Olay ‘Cumhuriyet’te Geçiyor...

07 Ağustos 2014 Perşembe

“Sayın bayanlar baylar merhaba. / Sayın olmayan bayanlar baylar sizlere de merhaba. /
Bindiği dalı kesenler / Öksürüğe göre esenler / Çabuk kırılıp küsenler / Kendi yağlarıyla kavrulanlar / El kapılarına savrulanlar, merhaba / (…)
Merhaba verilip de tutulmayan sözler / Merhaba doymayan gözler / Merhaba dolmayan göbekler / İskemleler, işkembeler, merhaba. /
Yurdumun ağaçsız toprakları / Topraksız ağaçları / İnsansız topraklarım / Topraksız insanlarım / Merhaba özgürlük yolunda yaralanıp yitenler / Merhaba bu yolda dökülüp bitenler / Merhaba söylenmemiş en güzel söz / Merhaba güzel yarınlar / Merhaba güzel yarınlar…”
Ah ne güzeldir Aziz Nesin’in bu “Merhaba”sı... Cumhurbaşkanı seçimine 3 gün kaldı ve benim içimden “Merhaba söylenmemiş en güzel söz / Merhaba güzel yarınlar” diye haykırmak geliyor...
Yarının daha güzel olacağına inandığımdan değil. Ama almış başına giden bir diktatöre dur demek için yarını bir fırsata çevirebileceğimize inandığımdan...
Yeter ki herkes bir zahmet(!) sandığa gitsin!
Tatil demesin, üşenmesin, sandığa gitsin!
Adayların hiçbirini beğenmedim gafleti içinde en beğenmediği, en istemediğine hizmet etmesin!
Bezginliğe, karamsarlığa geçit vermesin, zaten işe yaramaz ki demesin, sandığa gitsin! Boykotun diktatöre yarayacağını bilsin!
Herkes sandığa: Diktatöre dur demek için...
Ayırımcılığa yeter artık diye haykırabilmek için...
Cumhuriyet ilkelerini daha da geriletmemek için...
Atatürk ve yol arkadaşlarından intikam almaya ant içmiş bir güruha geçit vermemek için...
Kini, öfkeyi, gerilimi ve kavgayı kışkırtmak yerine yatıştırmak için...
Hırsızlığın, talanın, soygunun üstünün kapanmasını önlemek için...
Hukuka ve adalete yeniden güvenebilmek için...
Rant uğruna doğal kaynakların, toprağın, denizin, ormanın yok edilmemesi için...
Kendini Tanrı yerine koyan, büyüklük hırsı, küçüklük kompleksinden mustarip bir yapıya geçit vermemek için haydi sandığa...

***

Tam şu Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi, biraz insanlığımı anımsamak, güncel politikadan uzaklaşmak, başımı çevirdiğim her yerde bir diktatör afişi görmemek, açtığım her radyo ya da televizyon kanalında avaz avaz haykıran, kin ve nefret saçan sesi duymamak için kaçtım Verona Opera Festivali’ne
Döndüğümde bir de baktım, gazetemize gelenler, gidenler... Hele başka gazetelerin, bitmeyen “Cumhuriyet” derdi. (Baksanıza Hasan Cemal bile övgüler yağdırdığına göre...) Ne oluyor diye sordum. Herkes farklı anlattı.
Hikâye malum: İki arkadaş. Biri ha bire kitap okuyor. Tolstoy’un “Savaş ve Barış”ı. Öteki ha bire sıkılıyor. Günler, haftalar geçiyor. Sonunda bizimki kitabı bitiriyor. Öteki, “bana da anlat” deyince, beriki cevap veriyor: “Olay Rusya’da geçiyor.”
Benim de diyeceğim: “Olay Cumhuriyet’te geçiyor.”
Verona Opera Festivali mi? Şimdi sırası mı, hele şu pazar günü gelsin geçsin...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları