Birlikte yaşayabilmek...

17 Haziran 2011 Cuma
\n

Bir ödül töreninin düşündürdükleri

\n

\n\n\n

\n\n\n

Viyananın göbeğindeki o görkemli Hofburg Sarayındayım. Avusturya Macar İmparatorluğunun evifazla görkemli IPI - Uluslararası Basın Enstitüsünün Basın Özgürlüğü Diyalog Ödülü için buraya girdiğimde akşam saat 19.00du. Dev sarayın beyaz mermerleri, günbatımı kızıllığına bürünmüştü. 600 yıllık yapıİmparator Franz Jooseph ve SisiElizabeth salonu bir yanda, Marie Antoinettein doğduğu oda öte yanda Ortada, son katta ben ve çekirdek aile

\n

(Sevgili okurlar, kendimden söz etmek, sık yaptığım bir iş değil, uluslararası çapta böylesi önemli bir ödülü almak ise ilk kez başıma geliyor! Haberini önceki gün okudunuz. Gittim, konuşmamı yaptım, ödülü aldım ve döndüm. Ancak, tören boyunca yüreğimden ve aklımdan geçenleri siz okurlarımla paylaşmayıp kimlerle paylaşacağım…)

\n

İçimdeki ‘Ah!’

\n

Tören 7.30da başladı. Sahnede yer alan konuşmalar, teşekkür faslı neredeyse 2 saat sürdü. Sonra onar kişilik çok şık sofralarda yemek Gece 12.00de bitti

\n

Bütün o süre boyunca şu duygu beni terk etmedi: Benim meslektaşlarım ülkemde hapis yatarken Kimi neden içeride olduklarını bilmezken Kimi tuttuğu notlar, kimi henüz yayınlanmış kitabı, kimi sadece muhalif olduğu ya da sorguladığı için içerdeyken Kimi hücrelere tıkılmışkenŞimdi, şu anda benim burada olmam, bu akşamı yaşıyor olmam ne büyük saçmalık, ne korkunç çelişki, uyumsuzluk! Absürd Tiyatronun ustalarına, Ionescoya, Becketta, Alfred Jerryye göz kırpmak geliyordu içimden

\n

Hem insanlarla konuşuyor, tebrikleri kabul ediyor, herkesle kucaklaşıyor, hem de gözümün önünden içerideki gazetecilerin yüzleri geçiyordu Elbet tanıdıklarımın yüzleri Ama tanımadığım, adlarını bilmediğimiz ve medyaya yansımayan daha öyle çok, öyle çok meslektaş var ki

\n

Ödülü almamın ancak tek anlamı olabilirdi. Ülkemde basın özgürlüğü önündeki engelleri, tehditleri, baskıları kaldırtmak için değilse bile, kalkmasına yönelik kamuoyunun dikkatini çekebilmek

\n

Ödülü ya içeridekiler adına alacaktım ya da hiç almayacaktım. Ben ilkini seçtim.

\n

Törende neden anneme ve Abdi İpekçiye de teşekkür ettim diye soranlar çok oldu: Açıklayayım: Annemden empatiyi öğrendim; Abdi Beyden her olayın birkaç yüzü olduğunu (Konuşmamın tümünü www.zeyneporal.com’da yarından itibaren okuyabilirsiniz.)

\n

Sivil toplum \t\t\tkuruluşlarının önemi

\n

İçimdeki Ahlarla boğuşurken, çevremi Filistinli ve İsrailli gazeteciler sardı. “Winpeace- Türkiye-Yunanistan Kadın Barış Girişimi örneğindeki gibi, Filistin ve İsrailli Gazeteciler de diyalog arayışı için bir araya gelmişlerdi. WINPEACE üzerine soruları yanıtlamaya; Boğaziçi Üniversitesinde kurulan Barış Uygulama ve Araştırma Merkezini, barış eğitimlerini, sorun çözümleyici gençlik kamplarını anlatmaya çalışıyordum.

\n

Törende ödülü bana takdim eden Avusturya Şansölyesi ve Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger ile IPI Direktörü Alison Bethel McKenzie, her ikisi de demokrasilerde sivil toplum kuruluşlarının (STK) önemini vurgulayan konuşmalar yaptılar.

\n

Sahnede yer alan perdede, WINPEACE çalışmaları gösteriliyordu. Arada gözüm kayıp Yunanistan ve Türkiyeden bizim kızları ekranda gördükçe heyecanım yatışıyordu!

\n

O zaman ülkemdeki STKleri düşünüyordum. Madem yeni bir seçimden çıktık, Meclis çalışmalarına STKleri daha yakından katmak, onlara kulak vermenin yollarını aramak gerek diyordum Demokrasi gereğiydi. Kaçınılmazdı!

\n

Şimdi “diyalog” zamanı!

\n

Gecenin konuk konuşmacısı Slovak Başbakanı İveta Radicova da Avusturya ile Slovenya arasındaki sorunları çözmekte diyaloğun önemini vurgularken şu gerçeğin altını defalarca çiziyordu: Özgürlük olmadan diyalog olamaz!

\n

Diyalog deyinceDiyalogiki ya da daha çok kişinin karşılıklı konuşmalarıdır. Ancak ne var ne yok?”; “İyilik, sende ne var ne yok?ya da televizyonlarda izlediğimiz her konuşma diyalog olamaz

\n

Sözcüğün Yunanca aslını, Türkçeye çevirirsek, asıl anlamı şöyle: Düşünceyi takip etmek”…

\n

Sadece karşılıklı konuşmak yetmez! Hem özgür olacaksınız hem de iletmek istediğiniz bir düşünceniz olacak diyalog kurabilmeniz için

\n

Gece boyunca kendi ülkemdeki diyalog anlayışını kafamdan ve yüreğimden geçiriyordum.

\n

Şimdi, evet tam da şimdi diyalog zamanı. Türkiye- Yunanistan; Filistin- İsrail diyaloğundan söz etmiyorum.

\n

Şu coğrafyada yaşayan insanlar arasında... Yüze 49.9, yani her iki kişiden biriyle, öteki arasında... Yani Kürt-Türk arasındaki diyalogdan söz ediyorum

\n

İnatlaşma, dayatma, küfür, azarlama, hakaret, tehdit... Bunlarla diyalog olmaz, olamaz.

\n

Bir süre önce sevgili meslektaşım Ferai Tınç, hükümete, anayasayla birlikte, basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak için yasal değişiklik yapmaya çağırıyordu. Bu çağrıya canı yürekten katılırken işe basın kuruluşlarıyla diyaloğa geçerek başlanabilir diyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kafkaesk dünyamız 23 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları