Erdal Özyağcılar anlattı: Sora söyleye 'Kader'i buldum

“Şahsiyet”te Kader rolünde ustalığını konuşturan Erdal Özyağcılar, karakterini nasıl bulduğunu anlattı.

Erdal Özyağcılar anlattı: Sora söyleye 'Kader'i buldum
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.12.2023 - 12:00

İzleyicilerin tutkunu olduğu, GAİN yapımı “Şahsiyet” ikinci sezonunda yine çok konuşuldu. Diziye bu sezon katılan ve katılmasıyla birlikte boyut katan isimlerden biri usta oyuncu Erdal Özyağcılar’dı.

Kendisiyle hem “Şahsiyet’te yer alma sürecini hem de yarım yüzyılı deviren sahne, sinema ve televizyon kariyerinin satırbaşlarını konuştuk.

- "Şahsiyet"in ikinci sezonunda siz de yer alıyorsunuz ve bu mükemmel bir gelişme. Çünkü zaten izleyicilerin oyunculuk performanslarını takdir ettiği bir diziye, sizin gibi usta bir isim de katılmış oldu.

Dizinin ilk sezonu da çok başarılıydı tabii. Özellikle Hakan Günday’ın senaryosu, Onur Saylak’ın rejisi, oyuncuların performansı seyircide büyük beğeni kazandı. Şunun da altını çizmek isterim, Haluk Bilginer’in, Agâh Beyoğlu karakterini canlandırırken gösterdiği usta oyunculuk mükemmeldi ve Emmy Ödülü’nü sonuna kadar hak etti… Kendisini yürekten kutladım.

- Şahsiyet yayımlandığı günden beri en sevilen dijital platform yapımlarından biri oldu. Seyircinin bu kadar benimsediği bir işe ikinci sezonda dahil olmak sizi endişelendirdi mi?

Teklif gelince önce senaryoyu okumak istediğimi söyledim ve adeta nefes nefese okudum. Yönetmenimiz Onur’u arayıp bir randevu rica ettim, buluşup yaklaşık iki saat konuştuk. Kader karakterini bana öyle güzel, öyle detaylı anlattı ki hemen “Tamam” dedim. Onur set sürecinde de her sahnede de yanımdaydı, ben sordum o söyledi, o sordu ben söyledim… İşte böyle sora söyleye Kader karakteri ortaya çıktı.

- Yeni nesil dijital platformlar için çekilen yapımlarla televizyon yapımları arasında belli farklar görüyor musunuz?

Şimdi ister dijital platform olsun, ister televizyon kanalları olsun içerik ve senaryo olarak bir fark yok. Sosyal tabu kriterleri her iki platform için de geçerli. Konu bulmak, insan dramı bulma çeşitliliği açısından aynı… Sadece prodüksiyon, çekim süreleri, hikayeyi anlatma sinematografisi farklı. Televizyon kanallarında reyting ve seyirciye beğendirme kaygısı ile dil farklılaşıyor.

- Mesleğe devam eden oyuncular içinde çok özel bir yeriniz var. Çünkü 70’lerden günümüze kadar sinema ve televizyon sektöründeki gelişim ve değişimleri de birebir yaşadınız. Bu açıdan “eskiden daha iyiydi” veya “şimdi çok daha iyi” dediğiniz neler var?

1970’ten bugüne 53 sene… Bu zaman zarfında değişen birçok şey oldu tabii. Ülkemizin sosyoekonomik ve sosyopolitik yapısı, insanımızın beğenisi, gelişen film teknolojisi, mesleğe yeni atılan beyinler vs... 70’lerin iyisi ile 2023’ün iyisi hakkında bir şeyler söylemek biraz zor. 70’lerin iyisi daha iyi olabileceği gibi, 2023 ve önümüzdeki yılların iyisi de daha iyi olabilir.

- Sözü biraz Yeşilçam sinemasına getirmek istiyorum. 1977’den 1990’a, yani Yeşilçam’ın iyiden iyiye krize girdiği döneme değin sizin de aralarında bulunduğunuz bir oyuncu kuşağı birçok başarılı filme imza attı. Bu filmler izleyicide karşılık bulan samimiyetleri, güldürü türündeki başarıları yanında, dönemin sosyopolitik sorunlarına değinen içeriklere sahipti. Özellikle 12 Eylül Darbesi sonrasında bile politik anlamda net tavır koyan yapımlar ortaya çıkarken bugün böyle filmler olmamasını neye bağlıyorsunuz?

