Noel Baba…

24 Aralık 2013 Salı

Bugün 2.3 milyar Hıristiyan “Noel’i” kutluyor! Bakire Meryem Hıristiyanlığın kurucusu Hristos (Christ) - İsa’yı” bu gece doğurdu. “Christ-mass” denilen bu kutlamanın bir adı da “Noel Bayramı”dır. Bu gece Noel Baba, bacadan inip süslü çam ağaçlarının dibine çocuklara hediyeler bırakacak.
Noel Baba, Pataralı hemşerimiz Aziz Nikolaos’tan başkası değil. Aziz Nikolaos’un doğumu İS 260- 280 (?) arasına öneriliyor. Annesi, babası salgın hastalıktan ölünce onu Patara Piskoposu olan dayısı büyütmüştü.
Myra’ya (Demre) yerleşip oranın piskoposu oldu, 342’de öldü. İznik’te, 1. Hıristiyanlık Konsili toplantısında “Tanrı, Oğul (İsa), Kutsal Ruh” üçlemesi kararının kabulüne katıldı.
Denizcilerin, balıkçıların, tüccarların, okçuların, hırsızların, çocukların, rehinecilerin, öğrencilerin koruyucu azizi olarak kabul edildi. Denizciler, yelken açmadan önce “Aziz Nikolaos yardımcımız olsun. Bizi Aziz Nikolaos esirgesin. Dümenimizi Aziz Nikolaos tutsun…” duasını ederlerdi. Günümüzde Yunan Deniz Kuvvetleri’nin koruyucusudur!
Batı dünyasında sanki Kuzey Kutbu’yla bağlantısı varmışçasına Aziz Nikolaos (Noel Baba), kırmızı paltosu, sırtındaki hediye paketleri ile rengeyiklerinin karlarda çektiği kızağında betimleniyor. Oysa Noel Baba Akdenizli hemşerimiz olup Patara- Myra bağlantısı, “denizcilerin azizi” olarak onu denizde su kayağı ya da surf yaparken görüntülemek daha doğru olmaz mıydı?
Mucize yaratıcısı Aziz Nikolaos, İsa’nın doğum gününde “yoksul çocukların” ayakkabılarına “altın elma” koyması ile ünlenmişti. Bu öykü, İsa’nın doğumunun kutlanmasının kökenini oluşturur.
Ne var ki günümüz Müslüman Türkiyesi’nde Noel Baba’nın “tüccarları, hırsızları koruyucu” yanı ağır basıyor, “varsıl çocukların ayakkabı kutularına dolarlar” koyuyor… Ondan sonra da meydanlarda “beraber yürüttük bu yollarda” diyemiyorlar…

