Baba-oğul Barlaslar!

09 Haziran 2023 Cuma

Çeşitli zamanlarda CHP milletvekilliği ve gazetecilik yapmış olan Dr. Cemil Sait Barlas 10 Ekim 1964 tarihinde öğleden sonra Ankara’da Cumhuriyet gazetesinde benim masamda oturup bizlerle bir süre tatlı tatlı söyleştikten sonra İstanbul’a gitmek üzere yanımızdan ayrıldı!

Cemil Sait Barlas, zaman zaman politikacılarla görüşmek ya da şirketin işlerini bakanlıklarda izlemek üzere Ankara’ya gelirdi... 

İstanbul’a dönmeden önce bizim büroya uğrar, önce Ankara temsilcimiz rahmetli Ecvet Güresin ile odasında görüşür, sonra biz muhabirlerin çalıştığı salona gelir, en genç olarak ben kalkıp masamı verir, sonra bir sandalyeye otururdum.

10 Ekim 1964 günü de de aynı sahneyi yaşamıştık! Ancak o gün, o görkemli adam, Cemil Sait Barlas kaza geçirip (1907-1964) öldüğünde 57 yaşında idi... 

Cemil Sait Barlas’ın ölümü gazetelere şöyle yansımıştır: 

“Tüccar Ragıp Sarımahmutoğlu’nun özel otomobiliyle, dün sabah Ankara’dan İstanbul’a beraberinde Tekirdağ Senatörü Cemal Tarlan olduğu halde yola çıkan Barlas, Adapazarı’na 20 km mesafedeki Yağbasan mevkiinde keskin bir dönemeci dönemeyen şoförün köprü babalarına bindirmesi sonunda ani olarak açılan otomobilin kapısından yuvarlanıp yere düşmüş, sonra da nehre yuvarlanmıştır. Otomobil bu arada birkaç takla atmıştır...”

Tarlan ve Sarımahmutoğlu kazayı hafif yaralı olarak atlatmışlardı. 

***

Cemil Sait Barlas, Gaziantepli, köklü bir aileden gelmektedir. Gaziantep eşrafından müderris ve divan şairi olan Abdullah Necip Efendi’nin (1845-1918) torunudur. Babası, Cumhuriyetin ilk yargıçlarından Mehmet Sait Bey, Yargıtay 1. Dairesi’nden emekli olmuştu. 

Barlas, İÜ Hukuk Fakültesi’ni (1929) bitirmiş, doktorasını Almanya’da tamamlamıştı... İstanbul I. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargıçlık, adliye müfettişliği ve Etibank’ta hukuk müşavirliği, yapmıştı. 

***

1943-50 yılları arasında CHP Gaziantep milletvekili olarak TBMM’de bulundu. 2. Hasan Saka hükümetinde iktisat ve ticaret (1943), Şemsettin Günaltay Hükümeti’nde devlet bakanlığı (1948-50) yaptı. 

Cemil Sait Barlas, bu tarihten sonra Pazar Postası ve Son Havadis gazetelerinin sahibi olarak muhalefetini parlamento dışından yürütmeye başlamıştı. Barlas, 27 Ekim 1957 tarihinde yapılan genel seçimlerde yine memleketi Gaziantep’ten aday olmuş, ilk sonuçlara göre seçimi kazanmıştır. Ancak Demokrat Parti’nin yaptığı itirazlar, seçim sonucunu değiştirmiş ve Cemil Sait Bey seçimi kaybetmiştir. Seçim sonucunun değişmesiyle Gaziantep’te çıkan olaylar sonrasında tutuklanarak cezaevine konulmuştur. 

Madde 146’dan idam talebiyle yargılanması istenen ve 67 gün boyunca Adana ve Yozgat cezaevlerinde kalan Barlas, yoğun kamuoyu baskısı nedeniyle 31 Aralık 1957’de beraat ettirilmişti. 

1957 seçimleri sonrasında, Gaziantep olaylarıyla ilgili olarak 60 gün hapis cezasına mahkûm oldu. 27 Mayıs 1960 döneminde Kurucu Meclis’te, CHP temsilcisi (1960-61) görevinde bulundu.

***

CHP’de yeni bir fikir hareketi yaratmak istemiştir. Partiyi “Ortanın soluna!” çekme çabalarının öncülüğünü yapmıştır. Sözünü ettiği, “Ortanın solu” Türk işi bir “sosyalizm”dir. 

OĞUL MEHMET BARLAS!

Türk basınının kısa bir süre önce yitirdiği Mehmet Barlas, harika, rahmetli insan Cemil Sait Barlas’ın oğludur.

İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan Mehmet Barlas’ı babası Avrupa’ya tahsile göndermişse de eğitimini yarım bırakarak Türkiye’ye dönmüştü. Babası, bağlantıları sayesinde oğlu Mehmet’i döner dönmez Cumhuriyet gazetesi Dış Haberler Servisi’nde işe başlatmıştı. Ancak 1971’de gazeteden kovulmuştu! Yıllarımı geçirdiğim Cumhuriyet gazetesinde “kovulma” olayı çok ender, olağanüstü bir olaydır! Üstelik gazetenin dostu Cemil Sait Bey’in oğlu olmasına rağmen!

Gazeteden kovulduktan sonra bir süre hukuk müşavirliği ve matbaacılıkla uğraşan Mehmet Barlas, 1972’de TRT, Günaydın, Milliyet, Sabah, Zaman, Akşam, Yeni Şafak gibi birçok gazetede çalıştı, köşe yazarlığı ve yöneticilik yaptı. 

Mehmet Barlas, “Türkiye’de Darbeler ve Kavgalar Dönemi”, “Turgut Özal’ın Anıları” (2000) ve “Türkiye Üzerine Pazarlıklar” (2001) kitaplarını yazdı. Aileye bir matbaa hediye edildiğinde, eşi Mecbure Canan Barlas yönetimi yüklenmişti! Bu olay aile için bir dönüm noktası oldu. 

Mehmet Barlas, Turgut Özal başbakan olduktan sonra Özal’ı desteklemeye başladı. Özal okların hedefiyken onun için söylediği “Kimseye yedirmem!” sözünü, sonra Recep Tayyip Erdoğan için de söyleyecekti! 

“Erdoğan’ın en çok hangi huyunu seviyorsun” sorusuna Barlas, “En çok yalan konuşmamasını seviyorum. Erdoğan asla yalan söylemez...” yanıtını vermişti!

2011’de çözüm süreci başladığında TV’ye çıkıp “Öcalan asla ayrı bir Kürt devleti kurmak istemiyor. Üzerine fazla gidilmemeli!” diyen ünlü bir Türk gazetecidir.

Meslektaş Emin Çölaşan, Mehmet Barlas hakkında çeşitli yazılar yazmıştır. Çölaşan’ın Barlas’a koyduğu şu “etikete” ne demeli? 

“Kamuoyunda ve bizim aramızda ‘Liboş Mehmet’ olarak bilinen Mehmet Barlas ve karısı Mecbure Canan Barlas, sosyete ve kaymak tabakanın olduğu kadar basın dünyamızın da gülleridir...”

Mehmet Barlas’ın işine son verildikten sonra, eşi ile birlikte yaşadıkları görkemli “Otağtepe villası”, Refahyol’un türbesi olmuştu! Karısı Mecbure, işten kovulunca, bu ikiliye şeriatçı kesimle birlikte Tansu Çiller de sahip çıkmaya başlamıştı!

İki farklı insan baba-oğul Barlaslara Tanrı rahmet etsin!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları