Erdoğan'ın TTB çıkışına hukukçulardan tepki: 'Bu bir susturma politikası'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Savaşa hayır’ açıklamalarına yönelik “Bu terörist sevicilerin, bugüne kadar biz, ‘barışa evet’ dediklerini de pek duymadık. Zaten bunların barışla filan alakası yok” tepkisini gösterdi. Hukukçular Erdoğan'ın bu çıkışını değerlendirdi.
<video:913534>
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘Savaşa hayır’ açıklamalarına yönelik “Bu terörist sevicilerin, bugüne kadar biz, ‘barışa evet’ dediklerini de pek duymadık. Zaten bunların barışla filan alakası yok” tepkisini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen 121. genişletilmiş il başkanları toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, “Zor bir coğrafyada ve çok kötü hava şartlarında icra edilen operasyonumuzda en küçük bir aksaklık olmadığını, bir sıkıntı olmadığını bizzat yerinde görmekten ayrıca memnuniyet duydum. Çok yakın bir zamanda terör örgütü adeta kıpırdayamaz hale getirilecektir. Çocukları ve kadınları öne atarak, yerleşim yerlerindeki operasyonlarımızı yavaşlatmaya çalışıyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, barış çağrısı yapan Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik sert tepkisini değerlendiren hukukçular, “Bu bir susturma politikası” dedi. Hukukçuların görüşleri şöyle:
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yaman Akdeniz: Bu olay başladığından beri savaş karşıtı olan, süreçle ilgili görüşlerini bildiren herkes bu tip eleştirilere maruz kalıyor. Bunun Cumhurbaşkanı tarafından yapılıyor olması daha da düşündürücü. Buradaki amaç muhalif kesimlerin en sert eleştirilerle susturulmaya çalışılmasıdır. TTB veya savaşa karşı görüşlerini açıklayanların ise gözaltına alınmalarını, soruşturulmalarını izliyoruz. Siyasiler tarafından verilen mesaj devletin eleştirilmemesi, bu konuda konuşulmaması. Bu demokratik toplumlarda kabul edilemez. Siyasilerin her fırsatta tüm medyayı kullanarak cevap vermeleri mümkün iken muhaliflerin böyle bir şansı yok. 2-3 gazete, 1-2 TV kanalı ve sosyal medya üzerinden düşüncelerini ifade edebiliyorlar. Hükümete ters düşecek bir şey söylendiğinde düşmanca bir tavırla karşı karşıya kalıyorlar. Akademisyenler de aynı süreçten geçti. Bu bir susturma politikası. Dondurucu etki yaratmaya çalışıyorlar. Konu hakkında konuşmaya korkuyor insanlar.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi Yard. Doç. Dr. Kerem Altıparmak: Savaş hukuku açısından “terörle savaş” diye bir kavram yok. Uluslararası nitelik taşıyan ve taşımayan çatışmalar var. Bir çatışmaya girdiğinizde uymanız gereken kurallar vardır. “Silahlı çatışma değil” diyorsanız insan hakları hukukunu uygulamak zorundasınızdır. “Bu savaş değil” deniyorsa insan hakları hukukunun uygulanması gerekli. “Orası egemenlik alanım değil bu yüzden uygulamam” deniliyorsa silahlı çatışma hukukunu uygulamak zorundasınız. Savaş tabirini kullandığınız zaman da silahlı çatışma hukukunu uygulamak zorundasınız. Bunu uyguladığınız zaman da “barış” tabiri kullanabilir, davranışlarınız da sorgulanabilir. En doğru savaşı yapıyorsanız bile buna uymak zorundasınız. Savaş tabirinden rahatsız iseniz insan hakları hukukuna uygun davranmak zorundasınız.
Eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan: Erdoğan’ın The Post filmini izlemesini öneriyorum. Her durumda ulusal çıkarlar ifade özgürlüğü ile sağlanır. TTB’nin yaklaşımı hekim gözüyle yaklaşımdır. Buna bile hoşgörü yoksa zaten dünyanın en iyi demokrasisine sahip olduğumuzu gösterir (!).
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!