6’lı masa 7’ye bölünür mü?

09 Eylül 2022 Cuma

İktidar partileri ve yandaş basın organları, buralarda yorum yapan, yazan gazetecilerin yeni bir aşamaya geçmeye çalıştıkları gözleniyor:

Biraz özgüven oluşturmak, 6’lı masayı dağıtmak. Ancak HDP’yi de içine katarak 6’lı masayı, HDP üzerinden 7’ye bölüyorlar.

Çok incelikli kurgulanmış bir Seçim Yasası değişikliği yapıldı. İttifakları etkisizleştiren, doğrudan 6’lı masanın ittifak olmasını engellemeye yönelik, teknik ama siyasi sonuçları olan bir düzenlemeydi. Amacına ulaşmış gibi görünüyor. Masaya oturan partiler, durumu anladı, yeni yöntemler geliştirmeye çalışıyorlar. “Ortak cumhurbaşkanı adayı” konusunda karar verildi, Meclis seçimleri için ise nasıl bir yapı olacağı henüz net değil. Millet İttifakı listede yer alacak mı, kaç partiyle yer alacak, yer almayan diğer partiler tek başlarına mı yoksa yeni bir ittifakla mı Meclis seçimine gidecek, bunun oy pusulasına yansıması nasıl olacak?

Sorular o kadar çok ki... 6’lı masanın önündeki yol uzun. Hızla kat edilmesi gereken, geçilmesi gereken aşamalar var. Seçimin zamanlamasına göre bu çalışmaların hızlandırılması da olanaklı. Örneğin Yol Haritası Komisyonu’nun yapacağı çalışmalar...

Ama Seçim Yasası’nda değişiklik yapan Cumhur İttifakı rahat. Oy pusulasında ittifak olacak ve cumhurbaşkanı adayı belli.

Yasa muhalefetin kafasını karıştırırken başka şeylere de yol açıyor. Örneğin “artık oy” konusu. Cumhur İttifakı içinde “artık oy”un MHP’ye yarayacağı, milletvekili sayısını artıracağı yorumları yapılıyor. Peki artık oy konusunun muhalefet partilerine etkisi ne olacak? Kendi başına seçime girecek bazı partiler barajı aşamazsa aldıkları oy kime yarayacak? Bir kere ittifak listesinde olmadıkları için 6’lı masada olan diğer partilere yaramayacak. Bu noktaya çok ama çok etkili, sonuç odaklı çözüm üretmek gerekiyor.

Ayrıca iktidarın muhalefeti baskıladığı iki nokta bulunuyor. Bunlardan birisi seçim tarihinin belirsizliği. Bu konu AKP ve MHP’nin Meclis’teki çoğunluğuna bağlı. İktidar istediği, kendisini rahat hissettiği an seçime gidebilecek durumda. Muhalefet ise bir yandan 6’lı yapı arasında uyumlanma ve ön çalışmaları yaparken bir yandan da iktidarın bu konuda alacağı kararı yakından izlemek durumunda. Bu, bazen tedirginlik yaratıyor ve yıpratıcı oluyor.

Diğer konu ise HDP... Bu parti hakkında açılmış bir kapatma davası var. Yargının vereceği kararın siyasete, zamanlama, içerik ve kapsam açısından ciddi şekilde etki edebileceği gerçeği var. Olasılık çok. Bu olasılıkların içinden iktidarın işine gelecek unsurların birleştirilerek uygulamaya konulması muhalefeti olumsuz etkileyebilir.

Öyle görünüyor ki iktidar, bu “bilinmezleri” olabildiğince muhalefetin üzerinde baskı unsuru olarak kullanacak.

Bir yandan da seçim süreci hassaslaşmaya başladı. Yapılacak hataların telafisi olmayacak döneme girilmiş gibi görünüyor. Parti yönetimini ve politikalarını yansıtmayan, Gürsel Tekin örneğinde olduğu gibi “kişisel görüşlerin” açıklanması daha uyumlu hale getirilebilir. Yalnızca ana muhalefet partisi değil, benzer sorunlar diğer muhalefet partilerinde de gözlemleniyor. Muhalefet, benzer söylemler konusunda kendisini topluma anlatmak, savunmak zorunda kalırsa ve bu sık sık yaşanırsa başka konulara sıra gelmez.

Artık, 20 yıllık “inşaatın iktidarına” karşın Türkiye’de bölgelerinin birbirine otoyollarla bağlanamadığı, internet altyapısının bakır kablodan kurtulamadığı gündeme getirilmeli. Çiftçilere yapılacak desteklerde, üretimde, hayvancılıkta “asimetrik öneriler”de bulunulmalı. CHP tabanından bireysel ölçekte dinlediğimiz ve bize mantıklı gelen bu önerilere kulak kabartılmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları