Yasaya hadislerle karşı çıkan muhalefete AKP’den teşekkür

26 Temmuz 2024 Cuma

İlhan Selçuk, zaman zaman makalelerinde “Yine haklı çıktık. Keşke çıkmasaydık” diye yazardı. Bir önceki yazımda “Ben uyarmıştım” dedim, şimdi yine aynısını diyorum. Okuyucularım hatırlar; 17 Temmuz’da bu köşede hayvan hakları savunusunun merhamet ya da inanç temelli değil, evrensel hukuk ölçütleri, adalet ve hak temelli olması gerektiğini yazdım. 

Ama sokak hayvanlarını katletme yasasının görüşüldüğü TBMM komisyon toplantısında gördüm ki birçok muhalefet milletvekili, iktidarı ikna etmek amacıyla olsa da yasaya karşı çıkarken dini kullanıyor, hadislerden ve surelerden örnekler veriyor, iktidar milletvekillerine “İnanç sisteminizle bu yasayı nasıl açıklıyorsunuz” diye soruyor.

Laik bir devletin yasama meclisinde bir yasa görüşülürken onun dine uygun olup olmadığının konuşulması, bir hukuk devletinde kabul edilemez. Cumhuriyetin 101. yılında TBMM’de tanık olduğum bu durum, AKP iktidarında Türkiye’nin ne kadar geriye gittiğini göstermek açısından ibret vericiydi. Bunu yapanlar, yarın Erdoğan çıkıp kadın hakları ile ilgili bir yasayı dine uygun değil diyerek değiştirmek isterse ne diyecek? 

Anayasada Türkiye’nin laik bir devlet olduğuna ilişkin 2. madde yokmuş gibi davranan yalnızca iktidar değil, aynı zamanda muhalefet. Öyle ki AKP milletvekili Hasan Çilez, bu fırsatı kaçırmayıp komisyon görüşmelerinde hadislerden örnekler verdikleri için muhalefete teşekkür etti!

MERHAMET KONUSUNA GELİRSEK... 

Merhamet kavramıyla hak mücadelesi verilemeyeceğine ilişkin uyarımın da ne kadar yerinde olduğunu Erdoğan bir kere daha kanıtladı. “Hayvanlar konusunda kimse bize merhamet dersi vermeye kalkmasın. Bölücü terör örgütünün beşikteki bebeği katletmesine, Gazze’de masum çocukların katledilmesine ses çıkarmayanlar, kalkıp da bize merhametten bahsetmesin” diyerek yasaya karşı çıkan herkesi sanki tek bir insanmış ve hepsi söz ettiği vahşetlere tepkisizmiş gibi gösterip kamuoyunu yanlış bilgiyle etkilemeye çalıştı.

Oysa hayvan haklarını savunanların çoğunluğu, bahsettiği her iki katliama da en sert tepkiyi gösteren insanlar. Çünkü temel olarak yaşam hakkını savunuyorlar. Ama farkları şu ki insan haklarını savunurken hayvanları aşağılayıp onların yaşam hakkını indirgemiyorlar! Sokak hayvanlarını katletmeden de sorunlara bilimsel ve akla uygun çözümler bulunduğunu biliyorlar!

Birilerinin merhameti yalnızca insan odaklı olabilir. Bu nedenle hayvan hakları da aynı insan hakları gibi kimsenin vicdanına bırakılamayacak kadar önemlidir ve 21. yüzyılda hukukun konusu olan bir hak mücadelesi alanıdır. 

HAYVAN HAKLARI POLİTİKTİR!

Komisyon toplantısında bir milletvekilinin “hayvan haklarının politik bir mesele olmadığı” yönündeki değerlendirmesi de düzeltilmeli.

“Bu mesele siyaset üstü, insani yaklaşın, vicdanınızı kullanın” mesajı verilmek isteniyor fakat hayvan hakları, diğer tüm toplumsal mücadeleler gibi politiktir. İnsanın insan dışı hayvanlar üzerinde kurduğu baskı, kendisi dışındaki türlere uyguladığı sömürü, doğa üzerinde neden olduğu yıkım gibi politikanın tam da merkezindedir. 

Esir edilip yapay yolla üretilen, ticareti yapılarak metalaştırılan, insan çıkarları için kullanılan ve öldürülmeleri normalleştirilen hayvanlar, yüzyıllardır insanların üzerinde egemenlik kurduğu duygusuz ve akılsız varlıklar olarak görüldü. Bazılarına “merhamet” gösteren insan, diğerlerini yasal olarak öldürüp sömürüyor. Bazılarını inancı gereği “kutsal” diye nitelerken diğerlerini “mal” olarak görüyor. 

İnsanın insan dışı türlerle ilişkisi, çok derin bir çelişki ve ikiyüzlülük sarmalıdır. Bu nedenle hayvan hakları, çok zorlu bir mücadele alanıdır. Bir insan merhametsizse de inancı her neyse de bilimin kanıtladığı gibi bilinç sahibi ve duyguları olan hayvanların en temel hakkı olan yaşama hakkını garanti altına alan yasalara uymak zorundadır. Böyle bir yasayı kelime oyunları yaparak ortadan kaldırmayı meşrulaştırmaya çalışmak, hukuksuzluğun ve gericiliğin göstergesidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları