İktidarda 20 yıl

18 Mart 2022 Cuma

Telefonda, “Yeniden öğretmenliğe başladım” diyordu bir yakınımız. Şaşkınlıkla karşıladık, çünkü emekli olmuştu. Oğlu da öğretmen olup Doğu Anadolu’da bir köye atanınca, birlikte gitmişti… Köydeki öğretmen açığını görünce ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvurmuş ve ücretli öğretmen olarak oğluyla birlikte çalışmaya başlamış. Oğlu müdür, kendisi öğretmen, çalışıyorlar…

Ne yazık ki eğitimdeki durumumuz içler acısı. Bazı sayılar verelim. Milli Eğitim Bakanlığı’na göre öğretmen açığı 100 bin. Sayıştay saptamalarına göre ise 138 bin. Eğitemediğimiz bir nüfusumuz var ama hedefimiz üç çocuk. İktidar 20 bin öğretmen ataması yapmakla övünüyor.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, yeri geldikçe vurguluyor: köy okulları bir yara. Cumhuriyet tarihi boyunca köylerde okula duyulan gereksinim ve özlemin bir boyutuna biz de yetiştik. Cumhuriyet haberleştirdi, sosyal tesis adı altında bazılarında düğün yapılıyor. Bu okullara uzun yıllar önemli ekonomik kaynak aktardı bu yoksul ulus. Ama harcanmış olduğu için kimsenin umurunda değil. Anılarla birlikte yok oluyor köy okulları.

Köy okulları kapanınca, iktidar yeni sektör oluşturdu: taşımalı eğitim. Ne hikmetse taşıma işini hep iktidara yakın kişiler yapıyor Anadolu’da. Geçenlerde 10 günde 7 kaza oldu, bir kişi yaşamını yitirdi. Sadece Rize’de 13 yaralı var. Ama tercih, yerinde eğitim ve işsiz öğretmenlere kadro yönünde değil, yandaşa rant aktarma yönünde kullanılıyor.

Bir diğer temel konuya geçelim. Geçen pazartesi Tıp Bayramı’ydı. Gazetemiz, sağlık alanında yaşanan tüm sorunları ve çözüm önerilerini doktorlarımızla birlikte kamuoyuna aktardı. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) yönetiminin çabası ülkemiz adına da umut verici. Yeri gelmişken anımsatalım: Doktorluk mesleği, itibarsızlaştırıldı. Sağlıkta yaşanan şiddete etkili önlem alınmıyor. Yeni göreve başlayan bir doktorun kök maaşı 5 bin TL’nin altında, yoğun nöbet tutmaya zorlanıyor. Ülkesinden umudu kesen çok sayıda doktor yurtdışına gidiyor. Tüm bunlar ve daha fazlası için doktorların önerileri hazır. İktidarın yaklaşımı ise “Gidiyorlarsa gitsinler”, “Gidişiniz olsun dönüşünüz olmasın” şeklinde ve hüzün verici.

Yalnızca iki temel konu, eğitim ve sağlıkta gelinen noktaya bakınca 20 yıllık iktidar yanlış yöntemler uyguladı, başarısız oldu. Telekom olayı örneklerden yalnızca biri. Şirketin 1.6 milyar dolarlık borcu sahiplerine ödetilmedi. “1.6 milyar dolar, Varlık Fonu’na, yani bizlere çakıldı.” Yani 20 yılın sonu hüsran… Bu hüsranı örtmek için boş durmayanlar da var. Kimine göre Rusya’dan çekilen ABD şirketleri Türkiye’ye gelecek. “Hah, kurtulduk” diye acele etmeyin, dahası var. Kimi de kapanan Rusya güzergâhı nedeniyle Çin’in Türkiye’yi lojistik merkez yapacağını yazıyor. Tamam, denge politikası da oluştu işte…

Bir dakika, bir dakika, durun! Masallara inanmayan, başkalarından umar beklemeyenler de geldi bu topraklara… “Bağımsızlık benim karakterimdir” dedi örneğin…

Çanakkale Zaferi’nin 107. yıldönümünde, işte onları, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.

BERGEN

Kadına yönelik şiddete karşı CHP tabanı ve kadrolarının duyarlılığı yadsınamaz. Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, partili kadınlarla bu konuya dikkat çekmek için Kemal Bey ve eşi Selvi Hanım’ı Bergen filmine davet etti. CHP’nin duyarlılığı bu noktada önemli.

Toplam 2.5 saat süren filme gelince… Sinema derslerimizde öğretmenlerimiz sürekli, “Sinema, edebiyattan beslenmeli” derlerdi. Kimse öykü, roman okumuyor mu?

Aytmatov’un, tam da kadın-erkek ilişkilerine değinen “Kızıl Elma”sı, kadına şiddeti işleyen “İlk Öğretmenim”i, “Beyaz Gemi”si duruyor raflarda. Üstelik yoğun toplumsal içerikleriyle…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları