Ali Biçim: Okan Bayülgen'i izlerken çatal fırlattım
Okan Bayülgen'in Medya Kralı ve Disko Kralı programlarında yıldızı parlayan Ali Biçim Cumhuhuriyet'ten Ali Deniz Uslu'ya konuştu. Ali Biçim Gezi Parkı eylemleri sonrası eylemcilerden büyük tepki alan Okan Bayülgen ile ilgili de bilinmeyenleri anlattı.
Ne Okan'ım ne de Beyaz! İşte o biçim Ali Biçim;
Ali Biçim'in mizahı farklı. Bazıları için zor, kolay anlaşılır türden değil. Bazıları içinse bir cevher. Biçim, şansını talk show'unda deniyor. Hikayesi ise 27 yaşında olmasına rağmen uzun. Sabır, inat ve irade gerektiren bir yoldan gelmiş. Hayal kırıklıklarına rağmen yolundan dönmemiş. Biçim şimdi olmak istediği yerde ama pek çoğumuzun onu geç keşfettiği de ortada. Elbette eleştirilerin hedefi, çetin bir kulvarda yürüyor. Ama onun da eleştirileri sert. Günahlarıyla sevaplarıyla Ali Biçim izlenmeye değer.
Kanalların yaz vasatlığında yarıştığı, yatırım yapmaktan kaçtığı bir dönemde başladı Ali Biçim Show. Ali Biçim'i internette yarattığı “Just Pide” klibiyle tanıyanlar olacaktır. Bu çıkıştan sonra da Okan Bayülgen'in Disko Kralı ve Medya Kralı’nda performanslarıyla kendini gösteriyordu. Artık gemi de kaptan da o. Ali Biçim Show her cuma Fox TV'de yayınlanıyor. Şu an banttan, sezon başlayınca canlı yayın geliyor.
Ali Biçim, İzmit doğumlu.Tekstilci bir aileden geliyor. Küçük yaşta anne babası ayrıldığında İstanbul'a gelmiş. Nedenini, niyesini bilmese de zaten İstanbul'muş varolmak istediği yer. Tiyatro ve oyunculuk ise içinde büyümüş. Babası “liseyi bitir diplomanı asalım çalışmaya başla!” derken bir yanda da Robert Kolejine hazırlanması için uğraşıyormuş. Ama o sınavı kaçırmış! Biçim, hayatında saçma sapan dönüm noktaları olduğunu anlatıyor. Üç yıl üst üste girip kazanamadığı ve utana sıkıla girdiği konservatuvar sınavlarından sonra annesinin “olmuyorsa zorlama!” demesi de onu çok kırmış. Yine de pes etmemiş, çünkü inatçı bir adam Ali Biçim. Beykent Üniversitesi’nde Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi’ni burslu kazandıktan sonra da ilk işi bir buçuk saatlik bir komedi demosu çekip camiadaki herkese yollamak olmuş. Sonuç mu? Biçim'in deyişiyle olumluyu bırak, olumsuz dönüş bile olmamış. Tam iyice dibe inerken de internet can simidi olmuş. Sonrasını da Ali Biçim anlatıyor.
- İnternet üzerinden yayılan “Just Pide” videosu yolunuzu açtığında işlerin bu noktaya geleceğini düşünmüş müydünüz?
Hayatım da iyi gitmiyordu, bir bocalama dönemindeydim, işte tüm bu kaosta Can Sarcan ile tanıştım. Bir klip çekmeye karar verdik, “tamam mı, devam mı?” demekti bu. “Just Pide” böyle doğdu. 2010 yılında Eminönü'nde iki saat süren bir çekim yaptık, gerisi de bilgisayar başında geçti. Sonra klibi yayınladık, patladı. Aptala döndük, anahaberlerde biz vardık artık. Artık benim sunum yolladığım insanlar bana dönmeye başladı, rüzgarın yönü değişmişti.
-Okan Bayülgen serüveni de böyle mi başladı?
Okan Bayülgen bana teklif yaptı ki ben yıllarca nefret ettim ondan. Televizyonda izlerken çatal fırlattığım olmuştur. Hatta annem hep der “o zaman niye çalıştın diye?” Bana çok güzel bir teklif yapmıştı, onun için çalıştım, bayılmıyordum. Tv8 dönemi de kötüydü, hem maddi hem manevi yönden istenilen olmadı. Onunla çalışmanın en kötü yanı nefret edilen bir insanın yanında kim varsa otomatikman ondan da nefret ediliyor olmasıydı. Herkese antipatik gelmeye başladım. Elbette çok şey öğrendim ama o hiçbirşeyin farkında değildi. Bana büyük sözleri vardı, zaten bunların olmayacağını anlayarak uzaklaştım. Ekibinde herkes susuyordu çünkü korkuyorlardı yerleri sallanır diye.
- Sahneyi de seviyorsunuz, barlarda sahne aldığınız bir dönem vardı.
O dönemde sahne şovlarına başladım Hayal Kahvesi'nde, Bronx'ta, Nublu'da... İstanbul'un en iyi barlarında televizyonda yaptığım parodi şarkıları okuyordum. Müzikal değildi, stand up değildi, içinde her şey vardı ve yoktu! İçinde ben vardım. Derken Gani Müjde dizi teklifi ile geldi ve nefes almaya başladım. İlk on dört bölüm birinciydi “Babam Sınıfta Kaldı”. Dizinin yayın saati değişince bir anda tepe taklak oldu, biteceği söylentileri çıktı ve 18. bölüm de bitti. Dizi sırasında Gülse Birsel ile konuşuyorduk, “Yalan Dünya” için, paslaştık. Bir karakterimiz vardı, dizi bitecek dedikoduları çıktığında buna sarılacaktım. Dizi bitti, ama ona da giremedim, depresyona girdim.
- Ali Biçim Show'la döndünüz. Bir süredir işin içindeydiniz ama bu şov başlı başına size ait, artıları kadar eksikleri ve riskleri de olan bir süreç bu. Proje nasıl başladı?
Kanal benimle bir talk show yapmak istediklerini ve önce beni Amerika'ya gönderip örnekleri incelememi istediklerini söylediklerinde kendimi bir kamera şakasının ortasında sandım. Birileri benimle ağır dalga geçiyor olmalıydı! Kendi ekibimi kurmam isteniyordu. Ciddi bir yatırım söz konusuydu. Bir anda ayaklarım yerden kesildi, yükseldim.
- Türkiye'de kalıplar belli, köşeler tutulmuş. Kendinize nasıl yer açacaksınız?
Türkiye'de bu işi iyi yapan iki adam var ve ben bunlardan biri ile çalıştım. Bunların rakibim olacağı ve beni nasıl eleştireceklerini de biliyordum, hazırlıklıydım. Zaten işin içinden geldim ne sıkıntılar marazlar var bunları da acı tecrübe ettim. Ve bir ekip kuracaksam bu çektiklerimi ekibime yaşatmayacaktım. İçimi döktüm kanala, onlar bana bu imkanları sundu.
- Tabii eleştiriler de hemen geldi.
Mizahımla Amerika'nın en iyi örnekleri Jimmy Fallon ve Conan O'Brien'i odağımıza koyduk. “Kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?” diyen reklamcı abiler var mesela. Beyaz gibi ailemizin sevimli sempatik çocuğu mu? Okan Bayülgen gibi hırçın, agresif ve sert adam mı? Bana verilen örnekler yirmi yıllık. Ben onlar değilim, 27 yaşındayım ve üç yıldır bu işin içindeyim. Ben bir tabloyum, değerli bir tablo ister salona, ister yatak odasına, ister tuvalete, ister bahçeye koyun. Belli bir süre geçtikten sonra kendini nasıl konumlandırdığımı göreceğiz. Ben Johnny Carson ve David Letterman felsefesiyle bu işe koyuldum. O yüzden stüdyo konseptlerimiz ve çekim açılarımız ayrı. Yani jimmy jip kameralar, yanar döner ışıklar ve hızlıca yakın plana giren kameralarla işimiz yok.
-Canlı yayında değilsiniz. Hazır mı değilsiniz yoksa bir seçim mi bu?
Canlı yayına yeni sezonda geçiyoruz. Banttan yayın kendimi sınamak açısından büyük şans. Canlı yayın kolay bir şey değil. Bunun da farkındayım ama canlı yayına başladığımızda her şey daha da iyi olacak. Hepimiz Johnny Carson ve David Letterman'ın taklitçileriyiz. Neyin nereden arakladığın değil onu oraya kendinle nasıl konumlandırdığın önemli. Picasso der ya: “iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar”. Ben buna sığınıyorum ama araklıyorum demiyorum, besleniyorum, ilham alıyorum. İşinizde ilham alabileceğiniz kaç kişi var? Bence epey az... Bir de “ben bu çocuğu yetenek sizsiniz Türkiye'den beri sevmiyorum” diyen bir kitle var. Ama ben oraya hiç katılmadım! Bir de küçük sürprizimiz olacak, yakında Amerika'ya gidip Conan O'Briean ile kısa bir video çekeceğiz. Yani tokat gibi bir cevap ve sezon başlangıcı olacak bu!
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- Ulaşım durma noktasına geldi!
- Yıkımda son perde
- İl başkanı hayatını kaybetti!
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- AKP'li Güler'den Ufuk Uras'a yanıt
- Galatasaray'da maç sonu gerginlik!
- Ölü ve yaralı var!
- Emperyalizm ve bir Türkiye manzarası