Kanlı Noel
Noel’de yalnız hediye dağıtılmaz, Hıristiyanlar adına “masum çocuklar” da öldürülür! 24 Aralık 1963’te Kıbrıs Noel’ini anımsayalım! Londra-Zürih anlaşmaları gereği 16 Ağustos 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Rumlar o gece Noel’i kutluyorlardı.
Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama sevdalısı “EOKA çetesi” o gece Türklere saldırıya geçti. Rum çeteciler Ada’nın çeşitli yörelerinde Türklere kurşun yağdırırken en acımasız cinayet Lefkoşa’daki “İrfanbey Sokağı No 2”de işlendi. Mürüvet İlhan üç küçük çocuğunu yatırmaya hazırlıyordu. Bir an kapıda Rumca konuşmalar duydu. Kapı tekmelenince çocuklarını kaptığı gibi banyoya koştu!
Ancak iki gün sonra eve girenler korkunç sahne ile karşılaştılar. Banyonun tavanına sıçramış et parçalarından sonra küvette Mürüvet Hanım, göğsünün altında Hakan, ikinci oğlu Kudsi, dizinin yanında Murat da kanlar içinde cansız yatıyorlardı... Kıbrıs Türk Alayı’nın Tabip Binbaşısı Nihat İlhan’ın ailesi işte 50 yıl önce bugün Rumların Noel’inde böyle öldürülmüştü.
Okurlarım anımsayacaklardır, 1963 yılı meslek yaşantıma önemli katkıda bulunmuştur. O yıl ocak ayında ilk “Beş Yıllık Kalkınma Planı” uygulamaya konulunca “iktisat muhabiri” olmuştum. O yıl eylülde “Avrupa Ekonomik Topluluğu (Avrupa Birliği)” ile “Ortaklık Anlaşması” imzalanınca “diplomasi muhabirliği” de eklenmişti.
O yıllarda Ankara’da Milliyet’te rahmetli Nilüfer Yalçın’dan başka “iktisat-diplomasi” muhabiri yoktu, sonrasında Cumhuriyet’te Abdurrahman Çelebioldum. Diplomasi muhabirliğim Kıbrıs’ta “Kanlı Noel” cinayeti ile yoğunlaştı.
50 yıldır “Kıbrıs Sorununun(!) hemen hemen her aşamasını izledim. Yalnızca Ankara’da değil, Güney-Kuzey Kıbrıs’ta, 4 yıl Atina’da, 4 yıl Nev York’ta Birleşmiş Milletler (BM) koridorlarında, Vaşington’da Beyaz Saray’da, Londra’da Dovning Street 10 numarada gündemim çoğunlukla “Kıbrıs Sorunu” oldu.
Kanlı Noel’den sonraki 1 Ocak’ta Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makaryos, Zürih ve Londra anlaşmalarına son vermek istedi. Londra’da 19 günlük toplantı anlaşmasız dağıldı. Kıbrıs’ta çatışmalar artınca BM, Ada’ya “Barış Gücü” gönderdi.
Türklerin öldürülmeleri sürünce TBMM, gizli oturumunda hükümete “Kıbrıs’a askeri müdahale yetkisi” verdi. ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye Amerikan silahları ile Kıbrıs’a müdahalede bulunamayacağını sert dille bildirdi. İnönü’nün Vaşington ziyareti sonuçsuz kaldı.
Ağustosta karşılıklı saldırılara Türk Hava Kuvvetleri’nin müdahalesinde bir savaş uçağı düştü, pilot Cengiz Topel şehit oldu. BM, “Yeşil Hat” çizerek Rumlarla Türkler arasında tampon bölge ilan edince Ada “fiilen” bölünse de çatışmalar sürdü.
Sonraları ABD Dışişleri Bakanı olan Cyrus Vance’ın, Johnson’un temsilcisi olarak yaptığı görüşmelerden de sonuç çıkmadı. Bu 50 yıl boyunca BM Genel Sekreterleri U-Thant, Kurt Valdheim, Javier Perez de Cuellar, Butros Boyros - Ghali, Kofi Annan gelip geçerken, önerdikleri planların hepsi çöp sepetinde yerlerini aldılar. Şimdilerde Ban Ki- Moon’un “yeni bir süreç” peşinde olduğu gözleniyor.
Bir an Kıbrıs’taki yöneticileri bir yana bırakıp 50 yılda Kıbrıs’ta durumu değiştiremeyen Yunan başbakanlarını anımsayalım:
Yeorgios Papandreu, Yeorgios A.Novas, İlias Cirimokos, Stefanos Stefanopulos, Yannis Paraskevopulos, Panagiotis Kanellopulos, Konstantin Kollias, Yorgos Papadopulos, Spyros Markeziniz, Adamantios Androuçopulos, Konstantin Karamanlis, Andreas Papandreu, Canis Canetakis, Yiannis Grivas, Ksenofon Zolotas, Konstantin Miçotakis, Andreas Papandreu, Kostas Simitis, Kostas Karamanlis, Yeorgios Papandreu, Lukas Papadimos, Panagiotis Pikrammenos ve Antonis Samaras
Ne var ki Yunan cuntasının 1974’te Makaryos’u devirerek Ada’ya müdahalesi üzerine 20 Temmuz’da Başbakan Bülent Ecevit’in Kıbrıs’a “Barış Harekâtı’ndan” sonra saldırılar sona erdi. “Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti (KKTC)kuruldu.
“Türkiye Cumhuriyeti (TC) Anadolu’yu işgale kalkan Yunanların püskürtülmesinden sonra kurulmuştu. Tarih, Kıbrıs’ta da tekerrür etmiş, Yunan müdahalesinden sonra Ada’da KKTC kurulmuştu!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları