Göçmenler 9 aydır yalnız
Göçmenlerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kurucularından Ayşe Lerzan Caner Conde, gizli tanık ve itirafçıların beyanlarıyla DHKP-C soruşturması kapsamında Ekim 2017’de tutuklandı.
Eşi doktor Sekouba Conde de evini basan polislerce darp edildiği için şikâyetçi olunca yaklaşık 8 ay geri gönderme merkezinde kaldı.
Ayşe Lerzan Caner Conde, Göçmenlerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin kurucularından. 11 Ekim 2017’de DHKP-C üyeliği suçlamasıyla tutuklanarak Balıkesir T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Karara tıpkı Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının dosyasında olduğu gibi gizli tanık ve itirafçıların beyanları dayanak yapıldı. Conde’nin tutuklanmasının ardından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden mülteci statüsündeki eşi Dr. Sekouba Conde önce İstanbul’daki Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ne sonra da Kırıkkale Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Kırıkkale’den sonraki durağı ise İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi oldu. İzmir Barosu’ndan Sekouba Conde ile yaklaşık 1.5 ay önce görüştüğünü söyleyen avukat Ayşegül Karpuz da Conde’nin serbest bırakıldığını söyledi.
İfadeler tek delil
Ayşe Lerzan Caner Conde’ye İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki sorgu sırasında, kendi ile ilgili gizli tanık ve tanıkların beyanları soruldu. Bunlardan biri 26 Şubat 2013’te Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesi ile yetkili savcılığa giderek ifade veren “Ateş” mahlaslı gizli tanığın ifadeleri. Ateş, Conde’yi Ayşe olarak tanıdığını söyleyerek, “TAYAD (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği) tarafından organize edilen basın açıklamalarına sorumlu olarak katılır. Örgüt tarafından organize edilen sempozyumlarda yabancı dile bildiğinden çevirmenlik de yapar” ifadelerini kullandı. Bir diğer kişi de 18 Kasım 2013’te kendiliğinden savcılığa giderek DHKP-C hakkında bilgi vermek istediğini söyleyen Aytaç Isırgan’ın beyanları. Isırgan, Conde’yi Lerzan olarak tanıdığını belirterek, “O dönem DHKP-C terör örgütü mensubu Halk Cephesi Türkiye Temsilcisi Remzi Uçucu’nun yardımcısıydı. Ayrıca 2010 yılında ölen Eyüp Baş döneminde yurt dışından gelen ve örgüte yakın yabancı insanlara tercümanlık yapıyordu. Örgüt yapılanması TAYAD’da halen aktif olarak faaliyet yürütür” dedi. Gizli tanık Ateş ve Aytaç Isırgan’ın ifade verdiği dönemde TMK 10. madde ile yetkili savcılığında Gülen cemaatine mensup savcılar ağırlıktaydı.
Yine aynı isim
Conde’ye emniyette DHKP-C operasyonunda yakalanan ve örgüt içerisindeki faaliyetlerinden dolayı pişmanlık duyduğu için etkin pişmanlıktan faydalandığı belirtilen Berk Ercan’ın kendisi ile ilgili beyanları da gösterildi. Ercan, Conde’nin Anti-Emperyalist Cephe Komite üyesi olduğunu iddia etti. Conde, İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği’ndeki sorguda, “DHKP-C ile bir ilgim yoktur. Bağlı olduğum dernek TAYAD’dır. Emekliyim ancak tercümanlık yapıyorum. Çapa’da ve çeşitli uluslararası sempozyumlarda tercümanlık yaptım. 68 yaşındayım, dizimde rahatsızlıkların var” diye konuştu. Hâkimlik, gizli tanıklar ve etkin pişmanlıktan yararlanan şüpheli Berk Ercan’ın ifade ve teşhislerine dayanarak tutuklama kararı verdi. Ercan’ın ifadeleri Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının da tutuklanmasına gerekçe yapılmıştı.
1 yıl sonra ilk kez
Conde’nin de aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, duruşmanın 16-17 ve 18 Ekim’de görülmesine karar verdi. Conde, hâkim karşısına çıktığında tutukluluğu 1 yılı bulacak.
En Çok Okunan Haberler
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Tarihi geçmiş ürün satan zincir market şubesine mühür
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ulaşım durma noktasına geldi!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- İl başkanı hayatını kaybetti!
- Yıkımda son perde
- Dünya çapındaki sıralama: Türkiye'den 4 üniversite