Turgut Özakman'ın kaleminden 'Mustafa' / 11
Okuyorum, bazılarını anlamaya çalışıyorum, bazılarına şaşıyorum. Hele bazıları ilginç: Bunlara göre Atatürk ve dönemi hakkında yalan yanlış her şey söylenebilir. Ama gerçeklerin savunulmasını demokrasi karşıtlığıymış gibi görüyor, gösteriyorlar. Kemalizmi tekparticilik gibi sergilemeye çalışıyorlar. Demek ki Kemalizm hakkında toplu iğne başı kadar bir şey bilmiyorlar.
Atatürk’ün son yedi yılı en yoğun, en hareketli, en canlı, en verimli yıllarıydı
Bu nasıl yalnızlık?
- Filmi savunan genç bir bilim adamı da, filmdeki iddiaya ek olarak, “Atatürk’ün son 7 yılını yalnız geçirdiğini” söylüyor. Ne dersiniz?
- Bu son 7 yılda neler olmuş, hızla ve kuşbakışı bakalım mı? Başlıca olayları saymaya başlıyorum: 1931 Türk Tarih Kurumu’nun kuruluşu, tarih çalışmaları, Afet Hanım’la birlikte Vatandaş İçin Medeni Bilgiler’i yazması; 1932 ilk Türkçe Kuran’ın okunuşu, Türkçe ezan, Halkevleri’nin kuruluşu, 1. Tarih Kongresi, Türk Dil Kurumu’nun kuruluşu, dil çalışmaları, 1. Dil Kurultayı; 1933 üniversite reformu, Cumhuriyet’in 10. yıldönümü; 1934 Balkan Antantı’nın imzalanması, 1. Beş Yıllık Sanayi Planı’nın uygulanmaya başlaması, 2. Dil Kurultayı, yeni devrim kanunlarının çıkarılması, kadınlara seçme-seçilme hakkının verilmesi; 1935 Türkkuşu’nun, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin, MTA’nın, Etibank’ın kurulmaları, köy eğitmenliğinin kurulması; 1936 DTC Fakültesi’nin eğitime başlaması, 1. Sanayi Kongresi, Konservatuvar’ın açılması, Montreux Sözleşmesi’nin imzalanması, 3. Dil Kurultayı; 1937 Hatay sorunu, ağır sanayinin kurulması, 2. Tarih Kongresi, Atatürk’ün bütün varlığını hazineye bırakması; 1938, Hatay sorunu dolayısıyla Mersin’e gelmesi, S. Gökçen’in Balkan turu, hastalığının artışı, Savarona’da kalması, iki kez Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi, Savarona’dan Dolmabahçe’ye geçmesi, vasiyetini yazması, C. Bayar’dan 2. Dört Yıllık Plan hakkında bilgi alması, 10 Kasım 1938 sonsuzluğa göçmesi.
Sonuç: Hiçbir yılı hareketsiz, sessiz ve de yalnız geçmemiştir. Bu yıllar Atatürk’ün en yoğun, en hareketli, en canlı, en verimli yıllarıdır. Maddi ve manevi büyük atılımın, gelişimin önderi, yol göstericisi, destekleyicisidir.
- Genç bilim adamı bunları bilmez mi?
- Bildiği halde öyle diyorsa, hayret. Bilmiyorsa daha hayret!
Tarihi iyi bilmiyorlar
- Filmdeki iddiaları savunan başkaları da var. Onlar için ne diyorsunuz?
- Okuyorum, bazılarını anlamaya çalışıyorum, bazılarına şaşıyorum. Hele bazıları ilginç: Bunlara göre Atatürk ve dönemi hakkında yalan yanlış her şey söylenebilir. Ama gerçeklerin savunulmasını demokrasi karşıtlığıymış gibi görüyor, gösteriyorlar. Kemalizmi tekparticilik gibi sergilemeye çalışıyorlar. Demek ki Kemalizm hakkında toplu iğne başı kadar bir şey bilmiyorlar. Prof. Dr. Sina Akşin’in kitaplarını okumalarını dilerim. Bazıları Osmanlı özlemi içinde, Osmanlı tarihini iyi bilmiyor. Kimi gözü kapalı Batı hayranı, bunlar da Batı tarihini bilmiyorlar. Bu karışık durum sağlıklı bir çizgide olmadığımızı gösteriyor. Atatürk de elbette tartışılır, eleştirilir. Ama bunu uydurmadan, çarpıtmadan, saptırmadan, gerçeklere saygı göstererek, uygar, düzeyli bir üslupla yapmalıyız.
Vatanımızı borçlu olduğumuz bir insan olarak bu kadarcık bir saygıyı, özeni, inceliği hak etmiştir sanıyorum.
Can Dündar ne diyor?
- Can Dündar bunca açıklama, eleştiri, kınama ve benzeri tepkiden sonra ne diyor acaba?\t
- 15 Kasım günü saat 17.30’da Kanaltürk’te, Kırmızı Halı programında konuşuyordu. Şöyle dedi: “Eksiğimiz çok ama yanlışımız yok.”
- Film neredeyse baştan aşağı yanlış. Hayret kere hayret!
Mustafa filmindeki eksikleri tamamlayacağına, yanlışları düzelteceğine inanıyorum
Can Dündar’a sesleniş
Oğlum, filmini iki kez izleyerek, gördüğüm eksikleri ve yanlışları, 60 yıllık emeğime, bilgime, çabama dayanarak açıkladım. Hiçbir akımın, takımın adamı olmadığımı herhalde bilirsin. Amacım sadece doğruyu belirtmek, gerçeği savunmak.
Filmine ilişkin inciten, şaşırtan, üzen, çok düşündüren eksikleri ve yanlışları, bu yazıyla ayrıntılı olarak bilgine sunuyorum. Filmin bu haliyle gösterimde kalması kesinlikle doğru değil. Zaten sorunlar içinde olan halkımıza yeni sorunlar ekleme. Filmi gösterimden çekerek, eksiklerini tamamlayacağına, yanlışları düzelteceğine, incelikten yoksun anlatımları temizleyeceğine güveniyorum. Buna, evde bana verdiğin sözden dolayı değil, sana hâlâ inanmak ihtiyacını duyduğum için güveniyorum.
Senaryoyu yayımla
Filmi böylece, bu haliyle korursan, gerekli değişiklikleri yapmazsan, yanlışta ısrar edersen, hele filmi değiştirmeden dış ülkelere yollayıp da gariban Türkleri incitirsen, bölersen, Türkiye karşıtlarını, Atatürk’ün iki kez yenip denize döktüğü gözü doymaz emperyalistleri sevindirirsen, bu güvenimi sürdürmeyi başaramam.
Can, Mustafa’nın senaryosunun yayımlanacağını açıklamıştınız. Senaryoyu bir an önce yayımla ki filmi eksiksiz değerlendirebilelim. Daha gözden ve dikkatten kaçmış birçok eksik ve yanlış olduğunu sanıyorum. Yayımlanırsa okur, eksikleri, yanlışları saptayıp açıklayarak sana yine yardımcı olurum.
(Yarın: Bilmeyenler anlatmasın)
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'