Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tur oylaması için halk sandık başında
Fransa’da sol ve sosyalist partilerle birlikte orta sağ, “demokrasiyi kurtarmak” adına halka, Macron’a oy vermelerine yönelik çağrıda bulunuyor.
Süleyman TosunoğluFransa’da bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tur oylaması yapılıyor.
Birinci turda oyların yüzde 27.6’sını alan mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile oyların yüzde 23.4’ünü alan aşırı sağcı aday Marine Le Pen yarışıyor. Son anketlere göre Macron’un yüzde 56.5 oyla seçimleri kazanacağı tahmin ediliyor. Araştırma sonuçlarına göre, Le Pen’in elde edeceği yüzde 43.5’lik oy oranıyla aşırı sağ, ülke tarihinde ilk kez rekor bir sayıya ulaşabilir. Sol ve orta sağ, aşırı sağın iktidarını engellemek için halka Macron’a oy vermeleri için çağrıda bulunuyor.
Fransa’nın Aras kentinde seçim öncesi miting yapan Le Pen, “Macron emekli yaşını 65’e çıkaracak. 20 yaşındaki bir kişi 45 yıl çalışmaya mahkûm olacak. Macron mu Fransa mı? Buna karar vermek sizin elinizde” dedi. Macron ise Paris’in Seine-Saint Denis bölgesinde son mitingini yaptı. Genellikle sol kesime oy veren banliyö halkına seslenen Macron, “Aşırı sağ halkın bir kısmını ayırarak kin ve parçalanmış bir toplum istiyor. Demokrasiyi yaratan anketler değil, ülkenin geleceğine 24 Nisan’da karar verecek olan hepimiziz” diye konuştu. Macron ayrıca, emeklilik yaşını 65’e yükselteceği yönündeki çıkışına ilişkin geri adım atarak yeni bir yapılandırmaya gidileceğini belirtti.
KUVVETLER AYRILIĞI
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursa dahi Le Pen’in mecliste partisinden sadece sekiz milletvekili olduğu için hükümet kurma şansı yok. Azınlık hükümeti kurma yolunu denese bile küçük bir gensoru ile hükümet fazla ayakta kalmaz. Le Pen’in yeni bir hükümet kurması için 12 Haziran’da yapılacak olan parlamento seçimlerini kazanması gerekiyor. Fransa’da kuvvetler ayrılığına ilişkin yasa oldukça açık. Buna göre hükümet; ulusun politikasını belirler ve yürütür, parlemento ise yasaları kabul eder ve aynı zamanda hükümeti düşürebilir.
Fransız medyasına göre bu seçim, Avrupa’daki demokrasinin geleceğinin oylaması olacak.