Cannes'da ilk alkış Zelenski'ye

Kırmızı halı seremonisiydi, Festival Sarayı’nın basamaklarını tırmanan yıldızlardı derken bir Cannes macerası daha başladı. Bu yıl açılış töreninin rekor bir izlenme oranına ulaştığını açıklayan France 2 televizyon kanalı bu rekorda Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın ne denli etkili olduğunu belirtmemiş belki ama töreni izleyenler muhtemelen Volodomir Zelenski’nin bu yıl festivalin o ünlü uzun alkışlarının ilkini aldığını görmüşlerdir.

Cannes Film Festivali yöneticileri de süregiden savaşa, ya da Zelenski’nin deyişiyle işgale karşı duyarsız kalmadılar elbette ve belki Rus filmlerini yasaklamadılar ama hem savaşa karşı çıkmayan yayınlarda çalışan Rus gazetecilere akreditasyon vermediler hem de son anda programa geçen nisan ayında Rus ordusu tarafından öldürülen  Litvanyalı sinemacı Mantas Kvedaravicius imzalı “Mariupolis 2” adlı filmi katarak net bir duruş sergilediler..

Son zamanların popüler oyuncularından Virginie Efira’nın sunuculuğunu üstlendiği törene video konferans uygulaması aracılığıyla katılan ve dev perdede belirdiği anda tüm salonu alkışlarla ayağa kaldıran Zelenski “Bayanlar baylar, size bir hikaye anlatacağım” diyerek başladığı sözlerine özetle şöyle devam etti:

“Bu hikayede en önemli olan başlangıç değil, sondur. Bu son çoktan yazıldı. 20. yüzyılın en korkunç diktatörleri sinemaya bayılırlardı. Ama onlardan geriye, belgesel kroniklerdeki o korkunç görüntüler kaldı. Filmler o dönemde, diktatörlere meydan okumaydı. Bugünlerde işkence görmüş insanları bulmadığımız tek bir hafta bile geçmiyor. Belediye tiyatrosu Mariupol'u Rus bombasının nasıl yerle bir ettiğini gördünüz. Bu tiyatro bugün sizin toplandığınız binaya benziyordu. Oraya sivil insanlar sığınmıştı.”

Konuşmasında savaş filmlerinin en ünlülerinden “Kıyamet”e de atıfta bulunan Zelenski, Charlie Chaplin’e de gönderme yaptı ve Putin ile Chaplin’in “Büyük Diktatör” filmindeki karakter arasında paralellik kurdu. Zelenski “Savaşmaya devam edeceğiz, başka seçeneğimiz yok. İnanıyorum ki, diktatör kaybedecek. Günümüzde, sinemanın 'sessiz olmadığını' kanıtlayacak yeni bir Chaplin'e ihtiyacımız var” dedi ve sözlerini "Beni duyan herkese söylüyorum, umutsuzluğa kapılmayın, sonunda nefret ortadan kalkacak ve diktatörler ölecek.

Bu hep böyle oldu. Bunu sağlayacak, her seferinde bu sonu verecek ve her seferinde özgürlükten yana olacak sinemaya ihtiyacımız var” diyerek bağladı. (Konuşmanın metninin çevirisi için Arzu Çakır’a teşekkürler)

SORULAR SORULAR

Tüm töreni ve kırmızı halı seremonisini izlemek nasip olmadı belki ama takip edebildiğim kadarıyla kalıma takılan kimi sorular olmadı değil doğrusu. Örneğin Zelenski törene bağlandığında ayağa kalkmayan ve onu alkışlamayan tek jüri üyesi Ladj Ly neden böyle yaptı? Belki de çok basit bir açıklaması vardır ama merak ettim doğrusu. 

Daha basit sorularım da var... Örneğin ben neden bu kırmızı halılarda sürekli Eva Longoria’yı görüyorum? Kendisi sinemada önemli bir kariyere sahip olmadığına göre ona gösterilen bu muhabbetin sebebi bir zamanlar Fransız basketbol yıldızı Tony Parker ile evli olması mıydı acaba diye sormadan edemiyor insan. tabii aynı soruyu kırmızı halıda boy gösteren Meryem Uzerli için de sorabiliriz elbette.

Bu da benim tutuculuğum olsun varsın, anlayamadım gitti işte. Bir de neden kırmızı halıda yıllardır hep aynı parçalar çalar bangır bangır? Mesela ben sürekli “Born To Run”ı duyuyorum ve Bruce Springsteen’i çok sevsem de bir noktadan sonra kafam şişiyor aynı şarkıları dinlemekten. Bu da galiba yaşlanmaya başladığımın bir göstergesi..