75. Cannes Film Festivali Jüri Başkanı Vincent Lindon: Heyecanlı, gururlu ve sevinçliyim!
Vincent Lindon (1959) Fransız sinemasının önemli bir karakter oyuncusu. Aldığı ödüller ötesinde, ciddi, dürüst, içten, düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen angaje aktör kimliğiyle sevilen ya da eleştirilen ama saygı gören bir sanatçı.
Brezilya’dan Çin’e, Kanada ve Türkiye’den geçerek uzanan beş kişilik uluslararası basın temsilcisi önünde, kaçınılmaz görevini seve seve yapıyor; sorularımıza İngilizce yanıt vererek zaman kazandırmaya çalışıyor.
Anglosakson meslektaş hemen atılıyor: Neden oldukça geç, son anda açıklandı başkanlığınız?
“Bunu festival yöneticilerinin yanıtlaması gerekir. Herhalde, Covid-19 süreci sonrası birçok oyuncu ve yönetmenin çekim hazırlığında ya da sürecinde bulunmaları, bu nedenlerden birisidir...”
ÇOCUK GİBİ HEYECANLIYIM
Hemen ekliyor: “Aslında, bir çocuk gibi heyecanlıyım; çok mutlu ve aynı zamanda da gururluyum. Bu onurlu görevden sonra daha büyük ne bekleyebilirim ki? Herbiri çok yetenekli jüri üyesi arkadaslarımla görüş alışverişinde bulunmak, tartışmak, bugüne dek hep jüri değerlendirmelerin konusu bir aday olmuşken tersi role soyunmak, temelde ağır bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor.
Tanrım, düşünebiliyor musunuz? Yanınızdaki odalardan birinde kalan, David Cronenberg, Jerzy Skolimowski, Kore-eda Hirokazu ya da Dardenne kardeşler, ‘Vincent filmimizi beğendi mi acaba?’ diye gerilecekler, içleri daralacak! Yanlış anlaşılmasın, hemen altını çizeyim; jüri başkanı olarak kendi görüşlerimi empoze etmeyi falan hiç düşünmüyorum. Ben dokuz üyeden birisiyim, o kadar...”
“Peki, başkanlık teklif edildiğinde tereddüt ettiniz mi?” sorusunu, kısa bir duraksamanın ardından, hınzırca yanıtlıyor: “Evet, bir saniye kadar tereddüt ettim!”
Adı açıklanır açıklanmaz, “bu yıl ödül listesi büyük bir olasılıkla politik olacak, Fransız sineması yine öne çıkacak” önyargısı ya da öngörüsü ister istemez gündeme gelmişti. Bu durumun çok iyi farkında olan Vincent Lindon, dikkatli ve temkinli davranıyor. Açık sözlülüğün tuzağına düşmemek için, belli ki iyi hazırlanmış. Örneğin, “Çok beğendiğiniz için mesleki nedenler dışında defalarca seyrettiğiniz filmler hangileridir” sorusuna verdiği yanıtta, öncelikle Amerikan sinemasının ana akım popüler isimlerini sayıveriyor... Daha da önemlisi, bakış açısının temel felsefesini şu sözlerle açıklıyor: “Bir filme bakmanın, o filmi değerlendirmenin iki yolu vardır. Birincisi, filmi önce beyninizle algılar, sonra da yüreğinizle hissedersiniz. İkincisi, bunun tam tersidir. Ben, bu ikinci yolu severim; bir filmin önce yüreğime dokunmasını ve bende heyecan yaratmasını dilerim...”
Sıcak içtenliğini her zaman denetim altında tutamayan Vincent Lindon, coşkulu üslubuyla, Cannes’da jüri başkanı olmayı gerçekten çok önemsediğini gizleyemiyor. Ancak, birlikte filmler çektiği yönetmenlerle oyuncular arasındaki özel ilişkileri ve ortak geçmişi parantez içine alacağını vurgulamayı da unutmuyor: “Bir koşuya katılan atletlerin, önceden kaç madalya aldıkları, ya da kim oldukları hiç önemli değildir, sonucu, o gün o yarışta sergileyecekleri performans belirler...”
SİNEMA İNSANLARI YAKINLAŞTIRIR
Angaje sanatçı kimliğini sorgulayabilmek için, Atatürk’ün ünlü sözünü, “Sinema, insanları birbirlerine yakınlaştırarak dünya barışına katkıda bulunacak önemli bir popüler sanattır” diye özetleyerek “Bugün sinemanın 3. dünya savaşı riskini azalmakta çok yetersiz kaldığı saptamasına katılıyor musunuz diye sorduğumda, ciddi bir yüz ifadesiyle şu yanıtı veriyor: “Evet, bugün karamsar olmak için birçok neden var. Ancak, sinema sanatının toplumsal etkileri konusunu, farklı bir biçimde sorgulamak da mümkün: Sinema olmasaydı, bugün dünyanın durumu acaba daha mı iyi olurdu, yoksa daha mı kötü? İnanıyorum ki daha kötü olurdu. Yeter ki her sanatçı düşüncelerini sinema yoluyla ifade ederek seyircilerine eşit koşullarda, engelsiz ulaşabilsin...”
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!