Ben bu sorunuza, Prof. Dr. Mustafa Bayrakçı’dan bir alıntı ile cevap vermek istiyorum: “Sinema toplumdan kaynaklanır ve topluma geri döner. Aslında denilebilir ki bir toplumu anlamak için sinemasına bakmak yeterlidir. Onda iyi, güzel, hoş, ilgi çekici, kötü, yanlış, doğru ne varsa sinemasında da o vardır. Belki fotoğraf kadar gerçek değil, belki bir miktar hayal gücüne bulanmış... Ancak ne olursa olsun bir toplum; aşkını, acılarını, mutluluğunu, hüznünü, savaşını, barışını sinema perdesinde yaşar. Tıpkı bir ayna gibi bir toplumun bütün yansımalarının beden buluşunu izlersiniz sinemada. Kısacası, bir toplumun nefes alışıdır, yaşayışıdır sinema.”

TİYATRODA KALİTE VE EMEK

- Farklı dönemlerde tiyatro sahnesinde yer almış bir usta olarak zaman içinde tiyatro seyircisinin sahneden beklentisinde bir değişiklik sezdiniz mi? Yoksa iyi oyun zamansız bir şekilde her daim alkış alır mı?

Tiyatro konusuna gelince söyleyecek iki çift lafım var tabii… “Tiyatro Martı”, Zeynep Özyağcılar’ın kurduğu özel tiyatromuz ve dokuz yılda beş prodüksiyon yaptı, ikisinde ben oynadım. Halen sahnelenen ve Zeynep’in kendisinin yazıp oynadığı “En Güzel Parçam”, koreografisinden prodüksiyonuna kadar çok emek verilmiş bir oyun. Bir kadının yapay zekâyla olan aşkını konu ediyor. Sadede gelelim, bizi üzen maalesef seyircilerimizin oyun seçerken o oyunun içeriğinden çok oyunda oynayanların dizilerde oynamış iki üç dizi ile ünlenmiş kişilerin oyunlarına yönelmesi. Tabii burada çok başarılı, özenle hazırlanıp sahnelenen oyunları ayrı tutuyorum. Seyircinin daha çok kalite ve emek peşinde olması gerek… Dekorundan ışığına kadar özenilmiş “En Güzel Parçam” oyununu seyretmenizi tavsiye ederim, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

‘ŞİVE KİTAPLARIM VAR’

- Tabii ki tek özelliğiniz değil ama merak etmişimdir hep: Türkiye’nin şiveyi en iyi kullanan oyuncularındansınız ve her bölgenin şivesini inanılmaz başarılı biçimde sahneye koyabiliyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Çalışarak. Kütüphanemde hemen hemen Türkiye’nin her bölgesinin şivesi, ağzı ve o yöreye ait deyişlerinin yer aldığı kitaplarım var. Ayrıca oynayacağım karakterin ağzını ve söyleyiş melodisini algılamam için muhakkak o yöreden bir şive koçu ile çalışırım. Üstelik onlara diyalogları okutup, seslerini kaydedip tekrar okurum. Eh biraz zor ama karşılığında beğeni olunca...

‘SEN NEŞELİ OLURSAN’

- Gördüğüm kadarıyla neşesini hiç kaybetmeyen bir insansınız. Bunun nedeni nedir? İnsanlara yaşamdan keyif almaları için ne önerirsiniz?

Bir söz vardır, sen neşeli olursan karşındakinin acısını unutturursun diye. Eee bizim mesleğimizin de amacı bu değil mi? Tavsiyem bu dünyaya bir defa geldiğimizi unutmamanız. “Yıktın perdeyi eyledin viran, gideyim sahibine haber vereyim heman.

SEYİRCİLER YANIT VERSİN

- Kendinize “En İyi Erdal Özyağcılar erformansı” ödülü verecek olsanız bir sürü unutulmaz karakteriniz içinde hangisine ödül verirdiniz?

En iyi Erdal Özyağcılar performansı… Ben bu soruyu cevaplamaya utanırım, sıkılırım… Ben bu mesleği kendim için yapmıyorum ki. Beni sinemada, tiyatroda, dizide hatta reklam filmlerinde izleyen seyircilerim için yapıyorum. O yüzden cevap sevgili seyircilerimde. Ben işimi en iyi şekilde yapmak için çalışan, bütün güçlüklere göğüs geren bir oyuncuyum. Aşığa Bağdat sorulmaz. (Gülüyor)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler