Bireysel silahlanma üzerinden oy devşirmek!

19 Temmuz 2024 Cuma

ABD başkan adaylarından Donald Trump’ın uğradığı suikastın uzun süre dünyanın gündeminde tartışılacağı açık. Belirsiz birçok yönü olsa da benim aklıma 20 yıl önce kitabımda (“30 Saniyede Bush”, Remzi Kitabevi, Eylül 2004) yazdığım şu satırlar geldi:

“Bireysel olarak silah sahibi olma ve taşıma konusu, Amerika’yı tam anlamıyla ikiye bölen ve tarafların üzerinde uzlaşmasının olanaklı görünmediği başlıca tartışma konularından biri. Cumhuriyetçilerin ve sağ kanadın öncüleri, ‘bireysel silah edinme ve taşıma hakkının’ Amerikan anayasasında yapılan ‘2. Değişiklik (second amendment)’ ile güvence altına alındığını ve hiçbir şekilde ihlal edilemeyeceğini savunuyorlar. 

Ancak gözden kaçırdıkları çok önemli bir husus var. Haklar Bildirisi (Bill of Rights), bireyleri federe devletlerden gelebilecek şiddete karşı koruma ya da diğer bir federe devletin saldırısına uğrayan ancak askeri gücü yetersiz kalan ülke vatandaşlarının kendilerini koruma haklarını garanti altına alma düşüncesinden hareketle, 1789 yılında önerilip 1791’de onaylanmış. Yüzyıllar önceki devlet ve toplum yapısını düzenlemek için çıkarılmış bir yasanın, bugün devasa ordular besleyen devletlerin nükleer ve biyolojik silahlarla savaştığı bir dünyada aynen uygulanmaya çalışılması mantık dışı.

Demokratlar ve sol kanadın öncüleri ise hem bu noktayı dile getiriyorlar hem de kişi başına birer silah düşen Amerika’da giderek artan silah kaynaklı şiddet olaylarını kanıt göstererek her isteyenin silah taşıyamayacağını belirtiyorlar.”

Bu tartışma, Amerikan siyasetinde öyle büyük bir oy deposu yaratıyor ki kuşkusuz Amerika’da 5 Kasım 2024’te yapılacak başkanlık seçiminin de odağında olacak.

GİDEREK ARTAN ŞİDDET VE SİLAHLANMA

Amerika’da silah sahibi olanlara ilişkin bir istatistiğe göre en az bir ateşli silaha sahip olan Amerikalı hanelerin payı 1972’den bu yana nispeten sabit kalarak yüzde 37 ile yüzde 47 arasında seyrediyor. 2023’te ABD’deki hanelerin yaklaşık yüzde 42’sinin elinde en az bir silah var ve ABD’li yetişkinlerin yaklaşık üçte biri bireysel olarak silaha sahip olduğunu açıklıyor. (https://www.statista.com/statistics/249740/percentage-of-households-in-the-united-states-owning-a-firearm)

Amerikan toplumu, bireysel silahlanmanın şiddeti artırıp artırmadığı konusunda ise tam olarak ikiye ayrılmış durumda. Haziran 2023 tarihli bir araştırmaya göre halkın yüzde 49’u çok fazla sayıda insanın silah taşımasının güvenliği azalttığını, yüzde 49’u ise insanların kendilerini korumasını sağlayarak güvenliği artırdığını düşünüyor. Ama silah taşımaya dair yasaların katılaştırılması gerektiğini düşünenlerin oranı da yüzde 58. (https://www.pewresearch.org/politics/2023/06/28/gun-violence-widely-viewed-as-a-major-and-growing-national-problem/) 

SİYASETTE SİLAH OYUNLARI!

Bu konudaki kutuplaşmadan kendisine oy devşirmek isteyen Trump, geçen kasım ayında yaptığı bir konuşmada, “İkinci Değişiklik’in oylama aşamasında olduğunu” söyleyerek Joe Biden’ın “dört yıl daha görevde kalması halinde silahları almak için geleceklerinin yüzde 100 kesin olduğunu” iddia etti. 

18 Mayıs 2024’te Teksas’ta kendisini resmi olarak destekleyen Ulusal Tüfek Derneği’nin yıllık kongresinde binlerce üyeye hitap ederken de “Silah sahiplerinin oy vermesini sağlamalıyız. Sizin asi bir grup olduğunuzu düşünüyorum. Ama bu sefer isyan edelim ve oy verelim!” dedi. Ama gün geldi bir silah kulübünün üyesi kendisini vurdu!

20 yıl önce ABD Başkanı George W. Bush’un yardımcısı Dick Cheney de Bush ile kendisini “İkinci Değişiklik Şampiyonları”, Demokrat Parti’den başkan adayı olan John Kerry’i ise “silah sahiplerine potansiyel bir tehdit” olarak niteliyordu.

O dönemde ben de sormuştum: Acaba sivil bir insanın elinde tuttuğu silah kime tehdittir? Ve yanıtlamıştım: Hem karşısındakine hem de kendisine! Bunu öğrenmeyen politikacılar da topluma tehdit!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları