Yazı başka kışı başka güzel

Sakin, uyumlu ve kibar insanların diyarı İskandinavya’ya bir gezi planı yapıyorsanız Kopenhag – Malmö hattını deneyebilirsiniz. Ve eğer böyle bir rota çizerseniz bu yazıyı da koparıp yanınıza alın ve önerdiğim tüm yerleri deneyimleyin.

Yazı başka kışı başka güzel
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.09.2022 - 13:00

Bir haziran günü Kopenhag’a ayak basar basmaz, burada çok eğleneceğimizi anlamıştım. Dar sokakları, Arnavut kaldırımları, rengarenk evleri, güzel insanları ve sakinliğiyle bir masal kenti Kopenhag. Hans Christian Andersen’e esin veren kentte hava hiç kararmıyordu ve gün uzadıkça uzuyordu. Bir kenti keşfetmek için daha ne isterdik ki? Gün bitmiyordu ve bize kalıyordu! Gece 12’den üçe kadar kararır gibi oluyor ve hop! üçte tekrar aydınlanıyor. Tüm gün tasarım harikası olan bu kenti gezip akşamları Tivoli’deki sıra dışı ev partilerine katıldık. Bu partiler gündüz etkinliği gibi bahçede yeme içmeyle başlıyor, sonra içeride bir pist oluşturuluyor ve herkes gönlünce dans ediyor. Benim gibi çizgi film delisi bir kadın için Vikinglerin torunlarının stil sahibi yaşam biçimlerine karışmak çok keyifliydi. Kentin simgesi bile masal kahramanı Andersen’in deniz kızı. Bence Andersen’in bu kadar güzel masallar yazmasının nedeni kışın hiç güneş doğmaması. O uzun gecelerde masalların çoğalarak büyümesi...

Kopenhag’da en çok dikkatimi çeken tasarım müzesinin ve sergilerin inanılmaz güzel oluşuydu. Gezerken aşık olduğunuz tasarımlar... Hepsini alıp eve getirmek isteyeceğiniz nesneler. Zaten dikkat çeken bir özellik de basit, çağdaş ve dikkat çekici binalar. Kent bir iki günde yürüyerek gezilebilir. İnsanlar çok rahat giyiniyorlar. Herkesin bisikleti var. Çok şık kıyafetlerle partilere bisikletle geliyorlar, bizim ülkede asla göremeyeceğim bir durum. Akşam yemeklerini erken yiyorlar. 18.00, 18.30 arasında... Kışın daha da erken. Çünkü 15.30’da hava kararıyor. Yaygın yerler daha çok pub, bar ve disko. Öyle “lounge” tipinde yerler yok. Kokteyl barlar çok revaçta. Ruby’s, The Jane, Madam Chu’s başarılı ve ünlü yerler. Jazz House, Cafe Kellerdirk ise bilinen caz barları.

Kentin çağdaş sadeliğini ve tarihi dokusunu birleştiren en ünlü caddesi Stroget üzerinde birçok lokanta ve mağaza var. Yaz kış kalabalık bir cadde, tıpkı bizim İstiklal Caddesi gibi. Biz havaalanı otellerinden birinde kaldık. Metro ile merkeze gidip geldik. Zorlandığımız tek konu Dan alfabesiydi. Okusak bile aklımızda kalmayan durakları zaman zaman karıştırdık ama yeni yerleri keşfetmek de ayrı bir keyif verdi.

KOPENHAG’DA MALMÖ’YE

Kopenhag’a gelmişken ve otelimiz İsveç’in güney sahilindeki Malmö’ye bu kadar yakınken oraya da bir gezi planladık. Kopenhag Malmö arası 20 km. Denizin altından yol almak heyecan vericiydi. Malmö’ye bir Pazar sabahı gittik. Ömrümde bu kadar sessiz bir yer görmedim. Bir felaket olmuş, insanlar ölmüş, ilk gidenler biziz izlenimi verdi bana. Oysa kente girdikçe insanların uçsuz bucaksız yeşile uzanmış kitap okuduğunu, kafelerde kahvaltı yaptığını görünce “medeniyet” dedim durdum. Sakin kuzey insanı gülümseyerek neredeyse nefes almıyor. “Alırsam ayıp olur” nezaketiyle oturuyor. Ömrümde gördüğüm en güzel insanlar, uyumlu biçimde işlerini yapıyorlar. Malmö’de de bir iki tasarım sergisi gezdik. Kent meydanındaki inanılmaz güzel mekânlarda kahve içtik. Yine meydanda tarihi bir lokantada deniz mahsullü harika bir öğle yemeği yedik. “Malmö’ye geldiğimize değdi” diye diye Kopenhag’a dönmüştük.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a mutlaka gidin, derim. Benim bu yazımı koparıp çantanıza atın ve önerdiğim yerleri tek tek deneyimleyin. Kuzeyin bu tarihi ve tasarım kokan kentini kaçırmayın. Hele kışın güneş doğmaması, yazın güneş batmaması değişik bir olay ve her ikisini yaşamak da heyecan verici.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler