‘Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri’ İKSV’nin İstanbul Film Festivali kapsamında gösteriliyor

“Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri”... Türk Sinematek’ini ve Onat Kutlar’ı anlatmak için uygun bir başlık. Hem Kutlar’a hem de Sinematek’in kuruluşuna dair bir özet gibi. Belgesel, önceki gün 42. İstanbul Film Festivali kapsamında Fransız Kültür Merkezi’nde gösterildi. Film ekibi büyük alkış aldı, hatta yoğun ilgi üzerine festival bittikten sonra 19 Nisan Çarşamba günü saat 16.00’da Atlas 1948 sinemasına ek gösterim koyuldu. Belgeselin Anadolu Yakası’ndaki gösterimi ise bugün saat 11.00’de Sinematek/Sinema Evi’nde.

‘Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri’ İKSV’nin İstanbul Film Festivali kapsamında gösteriliyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.04.2023 - 03:00

Belgeselde tanıklığına başvurulan herkes Onat Kutlar’ı üniversite yıllarından itibaren tanıyan insanlar, çoğunluğu Sinematek’in kurucuları. Hemen hemen herkes ilk olarak “Onat’ı biz edebiyatçılığıyla tanıdık, bildik. Muazzam bir öykücüydü” diye anlatmaya başlıyorlar. Kutlar, 1961 yılında felsefe okumak için Fransa’ya gidip oradaki Sinematek’te sinemaya aşık olmasa, belki de dünyaca ünlü edebiyatçımız olarak söz edilecekti. Ama o, sinemaya olan tutkusunu keşfettikten sonra ülkesinin sinema kültürüne çok sağlam temeller atmak için bir Türk Sinemateki kurmaya karar verdi... 

Türk Sinematek Derneği 1965’te Onat Kutlar ve bir grup aydın tarafından kuruldu. Beklenenin üzerinde müthiş bir ilgi gördü ve dünyanın dört bir yanından sanat filmleri burada ilk kez gösterildi. Türk izleyicisi Sovyetlerden, Polonya’dan, İspanya’dan, hatta Afrika’dan filmleri ilk defa Sinematek’te gördü. Sıraselviler’deki salondan Taksim Meydanı’na kadar kuyruklar oluştu... Belgeselden edindiğim en ilginç bilgi, o yıllarda hangi dilde olursa olsun filmlerin altyazısız izlenmek zorunda kalındığı, bu nedenle filmlerden önce filmin özetinin dağıtıldığı bilgisi oldu. 

‘DAHA ÖNCE ÇEKİLSEYDİ’

Tabii ki Sinematek’i kurmak kolay olmadı, maddi olarak zorlanıldı, sansürlenildi, hatta bir noktada Yeşilçam’ın dev yönetmenleri “Sinematekçileri” Batı’nın kültürel emperyalizmini yaymakla suçladı ve tepki gösterdi. Şiddetli tartışmalar yaşandı... Sinematek sadece film göstermekle kalmadı, aynı zamanda entelektüel bir film kültürünün ortaya çıktığı ve yeni nesil sinemacıların, Atilla Dorsay, Sungu Çapan gibi eleştirmenlerin, sinefillerin yetiştiği bir yer haline geldi. Ta ki, 12 Eylül 1980’den sonra darbeciler tarafından kapatılana dek... 

Film ekibi Fransız Kültür’deki gösterimin ardından soru cevap yaptı. Yönetmen Önder Esmer, Kutlar’ı “İshak” kitabını okuduktan sonra tanıyıp çok sevdiğini belirtti. Esmer, bugüne kadar bir Onat Kutlar ya da Sinematek belgeselinin olmaması dolayısıyla da böyle bir işe kalktıklarını söyleyerek “Keşke bizden çok daha önce belgeseli çekilseydi de Ülkü Tamer’in, Şakir Eczacıbaşı’nın, Hüseyin Baş’ın da düşüncelerini dinleyebilseydik” diye konuştu. Kurgucu Tuvana Simin Günay, kurgunun 2 yıl sürdüğünü belirtti. Filmin özgün müziklerini yapan Alper Maral ise Kutlar’ın katledildiği bombalı saldırının gerçekleştiği The Marmara otelinin önünden geçerken gözlerinin dolduğunu dile getirdi. Yapımcı Matthias Kyska ise belgeselin festival yolculuğuna devam edeceğini ifade etti, filmin şu anki şartlara göre Adana Film Festivali’nde de izleyiciyle buluşması olası. 

KONUŞMACILAR

Belgeselde konuşmaları yer alan isimler şöyle: Mete Akalın, Cevat Çapan, Atilla Dorsay, Burçak Evren, Mustafa Göçmen, Filiz Kutlar, Mazlum Kutlar, Onat Kutlar, Seza Kutlar Aksoy, Ali Özgentürk, Nijat Özön, Adnan Özyalçıner, Ömer Pekmez, Vecdi Sayar, Aydın Sayman, Giovanni Scognamillo, Ahmet Soner, Jak Şalom, Hülya Uçansu, Rekin Teksoy.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon