu kez beyazperdeye aile dramının merkezinden yeşeren dokunaklı bir sevgi hikâyesini taşıyor. Film, nörolojik bir hastalıktan muzdarip babasıyla ilgilenirken çok eski bir arkadaşıyla yeniden yakınlaşan bir kadını izliyor.
Cannes'da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde prömiyerini yapan Güzel Bir Sabah için babasının hastalık sürecinden esinlenen yönetmen, “keder ve yeniden doğuş gibi birbirine zıt iki hissin birbiriyle nasıl konuştuğunu incelemek istedim” diyor.
İYİ ŞANSLAR LEO GRANDE
Otuz bir yıl süren tutkusuz, sıkıcı bir evlilik ve yıllardır özlem duyulan, hayali kurulan yakınlık, romantizm ve cinsel heyecan... Eşini kaybeden emekli öğretmen Nancy Stokes zevk dolu, kendini alabildiğine keşfettiği bir gece geçirme umuduyla bir “profesyonele” başvuruyor ve adının Leo Grande olduğunu söyleyen, son derece yakışıklı bir seks işçisi tutuyor. Hiç hesapta yokken eylemlerine sohbet ekleniyor; sohbete kaygılar, korkular, geçmişin gölgesi karışıyor, mükemmel fiziğiyle Leo, beklediğinden de zor bir görevle karşı karşıya kalıyor.
Beden, yaş, cinsellik, zevk ve özgürlük hakkındaki tüm kalıplarımızı sorgulatan İyi Şanslar Leo Grande, ilk gösterimini 2022 Sundance Film Festivali’nde yaptı. Avustralyalı yönetmen ve yapımcı Sophie Hyde’ın bu ilk filminin senaryo yazarı, BBC'nin komedi yazarlarından Katy Brand. Yıllardır biriktirdiği zincirlerini kıran Nancy rolündeki Emma Thompson ve şeytan tüylü, anlayışlı Leo rolünde Daryl McCormack olağanüstü uyumlarıyla göz alıyorlar.
MASKELİ BALO
Büyük sansasyon yaratan aşk filmi La belle époque / Yeni Baştan ile herkesin yüreğini ısıtan Nicolas Bedos bu kez hem komedi hem aşk filmi öğeleri taşıyan, bol entrikalı, tempolu bir polisiyeye imza atıyor. Bedos’un henüz yayımlanmamış kendi romanından uyarlayarak 35mm filme çektiği Maskeli Balo, dünya prömiyerini Yarışma Dışı gösterildiği Cannes Film Festivali’nde yaptı. Bir kaza sonucu kariyeri sonlanan yakışıklı dansçı Adrien, günlerini Fransız Riviera’sında geçimini sağlayan eski sinema yıldızı Martha’yla zaman öldürerek geçirmektedir.
Adrien, son derece çekici Margot ile tanışır ve hayatı tümden değişir. İkili, daha parlak bir yaşantı hayaliyle şeytani bir komplo, duygusal bir maskeli balo peşine düşer. Riviera’da geçen Françoise Sagan romanlarıyla Somerset Maugham öyküleri ve kendi yaşamının “acınası bir dönemi”nden esinlenen yönetmen Bedos şöyle diyor: “Kendinden yaşlı kadınların himayesine giren kayıp bir ruhun hikâyesi diyebiliriz. Ve Riviera’nın kendimce son derece öznel bir portresi diyebiliriz. Bu film benim genel olarak insani ilişkiler ve özel olarak da aşk ilişkilerine dair şahsi kâbusum!”
ÖĞLE GÜNEŞİNDE YILDIZLAR
* 2022 Cannes Büyük Ödül
Bir Zamanlar… Hollywood’da ve Salinger Yılım’dan tanıdığımız Margaret Qualley ile oyuncu-müzisyen Joe Alwyn’in iki âşığı canlandırdığı Öğle Güneşinde Yıldızlar, Nikaragua’da geçen tutku ve heyecan dolu, romantik bir aksiyon. Çekimleri Panama’da yapılan filmin müziği Claire Denis’nin çoğu filminde olduğu gibi yine Tindersticks’ten Stuart Staples’ın bestelerinden oluşuyor. Şair ve yazar Denis Johnson’ın iç savaş sırasında Nikaragua’daki deneyimlerini anlattığı aynı adlı romanını günümüze uyarlayan Claire Denis, filmini şöyle tanımlıyor: “Kitaptaki gibi ben de aşka, yiyip bitiren ve kör eden bir cinsel çekime dönüşen tesadüfi bir karşılaşmayı anlatmak istedim; tıpkı kitaptaki gibi filmde de ülkeyi sarsan şiddet yalnızca uzaktan görülebiliyor.”
Claire Denis’nin bir önceki filmi Avec amour et acharnement / Bıçağın İki Yüzü nisan ayındaki İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti.
KORSAJ
Söylendiğine göre Bavyera Düşesi Elisabeth'in bel ölçüsü yıllar boyu yalnızca 45 cm olarak kalmış. Fakat Sisi olarak da bilinen Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth, yalnızca belini böyle ince özel yapım korseleri yüzünden değil, Viyana'daki sarayda kendine biçilen sessiz ve işlevsiz biblo rolü yüzünden de boğulmuş, nefessiz kalmış.
Dünya prömiyerini 2022 Cannes'da Belirli Bir Bakış bölümünde yapan Korsaj, Elisabeth'in 40. doğum günü kutlamalarını dönüm noktası alarak sonunda zincirlerini kırmaya niyetlenen, bilgiye ve yaşama aç bir kadının isyanını gözler önüne seriyor. Kırılgan olduğu kadar öfkeli, narin ama dişli İmparatoriçe’yi kusursuz canlandıran Vicky Krieps, performansıyla Cannes’da ödül kazandı. Korsaj, Avusturya'nın Oscar adayı oldu. Yönetmen Marie Kreutzer'in yine baskı altındaki bir kadını merkezine alan Der Boden unter den Füssen / Kaygan Zemin filmi 2019'da İstanbul Film Festivali'nde gösterilmişti.
*Bu film Avusturya Kültür Merkezi'nin değerli katkılarıyla gösterilmektedir.
ÖLÜM AYIRANA DEK
Talihsiz bir kazada hayatını kaybeden oyuncu Gaspard Ulliel’in rol aldığı bu son film, sarsılmaz birlikteliklerin hayatın akışıyla nasıl şekil değiştirdiğini ele alıyor. Uzun yıllardır birlikte olan Hélène ile Mathieu birbirlerine derinden bağlıdır. Sağlığı yüzünden kendi hayatıyla ilgili zorlu bir karar vermek durumunda kalan Hélène, bir süreliğine huzur bulmak için Fransa’dan Norveç’e gitmeye karar verir. Ancak bu durum, Mathieu ile ilişkilerini de zorlayacaktır.
Yirmi yılı aşkın bir süre multipl skleroz ile mücadele eden annesinden esinlenen yönetmen Émily Atef “Bu filmle tek arzum izleyenlerin belki de gelecek hakkındaki fikirlerinin değişmesi. Sonun bir tabu olması gerekmiyor" diyor. Hélène rolünü üstlenen Vicky Krieps, yine Filmekimi programındaki Corsage’da da başrolde. Ölüm Ayırana Dek, 2022 Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde prömiyerini yaptı.
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yıkımda son perde
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- Ölü ve yaralı var!
- AKP'li isim açıkladı!