Diyarbakır- Vaşington!

19 Kasım 2013 Salı

Kasım ayında Ankara- Diyarbakır-Erbil- Bağdat arasındaki trafik daima Vaşington’a çıkıyor. Başbakan’ın deyişiyle “tarihsel” Diyarbakır buluşması öncesi ve sonrasındaki gelişmeleri anımsayalım.
Seçimlerden başarı ile çıkan Irak Başbakanı Nuri Kemal el Maliki Vaşington’da kasım başında Başkan Barack Hussein Obama ile görüştü.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, içinde petrol ve doğalgaz boru hatları önerileri de dahil 10 milyar dolarlık bir işbirliği önerisi ile aynı günlerde Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti.
Ankara dışladığı Bağdat yönetiminin varlığını Mesud Barzani’nin Diyarbakır’a gelişinden önce anımsadı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu Irak’a Maliki ile görüşmeye gönderdi.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Diyarbakır’a gelmeden önce çarşamba günü Barzani’yi telefonla aradı, Erdoğan ile buluşması ve Maliki ile işbirliği konularında uzun uzun konuştu.
Davutoğlu, “Diyarbakır’da olup bitenleri aktarmak” ve “Suriye’de görüş ayrılıklarından doğan soğukluğu gidermek” için Vaşington’a uçtu.
Maliki, aralıkta Ankara’ya resmi ziyarette bulunacak…
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Davutoğlu’nun Bağdat ziyaretine ve Maliki’nin Ankara ziyaretine gönderme yaparak “Irak-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi için gösterilen çabalardan memnuniyet duyuyoruz” dedi, “Barzani’nin Diyarbakır ziyaretinden de memnunuz…” diye de ekledi.

***

İster Neçirvan Barzani, ister Mesud Barzani ile bölgedeki siyasal ve terör olayları görüşülmüş olsun bütün bu trafiğin temelinde Kuzey Irak’tan Türkiye’ye ulaşacak yeni petrol ve doğalgaz boru hatları yatıyor.
Yalnızca doğalgaz boru hattının, Türk- ABD ortaklığı Genel Enerji şirketine 4 milyar dolara mal olacağı öngörülüyor. 2017’de Türkiye bu boru hattından 10 milyar metreküp gaz alacak ve ayrıca Avrupa’ya aktarımını da sağlayacak.
Bu boru hattı ile İran’a “yaptırım uygulatan” ABD, Tahran’a karşı önemli bir rakip yaratmakla kalmayacak, İran’ın fiyat kırmaya zorlayarak dolaylı bir ekonomik darbe de vurmuş olacak.

***

Olacak iş mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı çıkacak da “Kürdistan” sözünü ağzına alacak. Almasına alacak da “türbanı” da devreye sokan güdümlü TRT bile Başbakan’ın “Kürdistan” sözcüğünü makaslayacak!
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AKP kurmaylarını kast ederek ‘Kürdistan’ kelimesini kullanıp kullanmamayı çok tartıştık” sözleriyle açıklıyor.
Neden kullandıkları da açık… Yaklaşan seçimlerde yalnızca BDP’yi bölüp Diyarbakır’da daha fazla oy almak değil… Ayrıca çevre illerdeki Kürt seçmenleri AKP’ye çekmek de değil… Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere göçmüş Kürt kökenli seçmenlere de AKP rüzgârı estirmek.
Yıllarca “muhatabım değil” dediği ve “PKK’ye yataklık yapmakla suçladığı” Barzani ile Ankara’da değil, özellikle Diyarbakır’da buluştuğunda “sevgili dostum” diyerek “kırmızı halıyla” karşılamasının da temel nedeni oy kaygısıdır.
Ardından “genel af” sözlerini ağzına alması da bu kaygıyı daha da pekiştirmek istediğinin göstergesidir.

***

Dünkü Cumhuriyet’te Barzani’nin “Kürdistan” haritası yayımlandı. İran ve Suriye’den bazı bölümlerin de görüldüğü bu haritaya Türkiye’den 21 ilimiz alınmıştı.
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Ria-Oomen- Ruijten “Kürdistan” sözcüğünü kullanmaması konusunda Türkiye’nin kendisini uyarmasına şimdi hayret ediyor!
Başbakan, Diyarbakır’da, Bismil’de halka hitaben “Coğrafyanın tarihi değişecek, bu yalnızca başlangıç!” diyor. Doğrudur. Bu başlangıç BDP’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafi haritasının bölünmesi yolunda atılan ilk adımdır.
Başbakan 2004’te bir TV programında “Hani şu Amerika’nın da düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, orada Diyarbakır bir merkez olabilir, bir yıldız olabilir!” demişti… Kasım ayındaki bu hızlı trafik de Vaşington bağlantılı bir süreci anımsatıyor? Haritasını gerçekleştirme yolundaki süreçte yeni boru hatları ve açılacak 4 sınır kapısı ile Barzani zenginleşerek daha da güçlenmeyecek mi?

Yeni Yayınlar...
Adı: Elveda
Yazarı: İkrami Özturhan
Yayımlayan: Bilgi
Sayfa: 519
Türkiye Cumhuriyeti’ni korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’nin seçkin subayları, yok Ergenekon, yok Balyoz, yok 28 Şubat suçlamalarıyla yargılandılar. Cezalar aldılar. Yakın tarihe damgasını basacak olan, bir dinsel iktidarın laikliği cezalandırdığı bu süreçte cezaevinde pek çok kitap yazıldı. Bunlardan birini de değerli bir albayın kaleminden okuyabilirsiniz.

Adı: …Ve İhtilal
Yazarı: Altan Öymen
Yayımlayan: Doğan Kitap
Sayfa: 754
Bir kimse; kıdemli gazeteci, yazar, siyasacı olursa içinde yaşadığı olayları görgü tanığı olarak kaleme almayı sürdürürse, tarihe de belge düşmüş olur. Öncesinde 1930’lar ile başlayıp 1955’e uzanan üç kitabını bu kez 60’lara taşıyor. Demokrat Parti’nin inişe geçtiği ve darbe sonrasında üç idam ile noktalanan süreç, ayrıntıları ve çeşitli görseller ile okura sunuluyor.

Adı: Zor Ödev Lozan
Yazarı: Serpil Ural
Yayımlayan: Bilgi
Sayfa: 77
Yıllar akıp geçtikçe günümüz gençleri ve çocukları; Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi engelleri aşarak kurulduğunu günümüz okullarındaki tarih kitaplarında birkaç sayfada okuyorlar. Günümüzde bazı gazeteler de çıkıp “olmasaydı da olurduk” bile deme cesaretini gösterebiliyorlar. Kendi ya da akraba çocuklarınıza bu kitabı hediye ederseniz İsmet İnönü’nün Lozan zaferini de görselleri ile öğretmiş olursunuz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları