24 saatlik eğitim maratonu tarihe geçti

21 Temmuz 2024 Pazar

Perşembe günü Ankara’da faydalı bir etkinlik vardı. Türkiye’de ilk kez 24 saat süren bir eğitim maratonu yapıldı. CHP İstanbul Milletvekili ve Gölge Milli Eğitim Bakanı Suat Özçağdaş, beni de konuşma yapmak üzere davet etmek için aradığında dikkat çekici bir etkinlik olduğunu düşündüm ama en çok merak ettiğim husus, bir tam gün boyunca nasıl sürdürüleceğiydi. 

18 Temmuz sabahı 10.00’da başlayan maraton, ertesi sabah 10.00’da sona erdiğinde, Suat Özçağdaş 21 ayrı başlıkta düzenlenen oturumların hepsine katılıp açış konuşmasını yapmıştı ve etkinliği belirtilen saatte önemli bir kapanış konuşmasıyla sona erdirdi.

Yetkin uzmanların, akademisyenlerin, sendika başkanlarının, gazetecilerin ve siyasetçilerin katıldığı maratonda AKP döneminde hallaç pamuğu gibi atılan milli eğitimin temel sorunları ele alındı. 

Ben “Laik ve Bilimsel Eğitim” konulu oturumdaki yaklaşık 20 dakikalık konuşmamda, AKP döneminde eğitimde yaşanan yıkımı anlatabilmek için egemenliğin kayıtsız şartsız halka verildiği Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra yaşanan gelişmeleri temel hatlarıyla hatırlattım.

‘ÜÇ DEVRİM YASASI’NDAN BUGÜNE...

3 Mart 1924’te TBMM’de Üç Devrim Yasası’ndan biri olan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği Yasası) kabul edildiğini;

30 Kasım 1925’te tekke ve zaviyeleri kapatan 677 sayılı yasanın çıkarıldığını, Atatürk’ün sağlığında yapılan devrimlerle cumhuriyet rejimini sahiplenip demokrasiyi yaşatacak özgür yurttaşlar yetiştirilme hedefi doğrultusunda ilerlendiğini;

1940’ta Uğur Mumcu’nun toplumun yeni baştan örgütlenmesini sağlayan ve tek başına aydınlanma yolunda “kansız ve sessiz bir devrim” olan Köy Enstitüleri açıldığını;

Ne var ki karanlıkta bırakılan Anadolu köylüsüne yurttaşlık bilincinin aşılanmasının aracı olan Köy Enstitülerinin, çıkarları bozulan ağaların, şeyhlerin, şıhların (ki bunlar Demokrat Parti’nin de dayandığı kesimdir ve Menderes ile DP’nin kurucu kadrosunun kendileri ağadır) ve gericiliğin hedefi haline getirilerek 1954’te DP döneminde kapatıldığını anlattım.

Türkiye tarihinde Köy Enstitülerinin kapatıldığı günden sonrası, ortaçağı yaşayan Anadolu köylerinde uygarlık yaratmanın öyküsünün emperyalizmle el ele veren tarikatlara mürit yaratmanın öyküsüne evrilişidir! 

KARŞIDEVRİMİN AKP İKTİDARINDAKİ YIKIMI…

2012’de Üç Devrim Yasası’ndan biri olan 430 sayılı yasa yok sayılarak 4+4+4 uygulaması ile yerle bir edildi, sekiz yıllık zorunlu kesintisiz eğitim sona erdi, Cumhuriyetin tüm eğitim birikimi yok sayıldı. AKP’nin “dindar ve kindar nesil” yetiştirme hedefinin sonucu olarak laik, bilimsel, kamusal, çağdaş eğitimden hızla uzaklaşıldı. Okullaşma oranı düştü, çocuk işçiliğin önü açıldı ve imam hatiplerin sayısında patlama yaşandı.

Yıllar içinde 677 sayılı yasaya karşın, laik Cumhuriyeti hedefleyen tarikat ile cemaat yapılanmaları pıtrak gibi çoğalırken bunlar açtıkları okullar, yurtlar ve kurslarla eğitim alanını parselledi, Vakıflar Genel Müdürlüğü bu işgali izlemekle yetindi, AKP’li belediyeler dinci yapılara para yağdırdı.

Anayasa Mahkemesi’nin laiklik karşıtı odak olarak tespit ettiği AKP, laik Cumhuriyeti siyasal İslamcı görüş doğrultusunda dönüştürme hedefiyle yola çıktı ve bunu da Diyanet üzerinden ve ÇEDES gibi gerici projelerle yapıyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ise tarihimizin en gerici içeriğiyle laik ve bilimsel eğitime meydan okuyor.

GAFLET VE İHANETİN BOYUTLARI!

AKP’nin asıl amacı, siyasal İslamcı iktidarların peşinde ve tarikatların cenderesinde sıkışıp kalmış bir insan modeli oluşturarak KARŞIDEVRİME MÜRİT YARATMAKTIR!

Eğitim maratonundaki konuşmamı şu sözlerle tamamladım:

Ankara’da Ahmet Taner Kışlalı Hoca’mın adını taşıyan bir park var. Oradaki anıtta 14 Aralık 1997’de Cumhuriyet gazetesinde yazdığı şu söz alıntılanmış: 

‘Altmış yıl öncesinin Türkiye’si ile bugünkünü kıyaslayın. ‘Gaflet’in ya da ‘ihanet’in boyutlarını anlarsınız.’

Ben de bana ayrılan 20 dakikalık sürede Türkiye’deki gafletin ve ihanetin boyutlarını anlatmaya çalıştım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları