Dünyadan, İmamoğlu kararına tepki yağıyor! (1)

23 Aralık 2022 Cuma

Dünya, demokrasiye ters düşen ülkemizdeki “yasa-siyasa” çekişmesini tartışıyor ve Türkiye’deki iktidarı şiddetle eleştiriyor... Türkiye’nin “Avrupa Birliği (AB)” üyeliği, 2-3 yıl daha askıya alındı! 

Dünya basınına yansıyan bazı resmi örneklerden özetle alıntılar yapabiliriz...

Örneğin, “ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı” Marie Elizabeth Harf, “Amerika’nın Sesi Radyosu’nun” konuyla ilgili sorusuna şöyle yanıt vermişti: 

“İfade özgürlüğü, barışçı toplanma ve örgütlenme özgürlüğü her sağlıklı demokrasi için temel bir haktır. Türkiye’yi bu temel özgürlüklere saygı göstermeye ve bu davayı hızlı ve adil bir çözüme kavuşturmaya çağırmayı sürdürüyoruz!” 

Ardından “sözcü” Ned Price, ertesi gün yaptığı yazılı açıklamada, sözcü yardımcısının “ABD’nin karardan hayal kırıklığına uğradığına” ilişkin sözlerini tekrarladı, “kararın insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyla ve hukukun üstünlüğüyle bağdaşmadığını” belirtti.

Price, açıklamasının ikinci bölümünde, “Türkiye halkı cezalandırma korkusu olmadan temel özgürlüklerini ve haklarını kullanma kabiliyetini hak ediyor” ifadelerini kullandı ve ayrıca şunları ekledi:

“İfade özgürlüğü, barışçı toplanma ve örgütlenme haklarının kullanılması Türkiye anayasasının, uluslararası hukuk yükümlülüklerinin ve AGİT taahhütlerinin güvencesi altındadır!” 

Ned Price, “Hükümete ‘hakaret’ yasası uyarınca kovuşturmaları durdurması ve açık bir tartışma ortamının sağlanması dahil, tüm Türk vatandaşlarının hak ve özgürlüklerine saygı gösterme çağrısında bulunuyoruz” ifadelerine yer verdi.

***

Basın toplantısında “BM sözcüsüStephane Dujarric’e İmamoğlu olayı hakkındaki yorumu soruldu. Yanıtı, “İnsanlar, kendilerini özgürce ifade edebilmeli!” dedikten sonra şöyle dedi: 

“İnsanların gösteri yapabilmesi ve kendilerini özgür bir biçimde ifade edebilmesi gerekir... Bu onların doğal bir hakkıdır. Her yerde yaptığımız gibi yetkililere bu hakları koruma çağrısında bulunuyoruz!”

Brezilyalı karikatürist

Carlos Latuff’un bir karikatürü

***

Ankara’daki temaslarının ardından Avrupa Birliği (AB) Türkiye Heyeti’nde, basın toplantısı düzenleyen, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye yıllık raportörü Nacho Sanchez Amor sorunu şöyle yorumladı:

“Oldukça endişe verici bir gelişme olarak nitelendiriyoruz. Genellikle muhataplarım bir üst mahkemenin bu durumu düzelteceğini umduklarını söylediler ama yine de endişe verici... Çünkü Yüksek Seçim Kurulu üyelerine ahmak demiş olması... Böyle bir şey Avrupa’da her gün oluyor ve çok normal bizim için...  Avrupa’da politikacılar açısından çok basit bir şey bu. Suç oluşturacak bir şey değil!” 

Amor ayrıca “Türkiye, her ne kadar katılım süreci dondurulmuş olsa da resmi anlamda aday ülke... Katılım sürecinin merkezinde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konuları bulunuyor. Sorulması gereken bir soru var!” dedi ve kendi sorusunu şöyle yanıtladı:

“Benim işim, Türkiye katılım sürecinde ne yapıyor? Buna bakmak. Özellikle insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda... AKP’nin ortaya koyduğu toplum modeli ise daha çok tek kişinin sözünün geçtiği, kuvvetler ayrılığının olmadığı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygının gösterilmediği bir toplum model gibi görünüyor!

İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü açısından oldukça endişeliyiz ve bu anlamda hiç ilerleme yok. Son zamanlarda, bu iki konuda hep kötü haberler alıyoruz. Özellikle medyanın içinde bulunduğu durum açısından!

Hiçbir zaman davanızda ne olacağını, mahkemede ne olacağını bilemiyorsunuz! Mesela İmamoğlu davasında yargıcın değiştirilmesi gibi! Bir davanın tam ortasında yargıcın değiştirilmesi, hiçbir biçimde demokratik ölçütlere uygun değildir!”

AP sözcüsü Nacho Sanchez Amor, “Yine de Türkiye ile ilişkilere yeniden hız kazandırmak, Türkiye ile tekrar ilişki kurmak için hazırız. Bunu da istiyoruz. Ancak, eğer büyük değişiklikler yapılmazsa, katılım sürecinin de bir 2-3 yıl daha bu biçimde devam etmesi mümkün olmayacak! ‘Büyük değişiklikler yapılması gerekir’ derken bunu seçim sonuçlarından bağımsız olarak söylüyorum. Kim kazanırsa kazansın, yine de AB-Türkiye arasında güvene dayalı ilişkilerin tekrar kurulabilmesi için büyük değişiklikler yapılması gerekiyor. Bu tür güzel haberleri almaya açığız. Özellikle insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında...

Bir örnek vereyim: Almanya’da yaşayan Türkler, istedikleri gibi konuşabilirler ve hiçbir hukuki sonucu da olmaz bunun. Demokrasilerde ifade özgürlüğünün olması ve sadece çok ağır ve ciddi durumlarda bunun sınırlanması gerekiyor!” dedi.

Not: Sürecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları