Murathan Mungan: Geçmişten geleceğe

21 Temmuz 2024 Pazar

Murathan Mungan’ı ben önce tiyatro oyunlarından tanıdım. “Mahmud ile Yezida” ve hemen ardından gelen “Taziye” oyununa hayran oldum. Sonra öykülerine, sonra şiirlerine, sonra yazdığı her şeye. Yıllar yılları kovalarken onun çalışkanlığı, üretkenliği, ustalığı çoğaldıkça çoğaldı. Hiçbir kitabını kaçırmaz oldum. Sadece kendi yazdıkları değil, Metis Yayınları’ndan çıkan Murathan Mungan’ın seçki kitapları da birçok okur gibi benim de önümde nice ufuklar açtı. Görüş alanımı genişletti, çoğalttı, yoğunlaştırdı. 

Onun iç güzelliği aynı zamanda yüzüne yansır. Ona ne zaman rastlasam (ki bu çok sık olmaz) daha sanki dün karşılaşmışız gibi kollarını kocaman açar, insanın içini ısıtır. Sıcak gülümsemesiyle, aydınlık yüzüyle güven ve umut verir.

O kendinden çok yaptığı işi önemseyenlerden. İşi edebiyat. Ama edebiyatı, kendi topraklarının kökleriyle bunca besleyen ve kendi yaşadığı toplumun gerçeklerine ışık tutacak biçimde dallandırıp fidanlar eken, çiçek açtıran az yazar tanıyorum. O fidanlar bugün ve yarına ilişkin meselelerdir. “Kırk Oda” kitabında Pamuk Prenses’ten Hedda Gabler’e, 40 odanın anahtarı peşinde okuru koştururken kadın sorununa parmak basması; “Çador”da kadın imgesini, burkayı sorgulaması... Ve daha niceleri, hep günümüzün gerçeklerini, sorunlarını vurguluyordu. 

Şimdi ondan söz etmem durup dururken değil. Geçen hafta Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne Murathan Mungan değer görüldü. 2007’den beri, ülkemizde bir kent adına verilen tek ödül. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde gerçekleştiriliyor. Ödül töreni kasımda.

ÖDÜL GEREKÇESİ 

Turhan Günay, Celâl Soycan, Metin Cengiz, Yavuz Özdem, Cemal Sakallı’dan oluşan değerlendirme kurulu dört dörtlük bir gerekçeli karar yayımladı. Tümü çok uzun, kısaltarak paylaşıyorum: 

“- Şiir başta olmak üzere, öykü, roman, oyun ve deneme gibi edebiyat türlerinde verdiği eserlerde kendine özgü lirizmiyle bir kültür figürü olarak öne çıktığı;

- Yaşadığı coğrafyanın efsanelerini oyunlaştırırken yereli evrensel bir dile aktardığı;

- Kendi topraklarında kök salmış insanların hayatlarını kuşatan töreleri, şamanistik dönemden kalma inanışları, masal öğelerini, folklorik deyişleri vb. oyunlarının merkezine alıp bu kuşatılmışlığı aşmanın şiirsel dilini kurduğu;

- Poetik birikimden etkilenerek, modern şiirin gelenekle olan ilişkisini bir sorunsal olmaktan ziyade kazanım ve imkân olarak gördüğü;

- Tarihi yer ve olaylara, kişilere vb. dönük anıştırma ve sezdirmeleri, modern bir söz sanatına dönüştürdüğü;

- Şiirlerinde, çocuklukla, toplumla, tarihle hesaplaşarak ağrılı bir lirizmi egemen kılma ustalığını gösterdiği;

- Romanlarında, toplumsal eleştirisini örgütlerken Batı’nın modern çağ fantezi romanlarıyla, Doğu’nun Binbir Gece Masalları’nın özgün bir bileşimini yaptığı;

- Modern anlatma teknikleri kullanarak okurun dikkatini olay örgüsüne, kişilere, kültüre çekerken geçmişe yaslanan anlatma tekniğiyle, şimdiye dayalı gösterme tekniğini bir arada kullanıp geçmişle şimdiyi iç içe sunabildiği;

- Tüm eserlerinde hissettirdiği ‘en otantik olanın, en modern olduğu’ndan hareketle, çağdaş insanın mutsuzluğunu güncel hale getirdiği söylence, mit, arketip ve metaforlarla okura açtığı için... çağdaş edebiyatımızın usta ismi Murathan Mungan’ı ödüle değer bulmuştur.”

Murathan Mungan’ı kutluyor, "İyi ki varsın" diyorum. Bir de şunu eklemek istiyorum: 

Ülkemiz için en doğru sözlerden birini de o söylemişti. Hepimiz, o sözü ne çok kullandık. Neydi o söz anımsayın: “Türkiye’de her şey olunur, bir tek rezil olunmaz!” 

İyi pazarlar!

KASR ÜZERİNE 

(Şairin Kum Saati kitabından) 

Kendi kavmine şair olmayan

Söz’ünün hükmünden ayağ göçürür

Kendi Dîvan’ına nöbet durmayan

Davasın’ cengine gölge düşürür

Dilinde arzuhal yâresi yoğ ise

Nice yazsan nafile kelamın yoktur

Şahmeran kal’asında burcun yoğ ise

Zulmün karşısında müddetin yoktur

Çilenin tansığına ermiş olmayan

Gönlünü sevdaya dergâh tutmayan

El yazısında kandil yakmayan

Hayatın’ kitabından sayfa düşürür

Kalbine kasr kurmamış isen

Asrına eşkıya olmamış isen

Serez çarşısında durmamış isen

Kendine çıkacak bir yolun yoktur

Çile olmaktan çıkınca emek

Harami mülküne bitince hürmet

Hakikat olunca zulümsüz sevmek

Benim de bir sözüm kalır kasr üzerinde



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Temamız iyileşmek 29 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları