Anavatanında Yasak!

08 Nisan 2014 Salı

Anadolu Efes, Lüleburgaz’daki bira fabrikasını kapattı. Bu fabrikanın kapatılmasının yarattığı sonuçlara göz atalım. İşçiler, kapı önüne konuldu. Arpa, üreticilerin elinde kaldı. Devletin sağladığı vergiler kayboldu.
Biradan alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) AKP iktidarı boyunca 11 kez arttı. Bira tüketimi 2012’de 1.127 milyon lt (ml) iken 2013’te 1.011 ml’ye düştü, 2.008’deki 1.022 ml’den de geriledi.
Ernest Young adlı araştırma kurumu, Avrupa’da kişi başına 72 litre bira tüketilirken bu miktarın Türkiye’de 13.2 litre olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı’na göre alkol tüketimi Türkiye’de dünya ortalamasının çok altında.
Portekiz’in başkenti Lizbon’un ünlü “Saray Meydanı’nda” Maliye Bakanlığı’na da ev sahipliği yapmış olan binanın altında “Bira Müzesi’ni” gezdim. Bira, Portekiz’de 1689’da yasaklanmış, gerek devletin gerek üreticilerin ekonomik kayıpları nedeniyle 18. yy’da serbest bırakılmıştı! Şimdi Türkiye’de 17. yy mantığı uygulanıyor!
Biranın Türkiye’de alkol pazarının yüzde 90’ını oluşturduğunu dikkate alacak olursak, bu gelişmenin, Türk basketbolunun önemli takımlarından Anadolu Efes’i ve milli takımı da zaman içinde olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır.
Almanların ekim ayında düzenledikleri “oktoberfest” şöleninde Münih sokaklarında geçici bira tezgâhları kurulur. Bir keresinde ben de tatmış, tanıdık tanımadık kişilerle coşkuyla dans etmiştim. Rakı, AKP iktidarında 2005’te 44.1 milyon litre iken 2013’te 42.3 milyona geriledi. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 5 gerileyen rakı piyasasında votka yüzde 1.3 azaldı. Konyak mı? Bulursanız içersiniz!
Gece 22’den sonra yasağından şarap fazla etkilenmedi. Çünkü şarap yemeklerde içilmekte, 22’den sonra tüketilmiyor. Ancak bazı mağazalarda içki satılmayınca Tekel bayilerinden alışveriş yapmayan kadınlar zorlanıyor.
Vergiler “kaçak” ve “sahte içki” olayını körükledi. Son ayda Ankara’da polis Mamak’ta “sahte”, Yeni Mahalle’de “kaçak” içki depolarını bastı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 1 Ocak’ta başlayacak “kaçak” alkol izlemesini 8 ay erteletti!
Medyada alkol reklamları yasak. Ancak Almanya’daki futbol karşılaşmalarının canlı yayınlarında sürekli olarak “Votka Gorbaçov” reklamını görebiliyoruz. Ama Anadolu Efes’in maçlarında bira reklamı göremiyoruz!
Vatandaşın sağlığını korumak, dinsel yasaklamaya dönüştü.
Üniversitelerin öğretim üye lokallerinde, polis ve öğretmen evlerinde, hatta TÜBİTAK’ın lokantasında alkol yasak. Kocaeli’nde “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme (bence yasaklama) Kurulu’nun (TPADK)binasının levhası, içinde “alkol” sözcüğü geçtiği için indirildi!
Özetle anavatanı Anadolu olan şarap ve bira bu topraklarda “yassah hemşerim!” oldu…

Kalecik Karası!  
Türkiye Cumhuriyeti 1923’te kuruldu. Mustafa Kemal İstanbul’daki devlet orkestrası niteliğindeki kurumu 1924’te Ankara’ya getirerek “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) adıyla himayesi altına aldı. Orkestra, pazartesi akşamı 90. yılını konserle kutladı. Kültür Bakanı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü kapıda karşıladı.
İki gün önce ise Gül’ün “himayesinde” Sevda - Cenap And Müzik Vakfı’nca düzenlenen 31. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nde, ne Gül vardı ne de Çelik. Hatta davetlilerden 40-50’si dahi gelmemişti. Ama eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi ile oradaydı.
Anımsarım! Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenci iken CSO, cuma akşamları Opera binasındaki konserini, cumartesi günleri öğleden sonra DTCF’nin Farabi Salonu’nda üniversite öğrencileri için ücretsiz tekrarlardı.
O tarihte fakültede cumartesi sabahları da ders vardı. Mülkiye deyimiyle “inek” olmadığım için dersi asar, arkadaşlara yer kapmaya DTCF’ye koşardım. Konserler her nedense sonraları yapılmaz oldu!
Vakfın o geceki konseri ilginçti. Ankara üniversitelerinde müzik eğitimi görenlerden oluşan “Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası’nı” 37 yaşındaki şef Fazlı Orhon Orhun yönetti. Onur Nurcan’ın (37) “Fantasia” adlı bestesi konser sonunda tekrarlandı. Gençler, gerçekten gelecek için umut verdiler.
Bu müzik vakfının kaynağı ne? Kavaklıdere şarap fabrikasını kuran Cenap And ve eşinin adını taşıyan vakıf, şarap gelirlerinin önemli bölümünü bu amaca harcıyor. Nasıl Anadolu Efes Türk basketboluna katkı yapıyorsa, Kavaklıdere de müziğe katkı yapıyor.
“Ankara’nın Bağları” türkülere konu olsa da, “Seyran Bağları” gibi semtlerde bağlar kaybolsa da, Kalecik ilçesinde bağcılık sürüyor. Bu ilçemize özgü bir siyah üzüm çeşidi olan “Kalecik Karası” yalnızca bugün değil, 2 bin yıl öncesinde de dünyaca ünlüydü.
Asteriks-Hopdediks ikilisinin çizgi romanını ve filmini bilirsiniz. Bu ikilinin ataları olan Galatlar, Avrupa’dan kalkıp Ankara yöresine gelmekle kalmamışlar, başkentin simgesi olan kaleyi de yapmışlardı. İşte o Galatlar 2 bin yıl önce Kalecik’ten Fransa’ya şarap satıyorlardı!
Beş yıl öncesinin yerel seçiminde AKP’li Filiz Ulusoy Kalecik’ten belediye başkanlığına aday olurken “Kalecik Karası üzümünü yalnızca şaraba indirgemek doğru olmaz. Bundan böyle pekmez yapılmasına ağırlık vereceğim” deyince yüzde 25 oyla kazanamamıştı.
Ama 30 Mart’ta yüzde 57 ile seçildikten sonra şöyle konuştu: “Kalecik’te vatandaşlarımız bu üzümün şarap olarak kullanılmasından memnun değiller. Hatta şikâyetçiler. Mevcut şarap fabrikalarının ilçeye ekonomik katkısı yok!”
Kalecik Karası gibi “Boğazkere, Öküzgözü” de yöre iklim ve toprağında doğan üzüm çeşitleridir. “Şiraz” da İran’daki bir üzüm çeşididir, en önemli şaraplar bu üzümden yapılırdı! Ancak bugün yasak!
Şiraz üzümünden şarap Türkiye’de, Fransa’da, Güney Amerika’da üretiliyor. Bu üzümü Fransa’da ilk kez yetiştirip soyadı yapan aileden gelen Jackues Chriac Cumhurbaşkanı olmuştu! Bu gidişle Kalecik Karası’ndan şarap üretimi yabancı ülkelerde yoğunlaşacak demektir! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları