Leylâ Erbil’den bize kalanlar...

Geçen yıl aramızdan ayrılan, edebiyatımızın put kırıcı yazarı Leylâ Erbil’den bize “kalan”lar, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından ardı ardına yayımlanacak.
Yayınevi ilk olarak, Erbil’in 1950’lerden ölümüne dek tuttuğu notları okurlarla buluşturacak. Editör Ruken Kızıler, kasımda ya da en geç 2015’in ilk aylarında yayımlanacak kitapla ilgili şunları söylüyor:
“Çok sayıda defterden derlenecek bir kitap hazırlıyoruz. İçinde günlük hayata, kahramanlarına, kitaplarında kullandığı yer isimlerine, olaylara, dostlarına, ailesine, bahçıvanına, onun gibi bilincini altını üstüne getirmiş bir yazarın beyninin kıvrımlarında dolaşan türlü ayrıntılara ilişkin notlar, elyazmaları dizgileriyle birlikte verilecek.”
Usta yazarın yaşamına ilişkin içeriden bilgiler aktaracak bu metinlerden, 2007 tarihli bir notunda Erbil, “Sonsuzlukla hapsolmak, sonsuzluğun kapsamı... Henüz içimde yatanın ne olduğunu bilemediğim ıstırap dolu günler. Başkasında kendini aramak... Düşünmek, durmadan düşünmek” dedikten sonra dönüp ülkenin geçmişine bakıyor:
“Deniz Gezmiş’i, Yusuf Aslan’ı, Hüseyin İnan’ı asan, Mahir Çayan’ı, 9 arkadaşını katleden bir ülkenin tüm vatandaşlarına, o günkü ve sonra gelen tüm iktidarlarına sesleniyorum. Her biriniz teker teker kendinizi bu toprağın ağaçlarına asın. Asılarak kendiliğinden ölün, çünkü bu ülkenin sizi asacak vicdanı hiç yok ve olmayacak.”
Erbil, bir fotoğrafının altına “1931-2008. Bugün 22 c.ertesi 2011. Hâlâ yaşıyorum şaşarak” yazdıktan sonra da, ölümüne yakın düştüğü bir notta, hastalığıyla ilgili düşüncelerini anlatıyor: “Sonunda, bütün bu çektiklerimizin adının ‘langerhans cell’ olduğu anlaşılacak ama 46 kg düşmüş ölmek üzereyken.”
Defterlerinin ardından, yine 2014 yılı sonunda ya da önümüzdeki yıl başında, Erbil’in 50 kuşağı yazar ve şairleriyle mektuplaşmaları kitaplaştırılacak. Mektuplar kitabını ise daha önce yayımlanmamış öykülerinden oluşan başka bir kitap izleyecek.