Tutsaklar Can Derdinde

11 Ocak 2014 Cumartesi

Cemaat - Erdoğan İktidarlarının yargı üzerinden hesaplaşmaları, Hollywood polisiye dizilerinin heyecanı tadında... Televizyon haberlerini izleyecek zamanı olmadığını düşündüğüm iş dünyasından birinin “Ekran başında çakıldık kaldık, soluksuz olup bitenleri izliyoruz..” sözcükleri yeterince açıklayıcı... Piyasalar krizine olduğu gibi yansımasının boyutlarını ise bir ekonomist bilimci, “Günlük, hatta saatler içinde değişen siyasi kriz haberlerine bakın, piysalarda ne olup bittiğini bakmadan öngörebilirsiniz..” cümlesinde özetliyordu... “Gittik gittik geldik”, “Dalgaların nereye kadar gideceği algılanmaya çalışılıyor”, “İşin içinden çıkamadık” sözcükleri piyasacıların, ufuksuz kafa karmaşasının yansımaları. Siyaset, hele de hak-hukuk-yargı üzerinden günlük gelişmeleri algılamak çok daha zor. Kredi notu derecelendirme kurumlarının yineledikleri sözcüklerle, “İç siyasetteki kriz, ekonomik riskleri katlıyor”.
Bugün “Koyun can, kasap et derdinde” özdeyişine sığınarak, içerdekilerin kaçınılmaz kulak arkası edilen, dışarıdan duyulmayan çığlıklarına bir dosya üzerinden dönmenin anlamlı olacağını düşünüyorum. Çünkü dışarda, hele de siyasi hesaplar, İktidarın diktatoryal güç savaşları üzerinden oluşturulan gündem, sansasyon haberler içinde, en çok onların can derdi ile içerde kalan çığlıkları duyulmuyor... Dosya “KESK’li tutsaklar serbest bırakılsın” kampanyası kapsamında, 23- 24 Ocak’ta başlayacak KESK İstanbul davası ile ilişkili olarak hazırlanmış. Belki de hiç duymadınız; geçen yıl 19 Şubat’ta, KESK Örgütlenme Sekreteri de içlerinde olmak üzere 167 KESK üye ve yöneticisi gözaltına alınmış, 74 kamu emekçisi tutuklanmıştı. Türkiye’nin çok sayıda ilinde görülen yargılamalarda tutuklanan üyeler serbest bırakılmış, sadece İstanbul’da tutuklanmış olanlar 11 aydır hâkim karşısına çıkarılmamışlardı...
İşte ilk kez yargı karşısına 23 Ocak’ta çıkacak tutuklu KESK üyesi öğretmenlere ilişkin iddianameden dosyaya alınan çarpıcı, çarpıklığın belgesi bir alıntı: “İddianamede Kamu Emekçileri Cephesi’nin yasal bir oluşum olduğu bizzat savcının kendisi tarafından gözlenmektedir. Hatta memurların kendi sorunlarını dile getiren basın açıklaması, bildiri dağıtma ve döviz taşıma gibi anayasal hak olan tutumları demokratik alan faaliyetleri olarak iddianamede nitelendirilmiştir. Ancak bir paragraf önce kendisinin demokratik eylemler dediği eylemlerden nasıl oluyor da silahlı örgüt üyeliği çıkarılabiliyor?”

***

KESK’in 77 klasörlük, binlerce sayfayı bulan iddianamesinde, AKP’nin polisi ve savcısının kendilerini silahlı bir örgüt üyesi, yöneticisi olduklarının iddia edildiği anımsatılıyor.
AKP’nin korkusu; “AKP kendisine biat etmeyen herkesi susturmak istiyor, çünkü kendi kirli hesaplarını bozabilecek herhangi bir oluşuma tahammülü yok. Sattığı kamu kurum ve kuruluşlarıyla halkına daha güvenli bir gelecek sunmak gibi bir derdi yok. Onlar ancak kendi para kasalarını doldurma telaşıyla hizmet üretirler. Bu yüzdendir evlerinde çıkan milyon dolarlar, rüşvet- yolsuzluk operasyonunda delil sayılmazken, doktorların evinden alınan ilaçlar ‘silahlı, yasadışı örgüt üyeliği’ne delil sayılabiliyor..” vurgulamalarında özetleniyor...
Dosyada iddianameden alınmış çarpıklıklara ilişkin “Soruyoruz” başlığı altında verilen örnekleri ise bu köşeye sığdırmak olanaksız olduğundan birkaçıyla yetinmek zorundayız:
“Ne
zamandan beridir, silahlı örgüt üyesi doktorlar, hemşireler, öğretmenler, gelir uzmanları, postacılar, mühendisler tutuklanıyor? Bizim silahlarımız nerede? Hangi memurun evinde silah, kesici alet, bomba vs buldunuz? Doktorların evindeki ilaçlara, öğretmenlerin kitaplarına silah diyorsanız, sizin korkunuz bilimin ta kendisidir.” “Ne zamandan beridir polisin, çevik kuvvetin gözcülüğünde, 2911 sayılı gösteri ve yürüyüş yasasına muhalefet özelliği dahi taşımayan basın açıklamaları örgüt propagandası sayılmaktadır? F Tipi Film’i izlemek, izletmek, filme gitmek suç sayılmaktadır? Sorguda susma hakkı, silahlı örgüt güdümünde, bu hakkı kullanan örgüt talimatıyla hareket etmekle suçlanabilmektedir? Yasal kitapları okumak suç sayılmaktadır? İddianamede ne zamanlı sorular 900 sayfalık yer alabilmektedir?KESK eylemlerinden çekilmiş fotoğraflar suç teşhisi tespit tutanağı olarak iddianamede yer alabilmektedir? Bilgisayarında yer alan şarkı sözleri terör örgütü propagandası suçlaması ile 10 aylık hapse çarptırılmanın kanıtı olabilmektedir. Daha önceki KESK üyelerinin tutuklanmalarına karşı protesto eylemleri de, örgüt talimatlı eylemler sayılmaktadır. İş güvencesine sahip çıkma eylemi dahi propoganda suçunu oluşturabilmektedir...”
KESK’in 11 ay sonra, 23 Ocak günü Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmaya, dayanışma çağrısı: “Biz her komplo dediğimizde kafasını çevirenler 17 Aralık günü kendi kurdukları yalan-dolan havuzunda boğuldular. Babalı-oğullu yolsuzlukları gündemde olduğu günlerde, vergide adalet isteyen, eylemde örgüt propagandası yaptığı sayılan bir babanın, felsefe bölümü öğrencisi oğluyla aynı hapishanede yaşadığı hücre hayatıdır KESK’li tutsakların özgürlük mücedelesi..” saptaması ile noktalanıyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları