Gezi anneleri Gülmen ve Özakça için açlık grevinde: Bırakın, çocuklarımız işlerine dönsünler

 

KHK ile mesleğinden ihraç edildikten sonra Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde “İşimi geri istiyorum” diyerek başlattıkları oturma eyleminin ardından süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine giren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, açlıklarının 67. gününde. Türkiye ve dünyanın birçok yerinden gelen desteklerle büyüyen dayanışmaya, Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de polis ve eli sopalı esnaf tarafından dövüldükten sonra beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ile Gezi Direnişi’nde 10 Eylül 2013 gecesi ODTÜ’ye destek eylemlerinde çatıdan düşerek 22 yaşında yaşamını yitiren ve ölümü hâlâ aydınlatılamayan Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan da katılıyor. Bugün Antakya Parkı’nda bir günlük açlık grevi yapacak olan Emel Korkmaz ve Emsal Atakan, gazetemize konuştu. 

 

Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, yapacakları dayanışma grevinde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine geri dönmesini talep edeceklerini hatırlatarak, Anneler Günü ve diğer özel günlerin kendisi için anlamını yitirdiğini söylüyor. Böyle bir günde Gülmen ve Özakça’nın açlığına “ses vermek için” bir günlük açlık grevi yapacaklarını vurgulayan Korkmaz, “Çocuklarımız işlerine dönsünler, öğrencilerine kavuşsunlar” diyor. “Bir sürü çocuğumuz mağdur edildi” diyen Korkmaz, “Biz anneyiz. Bu kadar mağdur edilen çocuk varken Anneler Günü’nü kutlayabilmemiz mümkün değil. Biz de, bu yüzden çocuklarımıza desteğe gidiyoruz” ifalerini kullanıyor. Anne Korkmaz, “Ali İsmail yaşasaydı o da öğretmen olacaktı” diyerek acısının hiç dinmediğini vurguluyor: “Artık bu ülkde çocuklarımız mağdur edilmesin. Bizim için hiçbir günün anlamı kalmadı zaten.” 

 

Ahmet Atakan’ın Emsal Atakan, oğlu Ahmet’in ölümüne ilişkin henüz bir soruşturma dahi açılmadığına dikkat çekerken, adalet arayışlarının hiç bitmeyeceğini belirtiyor. Barış, özgürlük, adalet isteyenlerin ve ekmek kavgası verenlerin baskılandığını ifade eden anne Atakan, “Bu ülkede gençlere o kadar haksızlık ettiler ki... Bizim de çocuklarımız var. Adalete açız. Son nefesimize kadar mücadelemizi vereceğiz. Biz yangınlar içindeyiz. Onlar bugün mutlu, ama birgün adalet onlara da lazım olacak. O yüzden şimdi ellerini vicdanlarına koysunlar, bu kez adil olsunlar” diyor. “Nuriye ve Semih’in de anneleri var, gelecekleri var” diyen Atakan, bir an önce KHK mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söylüyor. Anne Atakan, “Her Anneler Günü’nde çocuğumun mezarını öpüyorum. Ahmet gibi bir çocuk doğurduğum için onur duyuyorum. Onun için ve tüm gençler için direnmeye devam edeceğim” diyor.