'Ne Mutlu (?) Diyene!'

03 Ekim 2013 Perşembe

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın masallarda olduğu gibilerden “açıl susam açıl” dercesine açtığı “demokrasi paketi” bende bazı çağrışımlara neden oldu!

Birincisi… Usta yazar Aziz Nesin bugün yaşasaydı bu paket hakkında kim bilir neler yazardı bilemiyorum. Ancak, ilk anımsadığım onun “Büyüklere Masallar” kitabındaki bir öyküden esinlenerek 29 Ocak 2008’de bu köşede şöyle yazmıştım: 
“Gel de büyük yazar Aziz Nesin’e hak verme! Türk halkının yüzde 60’ının zekâsından kuşku duyan yazarın, yaklaşık yarım yüzyıl önce okuduğum‘Büyüklere Masallar’ kitabından bir öyküyü anımsadım.
Halkı mutlu, zengin bir ülkede yılanlar, çıyanlar, çakallar, çeşitli haşereler çoğalmaya başlamış. Ne kadar mücadele edilirse edilsin bu yaratıkların tüm ülkeye yayılışı önlenememiş. 
Ülke ileri gelenleri ne yapacaklarını şaşırmışlar. Biri, bir ulu insanı anımsamış. Ülkeyi, kurtarsa kurtarsa onun kurtaracağını algılamışlar. Ulu, insanların isteklerini kabul ederek başa geçmiş. 
İlk talimatı ‘Doğu kapısını kapatın!’ olmuş. Güç bela doğu kapısı kapatılınca, yaratıkların ülkeye girişleri önlenmiş. Yaratıkların daha da çoğalmaları önlenince, içeridekilerle mücadele kolaylaşmış. Ülke eski mutlu yaşamına dönmüş. 
Aradan uzun bir süre geçmiş. Ülkenin ileri gelenlerinden bazıları ötekilerin önüne geçme sevdasına kapılmışlar. ‘Doğu kapısını azıcık aralarsak, gelenler bize oy verir, biz de seçimi kazanır, başa geçeriz..’ düşüncesini uygulamışlar. 
Doğudan gelen yılanlar, çıyanlar, çakallar oylarını kapıyı aralayanlara vermişler. 
Bir sonraki seçimde öteki ileri gelenler de ‘Bu sefer doğu kapısını biz biraz daha fazla aralayalım. Yeni gelenlerin oyları ile seçimi biz kazanırız’ demişler. 
Gerçekten yeni gelenlerin oyları ile seçimi kazanmışlar. O günden sonra seçimi kazanmak isteyen herkes, kapıyı kendine göre aralamış, sonuçta ülke ‘ulu’nun müdahalesinden önceki duruma dönmüş. Öykü, ileri görüşün güzel bir örneği değil mi?”

 

***

İkincisi… Rusların ünlü Matruşka bebeğini” anımsadım. Bilirsiniz ahşap el yapımı bu oyuncağın üzerinde bir anne resmi vardır. Oyuncakta baş bölümünü kaldırdığınızda içinden bir bebek çıkar. Onun içinden de bir bebek, ondan da bir başka bebek. Bu oyuncakta beş – yedi arasında bebekler çıkar. Son bebektense bir şey çıkmaz.
Erdoğan’ın bu ilk paketiymiş… Bakalım 
“demokratik paket” bundan sonra“matruşka” gibi neler doğuracak?

 

***

Üçüncüsü… Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki anayasa profesörüm ve sonra demokratik, özgürlükçü 1961 Anayasası’nın mimarlarından olan Bahri Savcı’nın birinci sınıftaki ilk dersteki şu ilk sözüdür:
“İktidar bozar, mutlak iktidar mutlaka bozar!”

 

***

İzmir Eşrefpaşa’da ilkokul öğretmenim Cahide Erkan’a sağlıklı, daha nice uzun ömürler dilerim. Keşke “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na” da şu andı öğretebilseydi!:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimisaymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!

TTK’ye ‘1453 Kartalları’ Simgesi!

İstanbul’da tatsız olaylarla sona eren Beşiktaş-Galatasaray futbol karşılaşması Erdoğan’ın paketinin de ilk işaretlerinden biriydi.

Çağdaş, demokratik, özgürlükçü Beşiktaş’ın “çArşı taraftarlarının” karşısına“yandaş 1453 Kartalları” çıkartılmıştı. İnternette “1453 Kartalları’nın” ekteki şu simgesi dolaşıyor:
Bu simge, 13 Eylül Cumhuriyet’in Bilim ve Teknoloji Eki’ndeki Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. 
Mehmet Metin Hülagü’nün, kurumun 83. yaşına, yeni “logosuyla” girmeye hazırlandığına ilişkin açıklaması ile ilgili yazımı anımsattı!
Prof. Hülagü’nun 
basında yayımlanan açıklaması ve benim değerlendirmem şöyleydi:
“Kartal motifli logo Türkleri tam anlamıyla yansıtmıyor. Kartal, Türklerde (pes doğrusu) yalnızca Selçuklu döneminde kullanıldı. Kartal özellikle Bizans’ı(pes doğrusu) temsil eder. Ayrıca Almanya, ABD gibi pek çok ülkenin de simgesi (!), ama Türklerin değil (pes doğrusu)! Türkiye’nin çağdaş yüzüne daha yakışacak ve Türkleri daha iyi ifade edecek bir logo arayışına girdik!”
Okurlarımız, o yazıdan 
“kartal” ve “çift başlı kartal” olgusunun Anadolu ve Türklerle bağlantılı dört binyıllık tarihsel gelişimi hakkında çeşitli bilgiler edinmişlerdi!
Prof. Hülagü boşuna 
“yeni logo” arıyor. Buyursun “1453 Kartalları’nın”simgesini alsın!
Bir Not: Haklı uyarıda bulunan okurlarımın bilgilerine sunarım. Cuma günü İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hakkındaki yazımda Ayetullah Humeyni’nin izinde, Şah’a karşı vaazlarından dolayı tutuklandı” diye yazdığım halde, dizgi aşamasından sonra nedense “vaazları” sözcüğü “vaizleri” olarak yayımlandı!

2 Ekim 2013 - Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları