Operasyonun Ankara ayağı

Önce fal açtılar. “Saray’a kim gitti?” Sonra ortaya çıktı ki, hiçbir CHP’li Saray’a gidip, Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemiş. Ortada gazeteciliğin operasyonel bir meslek olarak kullanıldığı gerçeği kaldı. Sağlam zokalar yutturulmuştu. Gerçekte olmayan araç plakaları falan... Bu da CHP’ye yapılan operasyonun siyaset tekniğiyle örtüşmediğini, başka tekniklerin devreye sokulduğunun işaretiydi.

Operasyonun  Ankara ayağı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.12.2019 - 02:00


Bu olayda siyaset kendisini unutturdu ama kendilerini “aparat” olarak kullandıran gazeteciler tarihe geçti. İkinci salvo Almanya’dan geldi. Tanıdık bir iddiaydı. “Atatürk, Tunceli operasyonunda kimyasal gaz kullandı.” CHP içinde hassas bir konu olan Tunceli konusu yeni bir ayrılığın yeniden körüklenmesi için gündeme getirildi. Almanya’daki Türklerden CHP’ye oy verenlerin önemli bir bölümünün bu oyuna düşeceği düşünüldü. CHP’de iç tartışmaları körükleme arayışı ana motivasyon kaynağıydı.

GELELİM BUGÜNE… 

Eski CHP milletvekili Sinan Aygün, partilisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı, “kendisinden rüşvet istemekle” suçluyor. Kurgu olduğu açık. Fitili, Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki MHP grubu konuyu gündeme getirerek, ateşliyor. AKP grubu sus pus. Ancak, CHP’ye yönelen salvo bu sefer içerden. İktidar blokunun ellerini ovuşturarak beklediği manzara şu:“CHP kendisini bile yönetemiyor.”

Gelişmeleri biraz daha kristalize edelim. Aygün CHP’li, Eskişehir Yolu kıyısına “hortlak” gibi dikilen iki kuleye o yüksekliği veren AKP’li eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek. Aygün’ün eski ortakları kaçak FETÖ’cü. Kulelerin yarısının kaçak olduğu için yıkılması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yatay yapılaşma” diye yeri göğü inlettiği bir dönemde, dikey yapılaşan Aygün’e, Gökçek yönetimindeki belediye meclisi muazzam bir yükseklik veriyor. Dikkat lütfen, Pasifik İnşaat’ın Atatürk Kültür Merkezi karşısındaki inşaatı konu değil, CHP’li Sinan Aygün’ün inşaatı söz konusu… Bu durumda AKP’lilerin sus pus olmasını anlayabiliriz.

Gelinen noktada Aygün CHP’den ihraç edilecek. Sahi Aygün nasıl CHP’li olmuştu? Aygün, Ergenekon kumpasında FETÖ’nün hedefi olduğunda CHP tarafından milletvekili yapılmış, birileri içeride yıllarca yatarken, kendisi özgür kalmış ve işlerini sürdürmüştü. Anlaşılan böyle karşılık veriyor.

AKP grubu mahcup ama MHP grubuna, Mansur Yavaş’a daha zor yerden soru sormalarını tavsiye ediyoruz. Kim bilir, belki toplumsal arınma da böyle başlar. Örneğin Ankara’da FETÖ lehine imar düzenlemelerinin teftiş kurulu tarafından araştırılması mükemmel bir adım. Sonuçlar kimi üzer, kimi sevindirir hep beraber göreceğiz. Belki de telaş bu yüzden...

Bu kampanyaların Mansur Yavaş’ı zayıflatması beklentisi boşuna… Sokaktan o işaret gelmiyor. Yavaş o kadar sahici, faaliyetleri o kadar saydam ki, muhalefet dahil isteyen istediği bilgiye ulaşabiliyor. Ayrıca iktidar bloku yanlış yerden tuttu. Mansur Yavaş’a yönelen ilgiden bu ortaya çıkıyor. CHP’ye yönelik içerden ve dışarıdan operasyonlar sürecek. Çünkü iktidar blokunun korkulu rüyası, CHP’nin belediyelerde başarılı olup seçenek üretmesi. CHP’li bir ismin Cumhurbaşkanı olmasının engellenmesi için atışlar çok erken başladı. 

CHP kadroları ve tabanı, “demokrasi özlemi” yolunda içerden ve dışarıdan döşenen mayınlara dikkat etmeli. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler