İklim krizi: Bonn’daki müzakerelerde gelişmiş ülkeler ‘ihanetle’ suçlanıyor

Almanya’nın Bonn kentindeki iklim görüşmelerinde zengin ülkeler, yoksul ülkeler tarafından “ihanetle” suçlanıyor. Müzakerelerin son gününde yoksul ülkeler, geçmişteki karbon emisyonlarından sorumlu gelişmiş ülkelerin kendilerine verdiği fakat bu yıla kadar tam olarak karşılayamadığı maddi destek sözünü tutmasını istiyor.

İklim krizi: Bonn’daki müzakerelerde gelişmiş ülkeler ‘ihanetle’ suçlanıyor
Abone Ol google-news
BBC Türkçe
Yayınlanma: 16.06.2022 - 15:25
hindistan
Getty Images
Hindistan'daki sıcak hava dalgasında çocuğunu yelpazeyle serinletmeye çalışan bir kadın

Almanya'nın Bonn kentindeki iklim görüşmelerinde zengin ülkeler, yoksul ülkeler tarafından "ihanetle" suçlanıyor.

Müzakerelerin son gününde yoksul ülkeler, geçmişteki karbon emisyonlarından sorumlu gelişmiş ülkelerin kendilerine verdiği fakat bu yıla kadar tam olarak karşılayamadığı maddi destek sözünü tutmasını istiyor.

Yoksul ülkeler bu maddi destekle iklim değişikliğinin yaratmakta olduğu yıkıcı etkilere hazırlanmak hedefliyor.

Ancak Bonn'daki görüşmelerde ABD ve AB ülkelerinin, bu konunun gündeme girmemesi için uğraştığını söylüyorlar.

Katılımcıların büyük bir kısmı için "zararlar ve telafileri" olarak bilinen bu konsept, küresel iklim müzakerelerinin en önemli parçalarından biri.

Çin'de selden kurtarılanlar
VCG
Çin'de selden kurtarılanlar

Gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinin kendilerini daha fazla etkilediğini fakat bunun yıkıcı etkileriyle mücadele etmek için daha az ve yetersiz maddi kaynağa sahip olduklarını belirtiyor.

Kosta Rikalı bir çevre örgütü olan Association La Ruta del Clima'dan Adriana Vasquez Rodriquez, "25 yıldır iklim değişikliğinin zararlarını yaşıyoruz" diyor ve ekliyor:

"Ailelerimiz evlerini, hasatlarını ve hayatlarını kaybetti ve kimse bunun bedelini ödemiyor. Elimizdeki kaynaklar tükeniyor ve daha fazla borçlanmak zorunda kalıyoruz."

Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin geçmişte yaptığı karbon salımının iklim değişikliğinde büyük etkisi olduğunu söylüyor.

Bu ülkeler AB ve ABD'nin bu karbon salımındaki sorumluluğu nedeniyle, günümüzde gerçekleşen yıkımlar için tazminat ödemesi gerektiğini savunuyor.

AB ve ABD ise buna karşı çıkıyor. Geçmişe yönelik salımlar nedeniyle ödeme yapmayı kabul ettikleri durumda, önünüzdeki on yıllar hatta yüzyıllar boyunca milyarlarca dolarlık bir yükümlülüğün altına girecek olmaktan korkuyorlar.

Bu konu geçen yıl Glasgow'daki COP26 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı 26) toplantısında gündeme geldiğinde hassas bir denge bulunmuş, bir uzlaşıya varılmıştı.

Gelişmekte olan ülkeler, zengin ülkelerin ödeme yapmayı kabul etmesi durumunda büyük karbon salım kesintileri yapma taahhüdünde bulunmuştu.

Çevre alanında çalışan düşünce kuruluşu E3G'den Alex Scott "Bu uzlaşı, ülkelerin maddi destek ve zararların tazmini konusunda konuşmaya başlayıp kararlar alacağı varsayımına dayanıyordu" diyor ve ekliyor:

"Fakat Bonn'da bu gerçekleşmedi. Bunun yerine yalnızca, sorunların bir kısmının nasıl çözülebileceği konusunda bir atölye düzenlendi."

ispanya
Getty Images
İspanya'da orman yangınları

Glasgow'daki uzlaşı, zararlar ve tazmin için bir diyalog başlatılmasını içeriyordu.

Yoksul ülkelerden temsilciler, bu atölyenin bu konuyu resmen Kasım'da düzenlenecek COP27 toplantısının gündemine sokacağını umuyordu.

Fakat bazı ülkelerin itirazı nedeniyle bu henüz gerçekleşemedi.

Katılımcılar bir ilerleme sağlanamazsa, bunun COP27 öncesinde oluşması hedeflenen birlik havasına zarar vereceğini söylüyor.

Küçük Ada Ülkeleri İttifakı (AOSIS) Başmüzakerecisi Büyükelçi Conrod Hunte, "Bu trajik olur" diyor:

"Şu ana kadar neler başarıldı? Pek bir ilerleme olmadığını söyleyebilirim.

"Mutlu muyum? Hayır."

'DÜNYAYI PİŞİREN KENDİLERİ'

İklim aktivistleri ise diplomatlardan daha ileri gidiyor.

CAN International grubundan Tasneem Essop, "Kırılgan ülkeler zengin ülkeler tarafından ihanete uğruyor. AB, ABD ve diğerleri zararların tazmininin görüşülmesini engelliyor. Bonn'daki müzakerelerin gidişatı nedeniyle çok büyük hayal kırıklığına uğradık" diyor.

Bazı iklim aktivistleri ise bu hafta "Karbon salımı hızla azalmazsa dünya pişecek" diyen ABD İklim Temsilcisi John Kerry'i eleştiriyor.

Corporate Accountability adlı kuruluştan Rachel Rose Jackson "Yoksul ülkeler, tarihsel olarak en fazla karbon salımına yol açmış ülke olan ABD'yi, bunun neden olduğu zararı karşılamaya ikna etmek için uğraşırken ABD iklim krizindeki sorumluluğunu üstlenmeyi reddediyor" diyor ve ekliyor:

"Dünyayı pişiren kendileri."

Müzakerelerin bitmesine bir gün kala, zararların tazminini Mısır'daki COP toplantısının gündemine eklemek için az da olsa umut var.


BBC Türkçe

İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler