Her sözcük bir resim...

20 Haziran 2014 Cuma

‘SEVDALI BULUT’U RESİMLEMEK...

Kapağından yakaladı beni. Son sayfasına kadar da şu sıkıntılı günlerimde yakamı bırakmadı.
“Derviş, servinin altına oturdu. Kuşağından neyini çıkardı. Üflemeye başladı. Neyin deliklerinden ağaçlar fırladı havaya, sanki ağaçlar neyin içindeydi de derviş üfledikçe dışarı fırlıyorlardı. Neyin deliklerinden dağlar, dereler, yollar fırladı havaya... ”
Bilenler hemen tanımıştır. Nâzım Hikmet’in “Sevdalı Bulut Masalı” bu sözlerle başlar. Bu kez bu eşsiz masalı Yapı Kredi Yayınları, Can Göknil’e resimleterek yayımladı... İşte yakamı bırakmayan bu kitap. Resimlerle sözcükler arasında gidip gelerek sevinci ve mutluluğu yakalıyorum. (Nâzım Hikmet’i resimlemek... Artık aramızda olmayan Mehmet Sönmez’i ve Savaş Dinçel’i anmamak mümkün mü!)

Masal-düş-gerçeklik
Sözcüklerle imgeler arasında gidip gelirken Can Göknil’in geçmişten bugüne izlediği yol gözümün önüne geliyor. Ressamdı ama aynı zamanda 1974’ten bu yana çocuk kitapları yazıyor ve kendi yazdığı çocuk kitaplarını resimliyordu. Resimleri dünya müzelerinde yerini alırken, çocuklar için yazdığı ve resimlediği kitapları da yabancı dillere çevriliyor ve ödüller kazanıyordu.
Onun resim serüveni “Ben kimim” sorusuyla başlamıştı. Kültürel kimlik arayışıyla sürüyordu. Resimlerinde farklı inançları, mitolojiyi, efsaneleri, masalları, büyüyü, falı, tanrılar ve tanrıçaları, Şamanizmi “kullanması”, bu arayışın doğal bir sonucuydu.
İlk kez başka bir yazarın eserini resimlerkenki duygusunu sordum.. “Nâzım Hikmet’in ayrıcalığı var. Müthiş gurur duydum, onurlandım” dedikten sonra “Öyle zengin bir dili, kurgusu ve fantezisi var ki, her sözcüğünden koca bir resim çıkıyor” diye ekliyor.
Masalda düş ve gerçeklik iç içe. Derviş neyi üfledikçe içinden masal çıkıyor. Üfledikçe, her şey değişiyor... Neyin deliklerinden hem iyiliğin hem kötülüklerin çıkması, yaşamdaki iyilik kötülük çatışmasıyla da bütünleniyor. İşte bu bile Can Göknil’e “resimlemeden yapamazdım” dedirtiyor.

Büyük ödüle aday
Can Göknil demişken, bir de güzel haber: Her yıl İsveçli yazar Astrid Lindgren anısına gerçekleştirilen “ALMA” Ödülü’ne 2015 yılı için Türkiye’den Can Göknil aday gösterildi.
Bu ödül, çocuk kitapları ve edebiyatı alanında dünyanın en büyük; bütün edebiyat dünyasının ise ikinci büyük ödülü. 2002’de 94 yaşında ölen Astrid Lindgren adına konan ödül, yazar, çizer ya da bir kuruma verilebiliyor. Uluslararası bir seçici kurul aday gösteriyor. Aday gösterilmek bile çok önemli. Türkiye’den daha önce Sevim Ak ve İLKYAR Kurumu (2009), Aytül Akal (2010), Behiç Ak (2014) aday gösterilmişlerdi. İsveç Sanat Konseyi tarafından verilen ödülün dünya çapındaki tüm aday listesi 2015 Frankfurt Kitap Fuarı’ndan açıklanacak ve ödül, Mayıs 2015’te Stockholm’de gerçekleşecek törenle sahibini bulacak...
Şimdiden tüm olumlu enerjinizi, duaları, büyüleri Stockholm’e doğru üfleyebilirsiniz. Bakarsınız neyin deliklerinden bir de ödül çıkıvermiş!
Türkiye’nin dünyada biraz da sanatla anılmasına öyle ihtiyacım var ki! Yanlış anlaşılmasın, dünyanın ya da Türkiye’nin değil, benim ihtiyacım var buna!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları