Prof. Dr. Elmas yazdı: Deprem sonrası “eğitimimizi iyileştirelim” çağrısı!

Prof. Dr. Belgin Elmas, Cumhuriyet için “Haydi o zaman…” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Depremin ardından, “ortak akılla ve programlı hareket etme zamanı” diyen Elmas, “Haydi o zaman eğitimden başlayalım iyileşmeye. Eğitimimizi iyileştirelim, her şey iyileşsin” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Elmas yazdı: Deprem sonrası “eğitimimizi iyileştirelim” çağrısı!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.02.2023 - 21:46

Öğretim üyesi ve eğitimci Prof. Dr Belgin Elmas, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin ardından “iyileşme” sürecine eğitimden başlanması gerektiğini belirtti.

Elmas yazısında, “Eğitimimizi iyileştirelim, her şey iyileşsin…” dedi. 

“AKLIN, BİLİMİN, EĞİTİMİN ZAMANI”

Elmas’ın yazısı şu şekilde:

“Yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden 10 gün geçti. 10 gündür ülkece yas içindeyiz. Daha da uzun sürecek bir yas içinde. Yaralar kolay sarılacak gibi değil. Kayıplar unutulacak gibi değil. Ancak çocuklarımız var, gençlerimiz var, zaten hayatlarından fazlasıyla çaldığımız çocuklarımız, gençlerimiz, insanlarımız var. Şimdi ortak akılla planlı ve programlı hareket etme zamanı. Şimdi acil önlemlerden, uzun süreli kalıcı önlemlere geçip bunları uygulama zamanı. Bu acıları yeniden yaşamamak, çocuklarımızın, gençlerimizin ömründen daha da çalmamak için şimdi aklın, bilimin, eğitimin zamanı. 

“KARŞIMIZDAKİ RESMİ TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE GÖRELİM”

Peki ne yapalım, nereden başlayalım? Nasıl bir sistem kuralım ki bu sefer içimiz rahat etsin, bilelim ki artık çocuklarımız kendini güvende hissetsin. Rahat koyalım başımızı yastığa. Bir eğitimci olarak tabi ki eğitimden başlayalım diyorum. Bir öğretmen yetiştiren akademisyen olarak tabi ki öğretmenlerin önemini hatırlayarak başlayalım diyorum. Oturalım önce bir düşünelim, sorgulayalım yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı, eksiklerimizi, yanlışlarımızı. Ama bu kez “miş gibi” değil, gerçekten şapkayı koyalım önümüze tüm gerçekliği ile. Karşımızdaki resmi tüm çıplaklığı ile görelim ki düzeltebilelim. Aslında resmi tamamen yeniden yapalım. Akıllı, soru sormayı bilen, hakkını arayabilen, üreten vicdanlı insanı yetiştirecek öğretmenlerin nasıl yetişeceğini yeniden tasarlayalım. 

“GERÇEKTEN İSTİYORLAR MI?”

Kimin öğretmen olacağından başlayalım en başta. Birkaç saatlik bir sınavla rastgele seçmeyelim geleceğimizi emanet edeceğimiz nesilleri yetiştirecek öğretmenlerimizi. Soralım gerçekten istiyorlar mı ömür boyu en çalışkan en istekli öğrenci olarak kalmayı. Bakalım çocukları sağlam yetiştirebilmek için kendi psikolojileri sağlam mı? İnceleyelim kendi hayatlarında yere çöp atıyorlar mı, başkaları ile iletişim kurarken onların gözlerine bakabiliyorlar mı, kendilerini ifade edebiliyorlar mı? Muhakeme yetenekleri var mı? Doğruyu yanlıştan, etiği etik olmayandan ayırt edebiliyorlar mı? Bir başkası için acı duyabiliyorlar mı? Onlar adına sevinebiliyorlar mı? Şefkat gösterebiliyorlar mı insanlara? Kendilerine? Oturmayı, kalkmayı, konuşmayı, susmayı biliyorlar mı? Okuyorlar mı? Tartışıyorlar mı? Farkındalar mı kendilerinin, başkalarının, ülkenin, dünyanın?

“HİÇBİR ŞEY KİTAPLARDA KALMASIN"

Seçelim en istekli, en hak eden öğretmen adaylarımızı ve onlara da en hak ettikleri eğitimi sunalım elbette ki. Öyle bir eğitim olsun ki bilsinler neyi neden yaptıklarını, sorsunlar, incelesinler, tartışsınlar, akıllarına yatmayanlara itiraz etsinler. En önemlisi uygulasınlar öğrendiklerini. Öyle hiçbir şey kitaplarda kalmasın, gerçek hayata dokunsun, gerçek hayat için olsun. Baksınlar bakalım nasıl işliyor sınıfın içinde öğrenilenler, ne yapıyorlar öğrenciler anlamadığı zaman. Nasıl duruyorlar tahtanın önünde, nasıl başa çıkıyorlar öğrencilerin kafa karışıklıkları ile. 

“PARMAKLA GÖSTERİLSİNLER”

Akademisyenler öyle bir eğitim sunsun ki onlara hem dünyanın en yeni gelişmelerinden haberdar olsunlar, hem de en eski temelini bilsinler, anlamlandırsınlar, oturtsunlar kafalarında. Örnek olsun akademisyenler yaptıklarıyla, söyledikleriyle, söylemedikleriyle. “Ben böyle yapıyorum ama…” demesinler, “işte böyle yapabiliriz hep birlikte” desinler. Birlikte projeler yapsınlar öğretmen adayları hocalarıyla, bilimin içinde olsunlar, bilimi tüketen değil, üreten olsunlar. Parmakla gösterilsinler dünyaya örnek olarak. 

“EĞİTİMİMİZİ İYİLEŞTİRELİM HER ŞEY İYİLEŞSİN"

Öyle zevkle yapsınlar ki işlerini, koşa koşa gitsin çocuklar okula, güle oynaya. En sevdikleri, kendilerini en güvende hissettikleri yer okul olsun. Keyif alsınlar öğrenmekten, okumaktan, yazmaktan, paylaşmaktan. Hayatlarını güzelleştirsin aldıkları eğitim, değer katsın onlara, onlar da hayata.

İşte böyle bir eğitim sisteminde bilim de, sağlık da, adalet de en sağlam temellerle yetişmiş bireylerin güvencesinde en sağlam şekilde kurulmaz mı? Ne keyifle yaşadığımız bir ülke olmaz mıyız? Tam da hak ettiğimiz gibi bir ülkede yaşamaz mıyız?

Haydi o zaman eğitimden başlayalım iyileşmeye. Eğitimimizi iyileştirelim, her şey iyileşsin...


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler