Emekçiye işvereninden mektup...

08 Nisan 2022 Cuma

Her gün yeni bir zamma uyanmak ve bunun ağır yükü ile yaşamak zorunda kalmak.. Korkut Hoca’nın dedikleri çok önemli: “Enflasyon halk sınıflarının kaldıramayacağı bir baskıya dönüşüyor. Emeği ile geçinen insanlar, kaldıramayacakları kadar büyük bir bunalıma doğru sürükleniyorlar.” Geçim derdi hiç olmadığı kadar ağır. Üstelik daha da ağırlaşacak, bunu herkes dillendiriyor. 

ÇARE? 

Önce insanların neden-sonuç ilişkilerinde denklemi doğru kurmaları. Neden ve nasıl bu noktaya geldik? Ekonomik krizin bu denli ağır yaşanmasının ardındaki dinamikler nedir? Evet, pandemi sonrası; evet, tedarik sıkıntısı; evet, küresel enflasyon; evet, petrol fiyatları; evet, savaş... Ama bizim kadar kırılgan şekilde yakalanmayan ve çok daha iyi krizi yöneten birçok ülke var; neden daima küresel ligde basamakları çıkacağımıza iniyoruz? 

Ve gelir dağılımındaki uçurumun bu denli arttığı, bölüşüm ilişkilerinin emek aleyhine geliştiği bu dönemde doğru soruları sormak çok önemli. Düşük ücrete dayalı, asgari ücretin norm ücret haline geldiği bir ihracat/ rekabet gücü politikası ile olmuyor. Bunu acı verici şekilde öğrendik. 

Bu noktada sözü bir iş insanının, bu yıl 40. yılını kutlayan bir sanayi kuruluşunun yönetim kurulu başkanının, çalışanlarına hitaben yazdığı bir mektuba bırakmak istiyorum. İsmini vermiyorum. Bundan herkesin çıkaracağı hayli ders var... 

HER ŞEY EĞİTİMLE BAŞLAR

“Değerli Arkadaşlarım

İnsanlar doğuştan Allah vergisi beş duyuyla doğar, bazı talihsiz istisnai durumlar hariç. Ben, yaş aldıkça bu beş duyuya, 6. ve 7. duyuların da ilave olduğunu düşünürüm. 6. duyu aldığımız eğitim, 7. ise insana matematik bilgisinin kazandırdığı pragmatik düşüncedir. 

Eğitimce gelişmemiş toplumlar ‘kul’lardan, eğitim seviyesi yüksek toplumlar ise ‘birey’lerden meydana gelir. Bireylerden meydana gelen bir topluma örnek Norveç: Kuzey Denizi’nden petrol çıkar, onu bizdeki, Varlık Fonu benzeri bir fona aktarır (1 trilyon doları birikmiştir) ve oradan gelen yıllık geliri tamamen halkının (öğrencilere bedava öğrenim, yemek, ulaşım, halkına bedava sağlık hizmetleri vb. gibi) sosyal ihtiyaçları için harcar. Bütçenin diğer giderleri, sanayi üretim gelirlerinden karşılanır. Yıllık kişi başı gelirleri 99 bin Amerikan Doları’na eşittir. (Bilgi için, Türkiye’de kişi başı gelir 8 bin 200 Amerikan Doları.) En önemli konu ise Norveç’te hükümetin tüm gelir ve gider harcamalarının şeffaf olması. Devlet sırrı değildir.

Başta da belirttiğim gibi, her şey eğitimle başlar. Eğitim seviyesi düşük ülkelerde ise ülkeyi yönetenler de eğitimsiz, dolayısıyla de liyakatsiz oldukları için ülke hababam usulü yönetilir. Hak, hukuk, adalet ve yaşama saygı yoktur.

Cumartesi günü eşimle birlikte, eve çağırdığımız dostlarımızı ağırlayabilmek için alışveriş yapma amacı ile Kadıköy Çarşısı’na gittik. Her zaman alışveriş yaptığımız manavın önüne geldiğimizde, gözlerim etiketlerde yazan fiyatlar yüzünden fal taşı gibi açıldı, bu sırada arkamda ‘Kızım aç ona bir sadaka’ diyen bir hanımın sesi ile irkildim. Orada aç bir insan varken bu fiyatlarla, oradan sebze ve meyve almayı kendime bir hak görmedim ve manavdan bir şey almadan ‘gidelim’ dedim. 

Maalesef ülkemizin dürüst insanları belli bir süredir ‘pahalılıkla mücadele ediyoruz’ safsataları ile 

oyalanıyor ve büyük sıkıntı çekiyorlar. Şirketimiz, çalışanlarımızın büyük gayretleri ile yılın ilk üç ayında, istediğim performansı gösterememiş olsa da belli bir tonaj artışı sağladı.

Değerli Arkadaşlarım,

Ben sizlerin ailelerinizi geçindirmedeki yükünüzü hafifletmek amacı ile mayıs ayından geçerli olmak üzere, maaşlara yüzde 7’lik bir artış yapmayı düşünüyorum. Ancak bunun belli aralıklarla tekrarlanacak bir artış olmayacağını önceden bilmenizi ve bunu emsal alarak ileride koz olarak kullanmamanızı şart koşuyorum. Bu şekilde son yedi aylık dönemde maaşlardaki artış yüzde 56 oluyor. Ülkenin kötü yönetiminin sonuçlarını devamlı şirketimiz kapatamaz. Umarım ülkemiz bu karanlık dönemden kısa sürede çıkar. Hepinize sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.”       



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Pusulanın ibresi... 17 Mayıs 2024
Benim Cumhuriyet’im... 10 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları