Öztin Akgüç

Yasa ve uygulama

05 Nisan 2023 Çarşamba

Yasalar genel düzenlemeler yapar. Uygulama, yoruma, mahkeme kararlarına, hukuk bilginlerin görüşüne, içtihat, içtihat birleştirme kararlarına, hatta uygulayıcıların niteliklerine göre farklı yönlemlerde olabilir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi (CHS) olarak tanımlanan anayasa değişikliği, Erdoğan’ın benmerkezci tutumu, yetki paylaşmaması, şahsım devlet anlayışı; MHP’nin ikili oynaması; vekillerin halk temsilcileri değil de parti başkanları tarafından atanmış olmaları; yargının siyasallaşması, yargıçların en azından bir bölümünün kişisel kaygılarla davranmaları sonucu otokrasiye evrildi. Mevcut anayasa bile değişiklik yapılmasına değin demokrasiye gidiş, parlamenter sisteme dönüş yönünde, parlamenter sistemin ana kuralları da göz önünde tutularak yorumlanabilir, uygulanabilir.

Parlamenter sistemin ana kuralları; halkın temsilcilerinden oluşan parlamentonun yasama ve yürütmeyi denetim organı olması, hükümetin Bakanlar Kurulu’nun parlamentoya hesap vermekle yükümlü yürütme organ olması, cumhurbaşkanının ülkeyi temsil etmesi, yürütmenin sembolik başı olması, parlamento tarafından seçilmesi, yasama, yürütme, yargı erklerinin ayrılığıdır. 

14 Mayıs seçimi şeklen cumhurbaşkanlığı seçimi, özü itibarıyla sistem seçimidir. Otokrasiden demokrasiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, ilk aşamada ulusal ortak yönteme geçiş seçimidir. Sorunu Erdoğan-Kılıçdaroğlu seçimine indirgemek anketleri bu yönde düzenlemek hatalıdır. Cumhur İttifakı, strateji olarak seçimi Erdoğan-Kılıçdaroğlu’na indirgeyerek olası ikinci turda bu görüntüden yararlanmaya çalışacaktır.

Bazı siyasal partilerin, ittifakların aday göstermemesi, salt Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olsun amaçlı değildir. Amaç, tek adam, otokrasi, otokrasi, teokrasi karışımı, “ucube” olarak tanımlanan bir düzeni değiştirmektir. Kılıçdaroğlu’na verilecek oyların büyük bölümü, değişim özlemiyle olacaktır. Vatandaşa amaç anlatılmalı, yanılgıya düşürecek davranışlardan kaçınılmalıdır.

Bakanlar Kurulu, ulusal ortak yönelimi yansıtmalı; seçimin kazanılması halinde parti başkanları, bakan olarak görev almalıdır. Bakanlar Kurulu’nun, politik ve teknokrat ağırlıklı olarak kurulacağının açıklanması da propaganda da etkili olabilir. Yalnız aile ve sosyal hizmetler bakanının değil milli eğitim ve sağlık bakanlarının da kadın akademisyen veya STK deneyimli olması, başarıyı artırabileceği gibi, ulusal ortak yönetim anlayışına da uygun olur.

Kanun hükmünde kararname uygulamasına son verilmelidir. Yürütmenin yasal düzenleme olanağı güçlendirilmiş parlamenter sistemiyle bağdaşmaz. Bakanlar Kurulu’nda, koordinasyon sağlayacak kurulla başkan arasında ilişki kuran bir şekilde başbakanlık işlemini üstlenen bir bakanın bulunması, geçiş sürecini güçlendirir.

Seçim kazanıldığında başkanın İmamoğlu ve Yavaş gibi yerel yönetimlerde deneyimli iki yardımcısı olacaktır. Ülkenin acil sorunu deprem yaralarını sarmak, kalkınma açısından da önemli sorunu da yerelden süreci hızlandırmaktır.

Ülkemiz güzel; fakat çarpık kentleşme, rant, oy hesapları ne yazık ki güzelliğini gölgelediği gibi doğal olayları da felaket haline getiriyor. Doğanın, çevrenin korunması, kültürel faaliyetlerin yaygınlaştırılması, çarpıklığın düzeltilmesi öncelikli sorun. Hemen her ilin, doğal güzellik, tarihi kalıntılar, mutfağı, halk oyunları, yaşam tarzı gibi özellikleri var. Bu özellik ve güzelliklerin tanıtılması, ve dış turizmi de büyük ölçüde etkiler. Yardımcıların enkazı kaldırma, kalkınmayı yerelden hızlandırma işlevini üstlenmeleri, yönetim açısından ayrı bir artı güç, sinerjidir.

Sorun ve çözümü, kişisel değil, sistem, anlayış değişikliğidir. Kişisel erk gösterilerinden de kaçınmak gerekir. Kişi değil, ulusal ortak yönetim, parlamenter sisteme geçiş halkın egemenliği desteklenecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İktidar olma hedefi 29 Mayıs 2024
Yeni anayasa alalaması 15 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları