Yabancı Karşıtı AB!

30 Mayıs 2014 Cuma

Pazar günü Avrupa Birliği’nin (AB) üyesi 28 ülkede halk, Avrupa Parlamentosu’na (AP) 751 temsilciyi seçmek için sandık başına gitti. 500 milyonluk AB’deki 400 milyon seçmenden yüzde 57’si oy kullanmadı. AB’nin devlet başkanı özelliğini taşıyan “komisyon başkanını” da yeni temsilciler temmuzun 2. yarısında seçecek.
AP’nin yapısında önemli denge değişiklikleri yaratan sonuçlar ortaya çıktı. Sol ve Yeşiller gerilerken, pek çok ülkede aşırı sağ birinci parti oldu. Bu sonuç yalnızca “yabancı karşıtlığını” güçlendirmekle kalmadı, AB’nin geleceğini sarsacak sonuçları da yarattı.
Bilindiği gibi Fransa, Almanya ve İngiltere gibi üçlü sacayağı nüfus çoğunluğu ile AB içinde en güçlü konumdalar.
Fransa: Evlilik dışı üç sevgili değiştiren Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande’ın partisi 3. sıraya düşerek bir hezimet yaşadı. AB’nin baş savunucularından olan Hollande, bu sonucu “Avro’daki istikrarsızlık” ve “kemer sıkma siyasalarına” bağladıktan sonra ağız değiştirerek “AB’nin yetkilerinin azaltılmasını” önerdi! Başbakan Manuel Valls sonuçları “siyasal deprem” olarak tanımladı.
Aşırı sağcı “Ulusal Cephe Partisi”nin kadın başkanı Marine Le Pen 1. çıkarken, ilk demeci “Türkiye’nin AB üyeliği veto edilmelidir” oldu. Babası Jean Le Pen’in ardından partinin başına geçen, bu nedenle “canavarın kızı” olarak tanımlanan Marine, AP’de “aşırı sağ grubu” oluşturmaya başladı.
“Fransız milli futbol takımında beyaz Fransızdan çok siyah Fransız var” diyen babasının izindeki Marine, “Playboy” dergisine çıplak pozlar verince annesi Pierrete ile 15 yıl konuşmamıştı.
Hukuk fakültesinden mezun olup avukatlığa başlayan Marine’e soyadından dolayı insanlar iş vermemiş, bazıları da hiç konuşmamışlardı. Bu nedenle, parası olmayan kişileri, hatta kaçak işçileri bile mahkemede savunmak zorunda kalmıştı.
Marine’nin bundan önceki seçime kıyasla büyük sıçrama göstermesinin temel nedeni olarak, öteki partilerin de ortak düşmanı “İslamafobi” (İslam korkusu) söylemleri öne çıkarmasına bağlanıyor. Okullarda ve lokantalarda “helal et” kavramına, nükleer enerjiye karşı çıkan söylemleri ile TV’lerde izlenme rekorları kırdı. Bu arada, Fransa’nın Avro’dan çıkıp tekrar franka dönmesini de önerdi.
Almanya: Ülkenin en aşırı sağ partisi, bir başka deyişle “Neonazi” de (yeni Naziler) denilen, “yabancı düşmanı” Almanya Ulusal Demokratik Partisi, AP’ye ilk kez temsilci gönderme başarısını elde etti.
Merkez sağda ve iktidardaki Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Partisi seçimden 1. çıkmakla birlikte, yüzde 0.7 oy kaybı ile AP’de 5 sandalyesini yitirdi. Almanya, AP’ye 14 parti temsilci gönderiyor.
İngiltere: “Yabancı karşıtı” olarak tanınan “Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi” seçimi önde bitirdi. Bu patlama, İngiltere’deki 100 yıllık “Liberal” ve “Muhafazakâr” partilerin çekişme geleneğini de bozdu.
İşin ilgi çekici yanı zaten Avro’yu kullanmayan, sterlin ile ekonomisini sürdüren İngiltere’de bu parti, şimdi tümden AB’den çıkılmasını istiyor, ama yine de AP’de boy gösteriyor!
Danimarka: 13 üyesi bulunan bu ülkeden, “yabancı karşıtı” Danimarka Halk Partisi AP’ye 4 temsilci gönderiyor. İstanbul Gezi Parkı olaylarında bir TV için çekim yaparken polisten gaz yiyen Morten Messerschmidt ise 1. çıktı!
Yunanistan: 21 sandalyenin çoğunluğunu muhalif SYRİZA partisi aldı. Bu sonucun ardından partinin başkanı Aleksiz Çipras, hemen Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ederek “erken seçimlere gidilmesini” istedi. İktidardaki merkez sağ Yeni Demokrasi 2., “aşırı ulusçu” Altın Şafak 3. ve sosyalist PASOK 4. oldular.
Avrupa böylece “yabancı karşıtlığının” yükseldiği bir siyasal kimliğe kavuştu!

 

‘Kapı açık, arkanı dön!’
Bu ortamda Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya’nın Köln kentine giderek bu “yabancı karşıtlığını” ve de “İslam düşmanlığını” körüklemiş olmadı mı?
Orada ne dedi Erdoğan?
“Yeni Türkiye’yi artık hazmedin. Türkiye’ye parmak sallayanlar, terbiye etmeyi kendine hak görenler var. İçeridekilere söylediğimin aynısını dışarıdaki kibir abidelerine söylüyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil!”
“Kibir abideleri” kim?
AP’de güç kazanıp öne çıkan “yabancı karşıtları” ve “İslam düşmanları” değil mi? Örneğin partisinin adında bile “Hıristiyan” sözcüğü bulunan Merkel’in Erdoğan’a karşı sabrı bu sonuçlardan sonra taşmayacak mı?
Marine’nin demeci ilk işaret değil mi?
“Der Spigel” (Ayna) dergisinin “Cehenneme git Erdoğan” kapağı bunun 2. işareti değil mi?
Avrupa’nın en çok satan gazetesi “Bild Zeitung”un (Resimli Gazete) ise “Hoş gelmediniz, burada istenmiyorsunuz” diye Almanca ve Türkçe başlık atması, bir başka işaret değil mi?
Yeşiller’in eşbaşkanı Cem Özdemir “Erdoğan’ın konuşmasının bedelini ödeyeceğiz. Türkiye’nin olumsuz simgesi oldu. Toplantıda Merkel’in yuhalanması ise çok çirkindi” tanısını koydu.
Erdoğan “Yeni Türkiye’yi hazmedin!” diyor. Erdoğan’ın yeni Türkiye’si ise Atatürk’ün laik cumhuriyeti değil, Ortadoğu’nun sıradan bir İslam devleti!
Kaldı ki Erdoğan, oradaki Türkleri de bu ortamda güç durumda bıraktı. Avrupa’daki Türkleri de böldü. Müslümanlar arasında Alevilik düşmanlığını da yarattı.
Ajda Pekkan’nın şarkısı nasıldı?
“Olmaz artık kapı açık, arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık...” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları