İsraf, cimrilik ve tartaklama: COP29 büyük bir hayal kırıklığı!

İklim değişikliğinin yoğun etkileri ile mücadele ederken hem COP29’un hem dünyanın gündeminde karbon piyasaları ve iklim finansmanı vardı. Ancak Azerbaycan’ın Bakü kentinde düzenlenen COP29 ardında büyük bir hayal kırıklığı bıraktı. Peki insanlığın ve gezegenin geleceği için büyük umutlar barındıran finans COP’u COP29 nasıl oldu da bu duruma geldi?

İsraf, cimrilik ve tartaklama: COP29 büyük bir hayal kırıklığı!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.12.2024 - 12:00

Bu yazımda yazdıklarımın kurgusal bir yazı dizisinde yer almasını dilerdim. Ancak ne yazık ki hepsi geçen haftalarda hükümetlerin, şirketlerin, bilim insanlarının ve çevre savunucularının katıldığı 29’uncu Taraflar Konferansı’nda (COP29) gerçekleşti.

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni imzalayan 198 ülkeden temsilcilerin katıldığı konferansta görüşmelere ara verildi, ertelemeler yaşandı ve iddialara göre bazı temsilciler haklı talepleri yüzünden tartaklandı.

Sonuç olarak COP29 Başkanlığı ilk olarak önerilen 250 milyar dolarlık iklim finansmanını buradaki mücadele karşısında 300 milyar dolara çıkardı.

İklim finansmanı özetle, zengin ülkelerin daha fakir ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesine yardımcı olmak için ayırdıkları fon demek. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise zengin ülkelerin şu an sahip oldukları ekonomik kapasiteye ulaşmak için diğer ülkelere ve gezegene vermiş oldukları hasar.

Denizaşırı ülkelere kurulan üretim tesisleri, ucuz iş gücü, aşırı tüketimi teşvik eden bir üretim algısı, gezegende sanki hiç bitmeyecekmiş gibi düşünülen hammaddeler, ürünler için denek olan, öldürülen, avlanan hayvanlar, maden için talan edilen ormanlar ve nicesi Sanayi Devrimi sonrası giderek yoğun bir ivme kazandı.

Ve 2024 yılında dünyanın bir yeri kuraklıkla mücadele ederken diğer bölgesinde seller yaşanıyor. Maddi ve manevi kayıplar almış başını gitmiş. Artan sera gazları metaforik olarak değil gerçek anlamda gezegeni ısıtıyor, suyumuz gerçekten kaynıyor. Özellikle Sahra altı bölgelerde ülke içi iklim göçmenleri her geçen gün artıyor.

Temiz suya ulaşmak için kadınlar ve kız çocukları artık daha çok yol kat ediyor ve ne yazık ki temiz su temini için çıktıkları bu günlük yolculuklarında tecavüze uğruyor. Yerli halklara yıllar boyu yapılan zulümler sonrası bu zulmü yapan ülkeler de dahil olmak üzere birçok uluslararası kuruluş iklim değişikliği ile mücadelede onların kadim bilgeliklerine dayanan yöntemleri araştırıyor ve yerli halkların az da olsa yaşamını sürdürebilmiş temsilcilerine danışıyor. İnsan tüm bunları bilince “Çivisi çıkmış bir dünyada yaşıyoruz” demekten kendini de alamıyor haliyle.

COP29’da normal koşullar altında 22 Kasım Cuma günü bitmesi gereken ancak 33 saat gecikmeli olarak yapılan karar toplantısı 300 milyar dolar iklim finansmanı ile gelişmekte olan ülkelerin talep ettiği 1.3 trilyon doların çok gerisinde kaldı. Oysaki gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinin oluşmasına en az katkıyı vermiş olmalarına rağmen en büyük hasarı alıyor. COP29 2035 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere yılda en az 300 milyar dolarlık iklim fonu sağlanması konusunda uzlaşı ile sona erdi.

ZENGİNLER PARA VERMEK İSTEMİYOR

Oil Change International küresel kamu finansmanı yöneticisi Laurie van der Burg COP29’daki iklim finansmanı karmaşasını şu cümlerle değerlendirdi:

“Bu metin tam bir utanç. Hükümetlerin kundakçılara itfaiye aracının anahtarlarını teslim etmesine eşdeğer. Belirsiz 1.3 trilyon dolarlık yatırım hedefine güvenilmemeli ve 250 milyar dolarlık hedef de borçsuz değil. Fosil yakıt dağıtımını sonlandırmak ve kirleticilere ödeme yaptırmak için yapılan önceki önerilerin hepsi iptal edildi. Bu, kirleticiler için bir kaçamak anlamına geliyor ve zengin ülkelerin faturayı özel sektöre ve hatta gelişmekte olan ülkelere ödeterek sorumluluklarından kaçmalarına izin veriyor ve iklim krizine karşı en savunmasız ülkeler için bir borç tuzağı yaratıyor.

Zengin ülkelerin, fosil yakıt dağıtımlarını sonlandırarak, aşırı zenginleri vergilendirerek ve adil olmayan küresel finans kurallarını değiştirerek Küresel Güney’e borçlu oldukları trilyonları ödeyebileceklerini biliyoruz. Bakü’den adil fosil yakıt aşamalı olarak sonlandırmayı destekleyebilecek bir finans anlaşmasıyla ayrılmak için bir şans istiyorsak, yönümüzde dramatik bir değişikliğe ihtiyacımız var. Bu, 1.5°C’yi aşmaktan kaçınmamız için gerekli.”