Türk diplomatlar...

29 Nisan 2022 Cuma

Geçen yazıda yabancıların tiyatro dünyasında, “one man show (tek adam gösterisi)” diye bir tanımlamaya değinmiştik! Bu tek kişilik rolü oynayan sanatçı, sahnede “tek başına çeşitli gösteriler, yapar!” demiştik...

 Boğaziçi Üniversitesi’nde “özerkliği” dışlayıp dışarıdan “rektör” ve “milletvekili” olmayanları da “bakan” atayan AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur, Vezir-i Azam, zam kralı Recep Tayyip Erdoğan (RTE) Dışişleri Bakanlığı’nda da aynı “rolü” oynuyor!

***

Diplomasi dilinin “inceliklerini” bilmeden yapılan konuşmalar, uygun olmayan davranışları yapanlar, uluslararası toplumda temsil ettikleri “devletleri” de uluslararası toplumun gözünden düşürürler...

Diplomat, son olarak söylemesi gerekeni, ilk olarak söylemekten kaçınmak zorundadır. Kendisini asla ve asla özür dilemek mecburiyetinde bırakmamalıdır. Diplomat, her istediğini yapamaz, her yere gidemez… Bu sınırlamaların nedeni, “devleti” temsil etmesidir. 

***

Dışişleri Bakanlığı’nda “diplomat (meslek memuru)” ve “büyükelçi” nasıl olunur?

Siyasal bilgiler, hukuk, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin dört yıl süreli eğitim veren uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, siyaset bilimi, iktisat, maliye, işletme ve ekonomi bölümlerinden KPSS puanı yeterliliği ya da denkliği YÖK’çe onaylanmış yabancı üniversitelerden mezun olmak gerekir. 

AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Mali Şube mezunuyum… Bizim zamanımızda ihtisaslaşma 3. sınıfta başlardı… Özel sınıflardan biri de Dışişleri Bakanlığı’na “diplomat” yetiştiren, “uluslararası ilişkiler eğitimi” veren “Siyasi Şube” idi…

3. sınıfta, bu bölüme ulaşmadan önce, öteki sınıftakiler bile 1. sınıfta “Siyasal Tarih”, 2. sınıfta “Devletler Hukuku” ve her iki sınıfta da “yabancı dil” okurduk… 3. sınıfta yalnızca “Siyasal Şube” bölümüne sınavla girilirdi. Bu bölümün öğrencileri, uluslararası diplomasi alanındaki özel derslerle yoğunlaşarak uzmanlaşırlardı…

Dışişleri Bakanlığı’nda “meslek memuru - diplomat adayı” olmak için, bu ihtisaslaşmaya rağmen, “pekiyi” derecesi bile yeterli değildir… Bakanlığın aşamalı giriş sınavlarından da başarı sağlamak gereklidir…

Günümüzde, Bakanlığa aşamalı giriş sınavında, “siyasal tarih, uluslararası siyasa, anayasa hukuku, insan hakları, Türkiye’nin yönetim yapısı, uluslararası hukuk, devletler özel hukuku, medeni hukuk, Türkiye ekonomisi, maliye, uluslararası ekonomi ve genel kültür” konularında sorular yöneltilmektedir. 

Yazılı eleme aşamasında, adayın sınava gireceği yabancı dilde (İngilizce, Fransızca ya da Almanca) kompozisyon, Türkçeden yabancı dile ve yabancı dilden Türkçeye çeviri vardır. Almancadan sınava girenler için, İngilizce ya da Fransızca dillerinden birinden de sınava girmeleri zorunludur. Ayrıca, iki dilden birden sınava girmek de mümkündür.

Sözlü sınavda adaylar, yukarıda belirtilen konuların tümünden sınava girerler. Yazılı ve sözlü sınavlarda tam not 100 olup geçer not 70’tir. 

Komisyon üyelerinin her biri, sözlü sınavlarda her adaya puan verir. Adaylar ve sınav kâğıtları, nesnel ve önyargılı müdahaleden uzak bir biçimde değerlendirilir. Bu özellik, Dışişleri Bakanlığı’nı, bulunduğu saygın noktada tutan en önemli öğedir!

“Meslek memurluğu” bir “kariyer” özelliği taşır. 6. yılda “Başkâtiplik ve Konsolosluk Yeterlilik Sınavı”ndan da geçerler... Sınavlı aşamalar geçirilmeden meslekte üst unvanlara ulaşmak olanaklı değildir. Ayrıca genç memurlar, meslek büyüğü diplomatların yabancı temsilcilerle yaptıkları görüşmelerin “notlarını tutarak” da eğitilirler...

 Bu çerçevede, iç ve dış teşkilatta her kademedeki yöneticilerin sadece meslek memurları arasından belirlenmesi yasal zorunluluktur. Başka kamu kurumlarından Dışişleri Bakanlığı yönetici kadrolarına naklen atama yapılamaz! (Ama günümüzde dışarıdan, meslek memurunun bilgisinden yoksun bolca bakan atanıyor...)

***

Yakın tarihe kadar hükümetler, iç siyasada kendi inançları doğrusunda, ilkelerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün saptadığı, Dışişleri Bakanlığı’nın niteliklerini değiştirmeden, diplomatik yaşamı yürütmüşlerdir.

 RTE öncesi dönemlerde de diplomasi mesleğinden gelmeyen atanmış bakanların sayısı biri-ikiyi geçmezdi ve kendi mesleklerinde başarılı olmuş kişiler, ordu üst kademelerinden atanırlardı! 

 RTE, Bakanlığın “uzmanlaşmış” diplomatları yerine, “kendi özel danışmanlarını, tayfalarını büyükelçi” atamaktadır! 


Sürecek…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları