Ayna Dile Gelse!

15 Ekim 2013 Salı
“Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nı”, “Yeni Osmanlı
Cumhuriyeti Anayasası’na”
henüz dönüştüremeyen
Başbakan ve AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan konuşmalarında ya
bilinçaltını boşaltıyor ya da
hatiplik için aynaya bakarak
konuşma deneyiminden yararlanıyor.
Tayyip “Artık bu ülkede
ulusalcı mulusalcı diye bir
şey yok, bu ülkede artık
millet gerçeği var” diyor.
Türk Dil Kurumu’nun Türkçe
sözcüğünde “milletin”
karşısında “ulus”, “ulus”
sözcüğüne baktığınızda da
“millet” çıkar. Biri Türkçe biri Arapça…
Türkiye’nin resmi dili
Türkçeyi yok etme çabasının
basit bir örneği! Türkiye’de
“ulusalcı” var, “mulusalcı”
yok, ama “masalcı” var!
Dünya, bağımsızlık
savaşı ve devrimleri ile
Türkiye Cumhuriyeti’ni
“tek ulus” doğrultusunda
kurma başarısını gösteren
Mustafa Kemal Atatürk’ün
“ulusalcılığının” 20. yüzyılın
simgesi olduğunu, sömürge
ülkelerinin bağımsızlıklarını
elde etmelerine örnek
oluşturduğunu kabul eder.
Mayıs ayında kalktı CHP
Genel Başkanı’na
“zavallısın, ahlaksızsın,
cahilsin” diye hakaret
etti. Hafta sonunda
da bir konuşmasında
“başörtüsü” dediği
“türbanı” savunurken
karşı çıkanlara da
“Bunlar başındaki örtü
ile uğraşacak kadar
cahiller, zavallılar…” dedi.
Bilirsiniz! Söz söyleme
teknikleri arasında “önce ayna
önünde konuşma” önerisi
yapılır. Böylece insanın kendi
yüz hatlarını görüp hatalarını
düzeltmesi öngörülür.
Anlaşılan “cahiller, zavallılar”
derken herhalde ayna
önünde yaptığı konuşma
provasını kamuoyu önünde de yineledi…
Aynadan hareketle Nev
York Times Gazetesi yazarı
Michael Rubin’in Ergenekon
ve Balyoz davaları ile
bağlantılı son yazısından
“autogolpe (sivil iktidarın
darbesi)konulu yazısından
bir alıntıya yer verelim:
“Eğer Erdoğan gerçek
darbe liderini görmek istiyorsa
aynaya baksın… 21 yıl önce
de benzerini Peru’da Alberto
Fujimori yapmış, sonrasında
Japonya’ya kaçmıştı.
Erdoğan’ın ise sürgün yaşamı
yeri olarak Suudi Arabistan’ı
seçeceğine iddiaya da
girebilirim. Ne var ki Fujimori
sonradan tutuklanıp geri
gönderilerek hapse girmişti.
Erdoğan’ın siyasal yaşamı
da açıklanamayan zenginlik,
iktidar istismarı ve yakınlarını
kayırma gibi Fujimori
modasına uygun olarak sona erebilir.”
 
Örtüsüz Utanç!
Düşünebiliyor musunuz?
Bir ülkede “Kültür ve Turizm
Bakanlığı”, “Milli Eğitim
Bakanlığı” yapmış, başında
“Doçent Dr.” unvanı da olan
bir siyasa adamı çıkıyor şöyle diyor:
“Bir kanaldaki, yarışma
programında sunucu öyle
bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu
yani. Kimseye karıştığımız yok ama çokaşırı. Dünyada
da kabul edilemez!”
Kim bu?
AKP Sözcüsü
Hüseyin
Çelik!
Sonrasında
hanım sunucu çıkardaş
TV’den “yolcu” ediliyor!
TV’nin çıkardaş gazetesinin
o sabahki 1. sayfasının ana
başlığında torbadan çıkan
“türban” hakkında şu başlık
yer alıyor: “Örtülü utanç tarihe karıştı!”
İki gün sonra aynı gazete
başlığa bu kez Tayyip’in
“Devlet yaşam tarzı dayatamaz!”
sözlerini başlığa çıkarıyor…
Sonrasında bırakın
Türkiye’yi, dünya Çelik
sayesinde Türkiye ile alay
ediyor. Bazı örnekler:
İngiliz Times gazetesi: “Türk
kadın sunucu
dekoltesi yüzünden
kovuldu. Olay,
hükümetin
tutucu yollarla
ülkeyi yeniden
biçimlendirdiğini
söyleyen laik
Türklerin korkularını
tırmandırdı.
Gözde Kansu
olayı hükümetin
kamuda türban yasağını
kaldırdığı hafta yaşandı…”
ABD Bloomberg: “Türkler
göğüs dekoltesine göz
açtırmıyor. Kamuda başörtüsü
yasağını kaldıran Türk
hükümeti, bir sunucunun
göğüs dekoltesi yüzünden
işinden olmasına yol açtı. Bu
hükümete liberal mi demeli,
İslamcı ya da kısıtlayıcı mı?”
ABD Huffington Post:
“Sunucu Gözde Kansu, AKP’li
Çelik’in elbisesine getirdiği
eleştiriden sonra yapımcı
şirket tarafından işine son verildi.”
İsrail Jerusalem Post:
“İslami Ak Parti, 2002
genel seçimlerinde iktidara
geldiğinden bu yana Türkiye’yi
İslamlaştırmak için yavaş
yavaş çalışıyor. Ancak parti şu
anda iktidarda daha sağlam ve
görüşlerini halk üzerinde zorla
kabul ettirmeye çalışıyor.”
Amerika’nın ünlü TV
sunucusu Jay Leno bir
“tveet’inde” şöyle diyor:
“Türk hükümeti bir televizyon
programı sunucusunun
kovulmasını emretti, çünkü
çatalını çok fazla gösteriyordu.
İyi haber: Kızı Foks Nevs işe
almış!” Programı NBC’de
yayımlanan Leno, bu iletisiyle
gerek Türkiye gündemine gönderme yapıyor,
gerek yayın siyasasıyla
ABD’de sıkça eleştirilen Foks
Nevs ile alay ediyor.
Bırakın karşıt yayınları,
AKP’nin Avrupa Birliği (AB)
Bakanı ve Başmüzakereci
Egemen Bağış bile şöyle
diyebiliyor:
“Sayın Genel Başkan
Yardımcımızın şahsi
düşüncesini paylaşması belki
zamanlama olarak yanlış
oldu. Çünkü kanalın aldığı
kararın onun sözüyle alınmış gibi bir intiba
çıktı ki kanal açıklamalar yaptı.
Bu kendi performansıyla ilgili
bir şey. Ama şöyle bir dönüp
baktığımızda gerçekten de
zamanlaması da tavrı da belki şık
olmadı diyebiliriz. Çünkü Türkiye’nin
imajı, ben devamlı onu denetlemek
ve gözetlemek durumundayım,
Amerika’da, Avrupa’da, birçok
yerde bu konu haber oldu ve
Türkiye’de sanki bir yasakçı zihniyet
varmış gibi. Ama Başbakan’ın
yaptığı açıklama bu kadar haber olmadı.
Asıl altını çizmemiz gereken,
Türkiye’de kimsenin yaşam
tarzına, kılığına kıyafetine,
yediğine içtiğine, okuduğu
kitaba, kiminle dostluk
yapacağına karışılmayacak. Bu
yasayla güvence altına alınıyor.
Diğeri bir yorumdur ama
yaşam tarzına karışmayı suç
kabul eden bir kanun geliyor.”
AKP Milletvekili Nimet Baş,
Çelik’in sunucuya tepkisi
hakkında “Bu siyasetin konusu
değil” demekle yetindi.
AKP’nin 64 kurucusundan
biri olan Fatma Bostan Ünsal da “Herkes istediği gibi
giyinebilmeli. ‘Kadın başörtülü
olmasın’a nasıl itiraz ediyorsak
‘Şöyle olmasın’, ‘Böyle
olmasın’a da itiraz etmeliyiz” dedi…
Kutlarım - Kurban Bayramı’nızı kutlar, sağlıklı, mutlu,
demokratik bir Türkiye’de yaşanmasını dilerim…

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları