Ekonomistler uyardı: Merkez Bankası'nın rezervleri hızla eriyor!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması sonrası döviz kurları sert yükseldi, dolar/TL 41,21 ile tarihi zirveyi gördü. TCMB'nin 30 milyar dolarlık müdahalesiyle dolar 38 TL'ye çekildi. Ekonomistler yapılan satışlar sebebiyle rezervlerin hızla eridiğini ve sürecin sürdürülemez olduğunu vurguladı. Piyasalarda faiz oranları yüzde 60’a yükselirken, belirsizlik ortamı hızla artıyor.

Ekonomistler uyardı: Merkez Bankası'nın rezervleri hızla eriyor!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.03.2025 - 16:07

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ekonomi ve piyasalara etkileri sürüyor. 19 Mart'ta başlayan süreçte, dolar/TL güne 36,69 seviyesinde başlarken piyasalardaki panikle 41,21 TL'ye yükselerek tarihi zirvesini gördü.

Gün içinde Merkez Bankası’nın 10 milyar doları aşan rezerv satışıyla müdahale ettiği iddialarıyla dolar bir miktar geriledi. Euro/TL ise güne 40,16 seviyesinde başlayarak 44,60’a kadar yükseldikten sonra 41,43 seviyelerine çekildi. Son bir haftadır TCMB'nin döviz satışlarıyla dolar/TL 38,00, Euro/TL ise 41,25 seviyelerinde baskılanıyor.

Bir yıl içinde toplanan yaklaşık 100 milyar dolarlık TCMB rezervlerinin döviz fiyatlarını baskılamak için kullanılması ise soru işaretlerine yol açtı. Ekonomistler, satılan dövizlerin rezervleri eriteceğini ve bu sürecin sürdürülebilir olmadığını vurguluyor.

REZERVLERDEKİ HIZLI DÜŞÜŞ DİKKAT ÇEKİYOR

TCMB brüt döviz rezervleri Nisan 2024'te 64 milyar 967 milyon dolara kadar gerilemişti. Son resmi verilere göre geçen hafta bu rakam 98 milyar 69 milyon dolara yükseldi. Böylece brüt döviz rezervi bir yılda 33,1 milyar dolar artarken, bu haftaki satış bu artışın yaklaşık yüzde 79’una denk geliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervlerindeki dalgalanma, Reuters’ın dikkatini çekti. Reuters’ın yayımladığı analizde, TCMB’nin net döviz pozisyonunun yalnızca bir günde 11,2 milyar dolar azaldığı belirtildi. Bu düşüşün, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı haberiyle TL’de yaşanan sert dalgalanma dönemine denk gelmesi ise dikkat çekti.

PİYASALARA MÜDAHALE 30 MİLYAR DOLARI AŞTI

Döviz piyasasında günlük bazda, Kur Korumalı Mevduat (KKM) öncesindeki tempoyu hatırlatan bir çıkış yaşanırken Prof. Dr. Hakan Kara’nın hesabına göre, Merkez Bankası rezervlerinde 23 milyar dolarlık erime oldu. Özel bankalar da 8,5 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi. Böylece toplamda 30 milyar doları aşan müdahale yapılarak döviz talebi karşılandı. 41 TL’ye kadar yükselen dolar kuru, 38 TL seviyesine çekildi. Bazı bankalar ticari kredileri durdururken, yüzde 46-47 seviyelerindeki faiz oranları yüzde 55-60’a çıktı.

'REZEVLER TÜKENECEKTİR'

Prof. Dr. Kamil Yılmaz, piyasadaki türbülansı “Merkez Bankası’nın elinde yeterince araç var. Piyasalarda bir günlük bozulmadan bahsetmiyoruz. Ancak Merkez Bankası’nın elindeki araçlar uzun vadede yeterli olmayacaktır. 15 defa 10 milyar dolar satsanız elindeki rezervler tükenecektir” şeklinde yorumladı.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Merkez Bankası, bu türbülansta kurun fırlayıp gitmesini önlemek için piyasaya milyarlarca dolar tutarında döviz satışı yaptı” dedi. Eğilmez, gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

"Piyasadan yabancı çıkışları yaşanırken, yerli yatırımcıların da dövize yönelimi hızlandı. Gösterge faizi yüzde 37,09’dan yüzde 44,60’a yükselirken, hazinenin borçlanma maliyeti 7,51 puan arttı. Bu durum, MB’nin ciddi rezerv kaybı yaşamasına neden oldu. Rezervlerin durumu, TCMB verileri açıklandığında perşembe günü netleşecek. Bu gelişmelerin bu şekilde devam etmesi, Türkiye’nin kredibilitesi üzerinde karar verecek reyting kuruluşlarının değerlendirmelerini de olumsuz etkileyebilir."

'MERKEZ BANKASI'NIN İŞİ ZORLAŞACAK'

Prof. Dr. Selva Demiralp, Türkiye ekonomisinin yüksek faiz yani "acı reçete"den çıkmak üzereyken, siyasi kriz nedeniyle yeni bir yüksek faiz dalgasına mecbur kalacağını öngörüyor:

Demiralp'e göre, İmamoğlu'nun gözaltı kararının zamanlaması ve yargıya yönelik içeride ve dışarıda da güven kaybına yol açıyor. Demiralp, şunları söylüyor:

"Ekonominin bel kemiği güven ve istikrardır. Harcamaları, yatırımları o güven sayesinde yaparsınız. Yaşanan siyasi risk bu güven ortamına büyük bir zarar Verdi. CDS risk primleri şimdiden 300'lerin üzerine çıkmış durumda ve daha da artması muhtemel. Bu da Türkiye'nin uluslararası borçlanma maliyetlerinin artacağı anlamına geliyor. Döviz cinsinden borcun yüksek olduğu bir ülkede bu durum, finansal istikrar açısından ciddi bir risk oluşturuyor."

'SİLAHLAR YETERSİZ KALABİLİR'

Prof. Dr. Aykut Lenger, Türkiye gibi küresel finansal piyasalara entegre olmuş ve finansal sermaye açığı bulunan ülkelerde siyasetin ekonomi üzerindeki etkisinin daha belirgin olduğunu belirtiyor. Bu ekonomik tepkinin arkasında, yabancı finansal sermaye sahiplerinin Türkiye'deki siyaset ve ekonomiye yönelik güvensizliğinin yattığını vurguladı:

"İmamoğlu'nun hafta sonu tutuklanması ile yeni bir aşamaya girmiş bulunuyoruz. Serbest bırakılma kararı ile tersine çevrilebilecek olan bu güvensizliğin, tutuklama kararı ile artacağını tahmin etmek güç değil. Yani piyasalarda ekonomi yönetiminin başa çıkması gereken huzursuzluğun devam edeceğini öngörebiliriz. Bu, döviz kurunun artışı, borsanın daha da düşmesi yönünde baskı yapacaktır."

Lenger, Merkez Bankası'nın türbülansı kontrol altına almak için önlemler aldığını ancak siyasi belirsizlik karşısında bu tedbirlerin yetersiz kalabileceğini belirtirken "Cari açığın çok yüksek olmaması, hazinenin borçları çevirebilme kapasitesi ve rezervlerin düzeyi açısından Merkez Bankasının spekülatif ataklarla mücadele etmek için yeterli silahı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte tutuklanma kararı, siyaset sahnesindeki mücadelenin uzun süreceği algısını güçlendirerek daha fazla sermaye kaçışına yol açabilir" ifadelerinde bulundu.

Lenger "Uzun vadede Merkez Bankasının elindeki araçlar yetersiz kalabilir. Yerleşik yatırımcıların döviz talebinin artması da şaşırtıcı olmaz. Aynı zamanda, özellikle sosyal medyada yayılan ve protesto amacıyla bankalardan mevduatların çekilip dövize çevrilmesi çağrıları karşılık bulursa hem yabancıların hem de yerleşiklerin talebi dövizin daha da sert yükselmesine neden olabilir" diyerek rezervlerden döviz satışının yaratabileceği sorunlara dikkat çekti.

'EKONOMİDE DARALMA OLACAK'

İktisatçı ve eski TCMB Başkan Yardımcısı Fatih Özatay yayımladığı analizinde, Merkez Bankası'nın 20-25 milyar dolar döviz satmasına rağmen kurun, gözaltı öncesine kıyasla yüzde 3,5 daha yüksek olduğunu belirtti.

Özatay, kurdaki yükseliş eğilimini durdurmak için Merkez Bankası'nın bir dizi önlem aldığını ifade ederken, bu önlemlerden bazılarını şöyle sıraladı:

  • Bol miktarda döviz satmak
  • bankalara borç verme faizinin üst sınırını yükseltmek,
  • döviz talebine yönelebilecek likiditeyi çekmek amacıyla vadesi 91 güne kadar çıkabilen likidite senedi çıkarmak

Analizinde, siyasi krizin derinleşmesi halinde kur ve faizlerin sıçrayacağını ardından enflasyonun yükseleceğini vurgularken "Döviz cinsinden borcu yüksek olan şirketlerin bilançoları bozulur. Büyüme durur, işsizlik yükselir. O zaman ekonomi programının raf ömrü tümden biter. Herhangi bir ekonomi açısından bu kadar belirsizlik hiç iyi değil; Türkiye ekonomisi içinse hiç mi hiç iyi değil" dedi.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler