Sarılığa karşı anne sütü
Zamanında doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 50’sinde ve erken doğmuş bebeklerin yüzde 80’inde yaşamın ilk haftasında sarılık görülüyor.
Doğumdan sonra hastanede iki gün kalmak istemiştim. Çünkü yeni durumumuza alışana kadar güvenli alanda olmak iyi gelmişti. Ancak ikinci günün sonunda “Bebeğimle evde baş başa sakin günler bizi bekler” diye düşler kurarken taburcu olduğumuzun ertesi günü erkenden hastaneye çağırıldığımızı öğrenince yıkıldım. Uzay sarılık olmuştu. Her gün ölçüm yapılacaktı ve eğer kritik değer çıkarsa fototerapi alması gerekecekti.
Hastanemiz anne dostu olduğu için tedavi süresince neyse ki Uzay’ı benden ayırmayacaklardı. Bunun yerine birlikte bir gece daha hastanede kalacaktık. Uzay da fototerapiyi benim yanımda görecekti. Oğlumdan ayrılmayacağım için mutluydum ama hastaneye dönme fikri ve belirsizlik beni mahvetmişti. Bir de ameliyatın yorgunluğunu üstümden atamamışken, zirvedeki hormonlarıma ilk haftanın şaşkınlığı da eklenince çok yıpratıcı günler yaşadık.
Bir hafta boyunca her sabah erkenden hastaneye taşındık ve “Acaba bu kez yatar mıyız?” diye yanımızda hep valiz vardı. Tenden ölçümü hep yüksek çıktığı için Uzay’ın topuğundan kan alıyorlardı. Ve o kan alma anlarında bayılacak gibi oluyordum. Ben öyle ayılıp bayılırken derdimi soranlar “Sarılık” cevabını aldığında ya kendi çocuklarında ya da yakınlarında sarılığı deneyimlemiş olduklarını söylüyordu. Hatta tipik bir sezaryen bebeği olarak ben de sarılık olmuşum. Sarılık çok yaygındı ve ben nasıl olup da doğumdan önce bu konuyu hiç çalışmamıştım! Herkese şunu demek istiyordum: “Beni neden daha önce uyarmadınız!”
Sıklıkla anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığından kaynaklanan patolojik sarılığın aksine Uzay’ın da dertli olduğu fizyolojik sarılık çok yaygın ve pek de risk teşkil etmiyor. Karaciğerleri henüz tam gelişmediği için kırmızı kan hücrelerinin sarı pigmenti olan billirubin’in işlenemeyip yeni-doğanların kanında birikmesiyle oluşuyor.
Zamanında doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 50’sinde ve erken doğmuş bebeklerin yüzde 80’inde yaşamın ilk haftasında sarılık görülüyor. Tabii bu rakamları doğumdan önce bilmiyordum ve o cehaletle Uzay’ı sezaryenle erken doğurdum.
Erken doğum, sütümün de geç gelmesine sebep oldu ve aksi gibi sarılığın en iyi çözümü emzirmek. Neyse ki eşimle mükemmel bir takım olmuştuk. Hastaneye geri yatma endişesiyle tıpkı bir makine gibi iki saatte bir kalkıyor, ne kadar emdiğini bilemediğimiz için içtiğinden emin olmak endişesiyle hemen öncesinde sağdığım sütü şırıngayla ağzına veriyorduk. Pompa sayesinde sütüm de az da olsa gelir olmuştu. Sağmak için ben biraz daha erken kalkıyordum. Pompaların her seferinde yıkanıp sterilize edilmesini de eklersek ilk hafta adeta hiç uyumamıştım.
BİR GÜNDE DÖRT KİLO ALDI
Ama değmişti. Sarılık korkusuna Uzay’ı öyle bir beslemiştik ki doktoru kilosuna inanamadı, bir günde ortalamanın dört katı kilo alıyordu. Böylece sarılık için de daha az endişelenir olmuştu. Yine de Uzay’ın sarılığı geçecek gibi değildi. Arada bir açtığı gözlerinden bembeyaz olması gereken sklera’yı (gözünün akı) sapsarı gördükçe içimiz burkuluyordu. Doktor önerilerinin yanında çaresizlikten kocakarı yöntemleri de deniyorduk.
“Sarı kıyafetler giyerse sarılık geçer.” İşe yaramayacağını biliyorduk ama “Ne kaybederiz?” dedik. Ebeveyn olmak akılcılığı arada bir katlayıp rafa kaldırmak demekmiş. Hemen sarı tulumlar sipariş verdik. “Çırılçıplak soyup pencere ardından (hava soğuk olduğu için) güneşlendirin”. Bu yöntem yine de biraz mantıklıydı, tedavisi fototerapi olduğuna göre güneş ışını işe yarayabilirdi. Ama cam güneşin UVB gibi çoğu faydalı ışınlarını geçirmez. Geçirse bile sarılık tedavisi için güneş ışığına maruz kalmayı destekleyecek yeterli kanıt bulunamamış. Tabii o zamanlar bu araştırmaları yapacak ne zamanım ne de aklım vardı.
Denize düşen yılana sarılır. Bize ne dedilerse denedik. Bu yöntemlerin elbette hiçbir faydasını görmedik. Sonunda çözüm bol bol içtiği sütlerden geldi. Sarılığın geçmesi uzun sürdü ama neticede hastaneye yatmadan, bol bol anne sütü içe içe atlatmış oldu.
Özetle yeni doğan sarılığı ne yazık ki çok yaygın ve benim yaptığımın aksine eğer şartlarınız uygunsa vaktinde ve normal doğum yapmak ona karşı alabileceğiniz en büyük önlemlerden biri.
KAYNAKÇA
Johnston, R. V., Anderson, J. N., & Prentice, C. (2003). Is sunlight an effective treatment for infants with jaundice?. Medical journal of Australia, 178(8), 403-403.
Kumar RK. Neonatal jaundice. An update for family physicians.. Aust Fam Physician. 1999;28:679-82.
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!